Almanya'nın İran yönetimine karşı savaşan PEJAK teröristlerini desteklediği iddia edildi.
Geçtiğimiz haftalarda bir Alman internet sitesinde yer alan makalede, İran yönetimine karşı savaşan teröristlerin Almanya tarafından desteklendiği iddia edildi. Almanya'nın dış politikasıyla ilgili analizlerin, ropörtaj ve haberlerin yayınlandığı sitede, Tahran'ın bütün protestolarına rağmen bir Kürt ayrılıkçı hareket liderinin Almanya'da ve Alman İstihbaratının gözleri önünde örgüt için adam topladığı bildirildi. Yüzlerce İran askerini öldüren bu isyancıların, Münih'teki askeri üniversiteden bir profesör tarafından da alenen desteklendiği söylenen yazıda, profesörün "İran zayıflatılmalı ve gerekirse ortadan kaldırılmalıdır" sözlerine yer verildi.
Ortadoğu'da yeni bir etnik yapılanma
Almanya'nın Teröristlerle kurduğu bu iş birliğiyle Irak'taki Kürt Özerk yönetimle olan ilişkilerini bütünleştirdiği ve Ortadoğu'da oluşacak yeni bir etnik yapılanmada Berlin'in rolünü güçlendirdiği öne sürülen makalede, Amerikan'ın da bu emeller doğrultusunda bir süreden beri planlar yaptığı, Kürt ayaklanmasının önde gelen simalarından Mesud Barzani'nin yıllardır Alman politikacılarla temaslarda bulunduğu ve Merkel'le de çeşitli vesilelerle bir araya geldiği belirtiliyor.
Barzani'den iç savaş tehdidi
Yazıda yer alan bilgilere göre Barzani, Kuzey Irak'ta bulunan ve kendi yönetiminde olan bölgeyi Irak'tan kopardıktan sonra, petrol zengini olan Kerkük, Ninawa ve Diyala'ya kadar uzanmayı hedefliyor. Barzani'nin, bölgede bu yıl "Kürdistan Özerk yönetimi" ile ilgili yapılacak referandumun kendi kontrolü altında gerçekleşmemesi halinde bir iç savaş çıkacağını ilan ettiğini yazan makale, ayrılıkçı hareketlerin Kerkük'de çatışmalara ve gerginliklere yol açtığının da altını çiziyor.
Siegfried Martsch, 'Sıggi Barzani' oldu
Kürt özerk bölgesi ve Kürt Demokrat Partisi (KDP) lideri Barzani'nin yıllardır Alman siyasilerle yakın ilişkiler içinde olduğu iddia edilen makalede çeşitli örneklere de yer verildi. Makaleye göre Barzani 1980'li yıllarda Hıristiyan Sosyalist Partisi (CSU) başkanı Franz -Josef Strauß'la görüşmelere başladı. 1990 yılında, Kuzey Irak'taki kalkınma projelerinin finansmanını sağlayan Kuzey Ren Vestfalya yönetimi ile yakın ilişkilere giren Barzani'nin, bu eyaletin milletvekili olan, yeşiller partisinden Siegfried Martsch'la ilişkisi o kadar ilerledi ki; Barzani Martsch'a, Siegfried ismini kısaltıp kendi soy ismini vererek, yani "Siggi Barzani" diye hitap ediyordu. Martsch; dış işlerinde çalışan ve ajan olduğu sanılan Susanne Osthoff'un kaçırılmadan bir süre önce kurulması için çaba gösterdiği, Erbil'de kurulan "Alman Kültür Merkezi" nin açılışında Almanya'yı temsil etti. İlgili yazıya göre Martsch aynı zamanda, Kuzey Irak'taki yatırım şirketlerinin Alman şubelerini yöneterek, Alman firmaların milyonlar değerinde alt yapıyla ilgili ihaleleri kazanmasında aracılık yaptı.
Kandil Dağ'ı Barzani'nin yönetiminde
Barzani tarafından kontrol edilen ve İran, Irak, Türkiye üçgeninde kalan Kandil dağında PKK teröristleriyle birlikte, PKK'ya yakın duran PEJAK (Kürdistanda özgür yaşam partisi)'lı teröristlerin de yuvalandığı ve buradan İran'a karşı savaştıkları belirtilen yazıda, etnik ve homojen bir Kürdistan'ın kurulması için verilen bu illegal savaşta 300 İran askerinin Alman siyasilerin muhatap aldığı Barzani tarafından idare edilen bölgede hayatını kaybettiği bildiriliyor. Yazıda, TV-Magazin "Monitor" dergisinde yer alan bir haberden bahsediliyor ve bu habere göre PEJAK lideri Abdul Rahman Hacı Ahmed'in Köln'de oturduğu ve oturduğu bölgede hiçbir engelle karşılaşmadan İran'a karşı savaşmak üzere adam topladığı bildiriliyor. Habere göre Hacı Ahmed, İran'ın tepkilerine rağmen hiçbir Alman resmi kurum ya da kuruluşunun engeline takılmadan düzenli olarak Almanya'dan Irak'taki üssüne dönebiliyor. Yazıda, Alman Ajanların PEJAK'lı teröristlerle ikili ilişkiler olduğu ilan ediliyor.
