28 Eylül 2007 Cuma

İşte Sarkozy'nin gizli yüzü


Değiştir
Hadi Yahmud
İran, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin gizli yüzünü ortaya seriyor. İşte Sarkozy'nin sert konuşmalarının arkasındaki gerekçe...
Nicolas Sarkozy'nin gizli bir yüzü mü var? Adamın "Siyonist-Hıristiyan" çizgisine yakın muhafazakâr eğilimleri mi var? Sarkozy "İsrail Güvenliğini" korumaya karşı bu hırsı nasıl açıklayabilir? Sarkozy ve Dışişleri Bakanı Kouchner'in Yahudi köklerinin İsrail'i destekleyici dış siyasetlerinde etkisi var mı? Tüm bu sorular, Sarkozy'nin ve Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in "İran Dosyasına" karşı son derece sert çıkışlarda bulunmasından sonra Fransa'nın siyasi gündeminde yer almaya başladı. Öyle ki Fransa Dışişleri Bakanlığı İran'a karşı "savaş ihtimalinden" söz etmeye başladı.

İRAN'IN VURULMASI YA DA İRAN'IN NÜKLEER BOMBASI

Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner'in "Fransa, uluslararası toplumla birlikte İran'a karşı savaşa hazırlanmalıdır" demeci yayınlandı. Aynı açıklamayı Başkan Nicolas Sarkozy 27/08/2007'de Paris'te yabancı ülke büyükelçileri önünde yapmıştı: "iki seçenek var, ya İran'ın vurulması ya da İran'ın nükleer bombası" Tabi Fransa Dışişleri Bakanlığının yeni eğilimlerinin arka planı ve bu eğilimlerin radikal bir şekilde değişme olasılıklarıyla ilgili bir çok soru gündeme geldi.

İran'ın Paris Büyükelçiliğinde görevli Diplomat Ali Segedyan "islamonline.net" sitesine verdiği özel demeçte, İran Diplomasisinin ülkesine yönelik Fransa'nın tutumunu dikkatle izlediğini, Fransız yetkililerin demeçlerindeki sertlik dozunun dikkat çekici ve hayret verici şekilde arttığını" söyledi. Ancak Sagedyan sözlerine, Fransa'nın ABD ve İsrail'le birlikte İran'a karşı sonucu önceden kestirilemeyen bir maceraya atılacağına ihtimal vermediğini ekledi. Sagedyan, İran Diplomasi Kulislerinde Fransa'nın Dış siyasetindeki son eğilimleriyle ilgili çok sayıda soru işareti oluştuğunu, yine de Fransa'nın siyasi tehditlerinde daha ileri gideceğine inanmadığını söyledi.

Birçok Fransız analistin İran Dosya'sına karşı tutumu Fransa'nın tutumunu ABD-İsrail tutumuyla bağdaştırma gayretini yansıtıyor. Bilhassa Sarkozy'nin önceliklerinden olan "İsrail'in güvenliğinin" garanti altına alınmasıyla ilgi konularda. Zaten Sarkozy İsrail'le olan dostluğunu hiçbir dönemde gizleme ihtiyacı duymuyor. Fransa'ya başkan seçilmeden önce de bu böyledir.

TABERİYE'NİN KIYISINDA

Nicolas Sarkozy'nin İsrail'e olan desteği konusunda bizzat, İsrail'le verdiği destekle tanınan Sosyalist milletvekili George Freche, Sarkozy'nin Fransa başkanı seçildiğinin hemen ertesinde Fransız medyasının es geçtiği sessiz bir bomba patlattı. 24/6/2007 Fransa'nın güney batısında Yahudi Kültür Merkezi'nin düzenlediği törende Freche kalabalığa şöyle sesleniyordu: "Fransız halkının cumhuriyetin başına Yahudi kökenli bir başkan seçmesiyle gurur duyuyorum. Freche biz Yahudiler için Yahudi kökenli olan Lion Blum başbakan oldu, Mendas Fruns başbakan oldu. Ancak hiçbir zaman Yahudi bir Cumhurbaşkanımız olmadı. Frenche sözlerini şöyle bitirdi: Şimdi de işte size Yahudi bir Dışişleri Bakanı (Kouchner) Peki daha ne istiyorsunuz?

Fransa'nın şimdiki Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner Yahudi bir baba ve Protestan bir anneden doğdu. Sınır tanımayan doktorlar örgütünün kurucuları arasında yer aldı. Haziran 2007 tarihinde Başkan Nikolas Sarkozy tarafından göreve getirilmeden önce ayrıldığı Sosyalist Partinin önde gelen üyelerinden biriydi. Fransa basının es geçtiği French'in bu konuşması-ki Fransa basını ülkenin laik yapısı gereğince kişilerin dini kökeniyle ilgili kişisel bilgiler vermekten gelen olarak her zaman kaçınmıştır-çok önemli bir ayrıntı daha içeriyor: Nicolas Sarkozy ile Bernard Kouchner 1967 yılında İsrail'in bir çok Arap toprağını işgal etmesinden birkaç gün sonra Suriye-İsrail sınırındaki Golan tepelerine yakın Taberiye Gölü kıyısında tanışmışlardı. İsrail bu tarihte birçok Arap toprağını, Batı Şeria'yı ve Gazze şeridini işgal etmişti. Birçok İsrailli politikacıya göre bu "zafer" Allah'ın seçilmiş halkına verilmiş ilahi bir zaferdi"

Peki, Nicolas Sarkozy, tüm dünyanın Arap topraklarını işgal eden İsrail'i kınadığı bir dönemde Taberiye Gölü kıyısında ne yapıyordu? George French tabi bu soruya cevap vermedi.

