5 Eylül 2008 Cuma

Ermenistan'la Sınır Sorunu, Soykırım İddiası, Karabağ Sorunu


Değiştir
Türkiye-Kafkasya sınırı, Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu arasında her zaman savaş ve çatışma alanı olmuştur. 1918 yılında, Ermenistan bağımsızlığını ilan etmiş ve ılımlı sosyalistler olarak tanımlanan Menşevikler iktidara gelmişlerdir.Fakat 1920 yılında Ermenistan, Kızıl Ordu tarafından işgal edilmiştir. Türkiye’nin taraf olduğu 1921 Kars ve Moskova Anlaşmaları ve daha önce yapılmış ancak Rusya’nın işgali nedeniyle yürürlüğe girmemiş, Türkiye’nin ilk resmi anlaşması olan Gümrü Anlaşması, yaklaşık yetmiş yıl boyunca Türkiye-Kafkasya sınırını dokunulmaz yapmıştır. Gümrü ve Kars Anlaşmaları doğrudan Ermenistan ile yapılmış ve yapılan bu anlaşmalar Rusya ile imzalanan Moskova Anlaşması ile teyit edilmiştir. Kars Anlaşması, Moskova Anlaşması’ndan daha sonra yapılmış olsa da, anlaşmaların içeriklerinin uyumlu oldukları gözlemlenmektedir. Ermenistan bu anlaşmaların gereği olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Misakı Milli sınırlarını kabul etmiştir (Madde 2). Ancak Ermenistan, Sovyetler Birliği çözüldükten sonra, Kars Anlaşması’nı tanımadığını ilan etmiş, 2006 yılında ise, anlaşmayı tekrar kabul ettiğini duyurmuştur. Buna rağmen, bağımsızlıktan sonra Ermenistan adına görüş belirtenlerin bir kısmı, Türkiye-Rusya sınırı olarak belirlenen bir sınırın olmadığını ifade etmektedirler. Öyle ki, parlamentoda yer alan bazı milletvekillerinin zaman zaman mevcut sınırı kabul etmeyen açıklamalarda bulunması iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz olarak etkilemektedir. Bunun dışında, Ermeni diasporasının Türkiye topraklarının bir kısmını kendi topraklarıymış gibi gösteren haritalar düzenlemesi, ilişkilerin gelişimi bakımından önemli bir handikap olarak kabul edilmektedir.

İkinci önemli sorun, sözde Ermeni soykırımı iddiasıdır. Ermenistan bağımsızlık bildirgesinde, Ermenilerin 1915 yılında, Birinci Dünya Savaşı esnasında, Osmanlı rejimi altındaki Doğu Anadolu’nun etnik olarak temizlendiği ve soykırım yapıldığı ifade edilmektedir. Ayrıca, uygulamanın kasti olarak devlet eliyle yapıldığının vur-gulanması ve bu iddianın uluslararası alanda tanınmasını sağlamak amacıyla yoğun lobi faaliyetlerine girişilmesi, iki ülke arasındaki ilişkileri gerginleştirmiştir. Bu bağlamda Türkiye, Ermeni iddialarını kabul etmemektedir. Öyle ki, Ermenistan, kendi tarihi hakkında samimi ise, üçüncü ülkelerden oluşturulacak bağımsız tarihçiler çerçevesinde oluşturulacak ortak bir komisyonun kurulma önerisini reddetmemeli ve karşılıklı olarak arşivlerin açılmasını kabul etmelidir. Ki Türkiye, hangi bulgular ortaya çıkarsa çıksın bunu kabul edeceğini de beyan etmiş ve askeri ve sivil Türk arşivlerinin tamamını araştırmacılara açık hale getirmiştir.

Üçüncüsü, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Karabağ bölgesi nedeniyle ortaya çıkan savaştır. 1988-1994 arasında yaklaşık altı yıl devam eden savaşta, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini kaybetmiştir. Böylesi bir süreçte, Türkiye’nin Azerbaycan tarafında yer alması Türkiye ile Ermenistan arasında ki sorunların geleceği hakkında bulgular içermektedir. Zaman zaman sorunun çözümü için askeri müdahale önerilerinin bile dile getirilmiş olması, konunun Türkiye açısından ne kadar belirleyici olduğunun anlaşılması bakımından dikkat çekicidir.


Türkiye-Ermenistan Sınırının Açılması Neden Gündemde?:Jeo-Ekonomik Bakış;Bayram GÜNGÖR
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009