Kürdistan için Amerika ve Almanya el ele
Almanca yayın yapan Kürt sitelerinde de yer alan yazıda PEJAK'ın sadece Almanya değil, Amerika tarafından da destek gördüğü iddia ediliyor. "PEJAK'ın etnik ve homojen bir Kürdistan hayali, Almanya'nın milli politikasına olduğu kadar, Washington'un stratejik beklentilerine de cevap veriyor" yorumu yapılan yazıda, Amerikan Silahlı kuvvetlerinin Ortadoğu'daki yeni yapılanmada etnik bir modeli baz aldığı söyleniyor. Verilen bu habere göre, Geçtiğimiz yılın Haziran ayında, ABD'nin silahlı kuvvetlerine ait bir dergi olan "Armed Forces Journal" da emekli bir Amerikalı asker olan Ralph Peters bir harita yayınlıyor. Bütün Arap-İslam coğrafyasının etnik kriterlere göre yeniden tanzim edilmiş hali gösterilen bu haritada, İran körfezinde Batı'nın hegemonyal politikasına boyun eğmeyen İran'ın da yer aldığına dikkatler çekiliyor ve Ekonomik yaptırımlarla zayıflatılan ve ABD tarafından sürekli tehdit edilen İran'ı, ülkenin Kuzey Batısında gittikçe güçlenen ayaklanmaların beklediği yorumu yapılıyor.
İstihbaratla ilgilidir, sızdırılamaz
Münih Alman askeri Üniversitesi Profesörü Michael Wolfssohn'un PEJAK'a verilen Amerikan-Alman desteğinin siyasi mantığını açıklayan cümlelerine yer verilen yazıda, Wolfssohn'un, İran halkının çeşitli ırklardan oluştuğu ve bunlardan yüzde 49'unun Tahran yönetiminden memnun olmadığı iddiasının altı çiziliyor. Profesörün "İran'daki kürtler çok geç kalmadan; Irak'lı, Suriye'li ve Türkiye'li kürtlerle birleşmeliydiler" şeklindeki sözlerinin alıntılandığı yazıda Wolfssohn'un, bu ayaklanmaların, itibardan düşen Tahran hükümetine karşı kullanılabileceğini söylediği ve bu bilginin iç politikayla ilgili olduğu için Kuzey Irak'la ilgili politikaların askeri müdahaleler kapsamında gizli kalması gerektiği imasında bulunduğu ileri sürüldü.
Emine K. Arslaner- Dünya Bülteni
Geçtiğimiz haftalarda bir Alman internet sitesinde yer alan makalede, İran yönetimine karşı savaşan teröristlerin Almanya tarafından desteklendiği iddia edildi. Almanya'nın dış politikasıyla ilgili analizlerin, ropörtaj ve haberlerin yayınlandığı sitede, Tahran'ın bütün protestolarına rağmen bir Kürt ayrılıkçı hareket liderinin Almanya'da ve Alman İstihbaratının gözleri önünde örgüt için adam topladığı bildirildi. Yüzlerce İran askerini öldüren bu isyancıların, Münih'teki askeri üniversiteden bir profesör tarafından da alenen desteklendiği söylenen yazıda, profesörün "İran zayıflatılmalı ve gerekirse ortadan kaldırılmalıdır" sözlerine yer verildi.
Ortadoğu'da yeni bir etnik yapılanma
Almanya'nın Teröristlerle kurduğu bu iş birliğiyle Irak'taki Kürt Özerk yönetimle olan ilişkilerini bütünleştirdiği ve Ortadoğu'da oluşacak yeni bir etnik yapılanmada Berlin'in rolünü güçlendirdiği öne sürülen makalede, Amerikan'ın da bu emeller doğrultusunda bir süreden beri planlar yaptığı, Kürt ayaklanmasının önde gelen simalarından Mesud Barzani'nin yıllardır Alman politikacılarla temaslarda bulunduğu ve Merkel'le de çeşitli vesilelerle bir araya geldiği belirtiliyor.
Barzani'den iç savaş tehdidi
Yazıda yer alan bilgilere göre Barzani, Kuzey Irak'ta bulunan ve kendi yönetiminde olan bölgeyi Irak'tan kopardıktan sonra, petrol zengini olan Kerkük, Ninawa ve Diyala'ya kadar uzanmayı hedefliyor. Barzani'nin, bölgede bu yıl "Kürdistan Özerk yönetimi" ile ilgili yapılacak referandumun kendi kontrolü altında gerçekleşmemesi halinde bir iç savaş çıkacağını ilan ettiğini yazan makale, ayrılıkçı hareketlerin Kerkük'de çatışmalara ve gerginliklere yol açtığının da altını çiziyor.