Bu noktada Nicolas Sarkozy kendisinden bahsederken "Katolik Hıristiyan" olduğunu özellikle vurgulamaya çalışıyor. "Yahudi" kökenlerinden bahsetmiyor bile. Yahudi olduğunu hayatının geç dönemlerinde keşfettiğini belirtmekle yetindi. Ancak bu onun, birçok kaynağa göre İspanyol Yahudi'si kökeninden gelen Cecilia ile evlenmesine engel değildi.

TONY BLAIR'İN MİRASI

Sarkozy'nin Yahudi olup olmadığına bakmadan şunu kesin bir şekilde söyleyebiliriz: Sarkozy siyasi olarak hiçbir zaman İsrail'in yakın dostu olduğunu gizleme gereği duymadı. Etrafına da İsrail'in güvenliğini şiddetle savunmaktan çekinmeyen danışmanlarla donattı. Parlamenter Pierre Lalush ve Alexander Adler gibi ABD'deki neo-conların çizgisi gibi bir çizgi tutturmak isteyen ve İsrail'in güvenliğini şiddetle savunanlar.

Başta İsrail'in güvenliği olmak üzere anti-semitizmle savaş, Sarkozy'yi İsrail'i destekleyen ABD'deki Yahudi lobisine en yakın kişiliklerden biri haline getirdi. 2004 Ağustos'unda ABD'deki Yahudi Lobisine yakın bir Yahudi Gazetesi son derece ilginç bir rapor yayınlayarak Fransa'da "Jewish American Zionism" yani "Amerikan Yahudi Siyonizmi" hareketinin yükselişte olduğunu söyledi. Bu hareketin en büyük destekleyicileri arasında şimdiki başkan Nicolas Sarkozy'nin ismi de yer almaktaydı.

Filistin Halkının haklarını savunan Fransız "Euro Palestine" örgütünün koordinatörü Olivia Zamur, Sarkozy seçildikten sonra Fransa'nın Filistin sorununa yönelik Dış Politikasının değiştiğini söylüyor. Zamur, Sarkozy ve Dışişleri Bakanı Kouchner Tony Blair'in ABD'de nezdinde yerini almıştır, diyor.

Fransız Stratejik araştırmalar enstitüsünde Fransız siyasi analist Berah Mikail www.islamonline.net'e verdiği demeçte şöyle diyor: Kişisel kimlik verilerini göz ardı edersek Her ne kadar Sarkozy Fransa'sının Dışişlerinin Chirac dönemindeki siyasetinden farklı olacağını gösteren bir çok işaret olmasına rağmen Nicolas Sarkozy'nin siyasetinde radikal değişiklikler olduğunu söylememiz için henüz çok erken.

De Gaulle Fransa'sının siyasetinde oluşan değişiklikle ilgili ilk "tehlike çanını çalan" kişi Le Monde Diplomatic Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Alain Gresh'tir. Fransa'nın Arapların sorunlarını savunan denge politikasıyla bağlarını kesmemesi gerektiğini söyledi.

KOUCHNER KİMİN DIŞİŞLERİ BAKANI?

Fransız siyasi arenada Fransa'nın Dış siyasetindeki bu yeni değişikliğe eleştiriler gelmeye başladı. İlk eleştiriler bizzat iktidar partisinden geldi. Eski Fransa Dışişleri Bakanı ve 2003 yılında Irak işgaline karşı meşhur Fransız tezini seslendiren Dominique De Vellepin bu değişikliği Fransa'nın Dış Siyasetinde bir "sapma" olarak nitelendirdi.

Öte yandan Ulusal Sağ Cephe, Dışişleri Bakanının siyasetini eleştirerek 11 Eylül 2007'de İsrail Dışişleri Bakanlığında ilginç bir olay oldu.Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in İsrailli meslektaşı Tzipi Livni ile yaptığı basın toplantısında –cephenin dediğine göre-bir gazeteci Fransız Bakana, İsrail'in Suriye hava sahasını ihlal etmesiyle ilgili Fransa'nın tutumunun ne olduğu sorması üzerine İsrail Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in önüne küçük bir not koydu, Kouchner de bunu okudu: "Bu konuyla ilgili Fransa'nın bilgisi bulunmamaktadır."Cephe burada şu yorumu yapıyor: Bernard Kouchner kimin Dışişleri Bakanı? Başka bir deyişle: Bernard Kouchner İsrail'in Dışişleri Bakanı mı oldu?

Bu makale Mehmet S. Direk tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009