26 Eylül 2007 Çarşamba

Suriye-Kuzey Kore Nükleer İşbirliği


Değiştir
Suna LEE
Kuzey Kore ve Suriye arasındaki olası nükleer işbirliği konusu, bugünlerde sıkça gündeme geliyor. Zamanlamanın, 27-30 Eylül 2007 tarihleri arasında gerçekleşecek 6’lı Müzakereler’den hemen öncesine denk gelmesi de anlamlı olabilir. Müzakerelere katılmak üzere Pekin’e giden Kuzey Kore Dışişleri Bakan Yardımcısı Kim Kye Kwan’ın Suriye ile olası işbirliğine yönelik iddialara verdiği sert yanıt, iddialar doğrulanmasa da Kuzey Kore’nin suçlamalardan ne denli rahatsız olduğunu gösteriyor.

Eylül ayı başında İsrail ile Suriye arasında ortaya çıkan gerginlik esnasında gündeme gelen konu, 23 Eylül 2007 tarihinde The Sunday Times’in yayımladığı bir makale ile daha da ateşlendi. Söz konusu makalede İsrail’in, 6 Eylül’de Suriye’nin kuzeyindeki Deyr ez Zavr askeri tesisine yaptığı hava saldırısından hemen önce bölgede Kuzey Kore çıkışlı nükleer malzemelerin bulunduğu ve bunun, Suriye’nin Kuzey Kore’den nükleer destek aldığına bir kanıt oluşturduğu iddia ediliyordu. Uzun zamandır ABD ile bu konuda istihbarat alışverişi yaptığını ifade eden İsrail de, operasyon sırasında birçok Kuzey Koreli bilim adamının öldüğünü iddia etmişti.

Kuzey Kore ise bu iddiaların kaynağı olarak ABD’yi suçluyor. Kuzey Kore’nin resmî yayın organı olan Nodong Gazetesi’nde 24 Eylül 2007 günü “Egemenliğin İhlali” başlığı altında yayımlanan bir yazıda, İsrail’in, komşu ülkelerin sınırlarını izin almaksızın ihlal etmesinin “o ülkelerin egemenliklerine şiddetli bir tecavüz” olduğu ifade ediliyor ve bölge barışı ve güvenliğini tehdit eden bu tür ihlallerin ABD’nin desteği ile gerçekleştirildiği vurgulanıyor. ABD kaynaklı basın organlarının, son İsrail-Suriye çatışması hakkında yanlış bilgi vermekle suçlandığı yazıda, örneğin CNN gibi medya şirketlerinin İsrail’in asıl hedefinin gizlenerek işlediği suçların haklı gösterilmesi amacıyla kullanıldığı savunuluyor. Bununla birlikte, Kuzey Kore, ABD ve İsrail tarafından Deyr ez Zavr tesisinde bulunduğu öne sürülen Kuzey Kore kaynaklı nükleer malzemelerle ilgili henüz hiçbir açıklamada bulunmadı.

Kuzey Kore ve Suriye arasındaki silah ticareti ve askerî alandaki işbirliği daha önce de önemli bir gündem konusu olmuştu. Geçmişte ABD tarafından “şer ekseni”ne dahil edilen bu iki ülke arasındaki silah ticaretinin son zamanlarda büyük artış gösterdiğine dikkat çeken The Sunday Times, Suriye silah envanterinin çoğunlukla Kuzey Kore kaynaklı olduğunu iddia ediyor. Orta Doğu bölgesinin en büyük füze ve kimyasal silah deposuna sahip olduğu öne sürülen Suriye’nin elindeki 60 ila 120 adet arasındaki Scud-C füzesinin son 15 yıl boyunca Kuzey Kore’den satın alındığı belirtiliyor.

Suriye ve Kuzey Kore arasındaki işbirliği, geçtiğimiz Ağustos ayında Kuzey Kore Dış Ticaret Bakanı Rim Kyong Man’ın Suriye’ye yaptığı ziyaret sırasında “Ticaret, Bilim ve Teknoloji Alanlarında İşbirliği” protokolüne imza atmasıyla daha da kuvvetlendirilmişti. Nitekim bu ayın 22’sinde Suriye’nin Baas Arab Sosyalist Parti yetkilisi Said Eliya Davud Kuzey Kore’ye yaptığı ziyarette de iki ülke arasındaki işbirliğinin devam etmesi için daha büyük çaba gösterilmesi gerektiği ifade edildi.

Suriye ve Kuzey Kore arasındaki olası bir nükleer işbirliğinin yarattığı tartışma, çok kritik bir döneme denk geliyor. Çünkü, 13 Şubat Anlaşması’nın ardından gözlenen olumlu gelişmeler dünya kamuoyunu şaşırtmış ve heyecanlandırmıştı. Nitekim, Kuzey Kore’nin nükleer silahlanma sorununa ABD liderliğinde yürütülen çözüm arayışları çerçevesinde bu ayın 27’sinde 6’lı Müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi bekleniyor. Fakat Kuzey Kore’nin bu yılın sonuna kadar nükleer programından tamamen vazgeçmesi yönünde yapılan uluslararası çalışmaların, gündemdeki İsrail-Suriye çatışmasına Kuzey Kore’nin bir şekilde dahil edilmesi nedeniyle hasar görmesinden endişe ediliyor. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen, Kuzey Koreli Bakan Kim Kye Kwan’ın, 6’lı Müzakerelerde yürütülen çalışmaların bir anlaşmayla sonuçlanması yönünde iyimser açıklamalarda bulunması, Kuzey Kore’nin önümüzdeki süreci dikkatli biçimde götürmek istediği ve yeni risklerden kaçınacağı şeklinde yorumlanabilir.
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009