Siegfried Martsch, 'Sıggi Barzani' oldu
Kürt özerk bölgesi ve Kürt Demokrat Partisi (KDP) lideri Barzani'nin yıllardır Alman siyasilerle yakın ilişkiler içinde olduğu iddia edilen makalede çeşitli örneklere de yer verildi. Makaleye göre Barzani 1980'li yıllarda Hıristiyan Sosyalist Partisi (CSU) başkanı Franz -Josef Strauß'la görüşmelere başladı. 1990 yılında, Kuzey Irak'taki kalkınma projelerinin finansmanını sağlayan Kuzey Ren Vestfalya yönetimi ile yakın ilişkilere giren Barzani'nin, bu eyaletin milletvekili olan, yeşiller partisinden Siegfried Martsch'la ilişkisi o kadar ilerledi ki; Barzani Martsch'a, Siegfried ismini kısaltıp kendi soy ismini vererek, yani "Siggi Barzani" diye hitap ediyordu. Martsch; dış işlerinde çalışan ve ajan olduğu sanılan Susanne Osthoff'un kaçırılmadan bir süre önce kurulması için çaba gösterdiği, Erbil'de kurulan "Alman Kültür Merkezi" nin açılışında Almanya'yı temsil etti. İlgili yazıya göre Martsch aynı zamanda, Kuzey Irak'taki yatırım şirketlerinin Alman şubelerini yöneterek, Alman firmaların milyonlar değerinde alt yapıyla ilgili ihaleleri kazanmasında aracılık yaptı.
Kandil Dağ'ı Barzani'nin yönetiminde
Barzani tarafından kontrol edilen ve İran, Irak, Türkiye üçgeninde kalan Kandil dağında PKK teröristleriyle birlikte, PKK'ya yakın duran PEJAK (Kürdistanda özgür yaşam partisi)'lı teröristlerin de yuvalandığı ve buradan İran'a karşı savaştıkları belirtilen yazıda, etnik ve homojen bir Kürdistan'ın kurulması için verilen bu illegal savaşta 300 İran askerinin Alman siyasilerin muhatap aldığı Barzani tarafından idare edilen bölgede hayatını kaybettiği bildiriliyor. Yazıda, TV-Magazin "Monitor" dergisinde yer alan bir haberden bahsediliyor ve bu habere göre PEJAK lideri Abdul Rahman Hacı Ahmed'in Köln'de oturduğu ve oturduğu bölgede hiçbir engelle karşılaşmadan İran'a karşı savaşmak üzere adam topladığı bildiriliyor. Habere göre Hacı Ahmed, İran'ın tepkilerine rağmen hiçbir Alman resmi kurum ya da kuruluşunun engeline takılmadan düzenli olarak Almanya'dan Irak'taki üssüne dönebiliyor. Yazıda, Alman Ajanların PEJAK'lı teröristlerle ikili ilişkiler olduğu ilan ediliyor.
Kürdistan için Amerika ve Almanya el ele
Almanca yayın yapan Kürt sitelerinde de yer alan yazıda PEJAK'ın sadece Almanya değil, Amerika tarafından da destek gördüğü iddia ediliyor. "PEJAK'ın etnik ve homojen bir Kürdistan hayali, Almanya'nın milli politikasına olduğu kadar, Washington'un stratejik beklentilerine de cevap veriyor" yorumu yapılan yazıda, Amerikan Silahlı kuvvetlerinin Ortadoğu'daki yeni yapılanmada etnik bir modeli baz aldığı söyleniyor. Verilen bu habere göre, Geçtiğimiz yılın Haziran ayında, ABD'nin silahlı kuvvetlerine ait bir dergi olan "Armed Forces Journal" da emekli bir Amerikalı asker olan Ralph Peters bir harita yayınlıyor. Bütün Arap-İslam coğrafyasının etnik kriterlere göre yeniden tanzim edilmiş hali gösterilen bu haritada, İran körfezinde Batı'nın hegemonyal politikasına boyun eğmeyen İran'ın da yer aldığına dikkatler çekiliyor ve Ekonomik yaptırımlarla zayıflatılan ve ABD tarafından sürekli tehdit edilen İran'ı, ülkenin Kuzey Batısında gittikçe güçlenen ayaklanmaların beklediği yorumu yapılıyor.
İstihbaratla ilgilidir, sızdırılamaz
Münih Alman askeri Üniversitesi Profesörü Michael Wolfssohn'un PEJAK'a verilen Amerikan-Alman desteğinin siyasi mantığını açıklayan cümlelerine yer verilen yazıda, Wolfssohn'un, İran halkının çeşitli ırklardan oluştuğu ve bunlardan yüzde 49'unun Tahran yönetiminden memnun olmadığı iddiasının altı çiziliyor. Profesörün "İran'daki kürtler çok geç kalmadan; Irak'lı, Suriye'li ve Türkiye'li kürtlerle birleşmeliydiler" şeklindeki sözlerinin alıntılandığı yazıda Wolfssohn'un, bu ayaklanmaların, itibardan düşen Tahran hükümetine karşı kullanılabileceğini söylediği ve bu bilginin iç politikayla ilgili olduğu için Kuzey Irak'la ilgili politikaların askeri müdahaleler kapsamında gizli kalması gerektiği imasında bulunduğu ileri sürüldü.
Emine K. Arslaner- Dünya Bülteni


0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.