Bizim gazetenin, Cihan Haber Ajansı kaynaklı haberinde de bildirdiği gibi dün Amerika'da yeni bir genelkurmay başkanı göreve başladı.
Başkan Bush, Savunma Bakanı Gates ve başkalarının da hazır bulunduğu törende yemin ederek görevi Deniz Piyade General Peter Pace'den devralan bu yeni başkan, Amiral Michael Mullen.
60 yaşındaki Mullen, Amerika'nın 17. genelkurmay başkanı olurken bu göreve getirilen 4. amiral de oluyor. Son amiral 1985-1989 yılları arasında görev yapan William Crowe'du. Peter Pace'den önce de havacı Orgeneral Richard Myers, ondan önce de 3 karacı general, başkanlık yapmışlardı.
Mullen, işte bu zincir içinde 18 yıl sonra başkan olan ilk amiral oluyor. Bunun özel bir anlamı elbette yok; Mullen askerî özellikleri ve yetenekleri sebebiyle Savunma Bakanı Gates tarafından tercih edilmişti.
Amerikan genelkurmay başkanları, ülkenin birinci ve en kıdemli askerî yetkilileri olarak görev yapıyorlar. Ancak, bu husus onların askerî konularda son emirleri veren kişiler oldukları anlamına gelmiyor. Genelkurmay başkanları; kara, deniz, hava ve deniz piyade gücü komutan ve genelkurmay başkan yardımcısının temsil edildikleri ortak askerî kurula başkanlık yapıyorlar.
Bu kurul, genelkurmay ortak başkanlığı şeklinde anılıyor. Bu kurul da İkinci Dünya Savaşı sonrasında kabul edilen milli güvenlik kanunuyla hayata geçirilmiş bir kurul. Kurulun görev alanı ve yetkileri de 1986 yılında çıkarılan Goldwater-Nichols Kanunu ile yeniden tanımlanmış ve belirlenmiş bulunuyor.
Buna göre, kurul daha çok bir tavsiye kurulu mahiyetinde görev yapıyor, operasyonel komutanlık konularına müdahil olamıyor, karışamıyor. Askerî operasyonların icraat sorumluluğu başkandan başlayıp savunma bakanına, buradan da birleşik muharip komutanlıklara kadar iniyor. Kısacası, genelkurmay başkanının savaşan güçler üzerinde herhangi bir komuta yetkisi bulunmuyor; bu yetki başkan, savunma bakanı ve komutanlarda bulunuyor.
Diğer yandan kurula, kuvvet komutanlıklarının savaşa hazır olmalarını sağlamaları konusunda bir sorumluluk verilmiş bulunuyor. Esasen kurulun ana sorumluluğu da işte bu konuda elbette. Bu yüzden de kurul, çeşitli planlar hazırlıyor, bunları ilgili makamlara sunuyor.
Bunun yanı sıra kurul, en çok bir tavsiye kurulu olarak öne çıkıyor. Bu çerçevede kurulun başkanı olarak genelkurmay başkanı, başkan ve savunma bakanına askerî konularda ikinci derecede tavsiyede bulunan yetkili oluyor. Bu, şüphesiz çok önemli bir konu; zira başkan, askerî ve milli güvenlik konularında birinci derecede tavsiyede bulunan Milli Güvenlik Kurulu'ndan sonra genelkurmay başkanının da tavsiyelerini mutlaka dikkate alıyor. Zaten Milli Güvenlik Kurulu'nda genelkurmay başkanının da olması, tavsiyelerini burada da dile getirmesi genelkurmay başkanının tavsiyelerine daha da güç katıyor.
Amiral Michael Mullen, işte bu çerçevede görevine başlamış bulunuyor. Genelkurmay başkanlığı makamına hangi yenilikleri getireceği, Beyaz Saray ile nasıl bir ilişki içinde olacağı, Irak konusunda Bush ve ekibinin mevcut politikasını destekleyip desteklemeyeceği, destekleyecekse nereye kadar destekleyeceği gibi konular bugün birçok kişi ve çevrenin yanı sıra benim de kendi kendime sorduğum sorular.
Bu sorulara muhtemelen ileride bazı cevaplar bulabileceğiz; ama bugünden ben Mullen'ın selefi Orgeneral Peter Pace'den çok farklı olacağını, Pace kadar Beyaz Saray çizgisinde olmayacağını tahmin ediyorum; zira Mullen, bağımsız düşünen ve hareket eden bir asker olarak temayüz etmiş bulunuyor.
Ayrıca, döneminde Amerikan askeriyesinde pek çok yeniliğe imzasını atacağını da bugünden az-çok biliyorum. Deniz kuvvetlerinin geleceğe dönük planlamasının onunla önemli mesafe kaydedeceğini mesela.
Amiral Michael Mullen dönemi ilginç ve önemli bir dönem olacak velhasıl...
Başkan Bush, Savunma Bakanı Gates ve başkalarının da hazır bulunduğu törende yemin ederek görevi Deniz Piyade General Peter Pace'den devralan bu yeni başkan, Amiral Michael Mullen.
60 yaşındaki Mullen, Amerika'nın 17. genelkurmay başkanı olurken bu göreve getirilen 4. amiral de oluyor. Son amiral 1985-1989 yılları arasında görev yapan William Crowe'du. Peter Pace'den önce de havacı Orgeneral Richard Myers, ondan önce de 3 karacı general, başkanlık yapmışlardı.
Mullen, işte bu zincir içinde 18 yıl sonra başkan olan ilk amiral oluyor. Bunun özel bir anlamı elbette yok; Mullen askerî özellikleri ve yetenekleri sebebiyle Savunma Bakanı Gates tarafından tercih edilmişti.
Amerikan genelkurmay başkanları, ülkenin birinci ve en kıdemli askerî yetkilileri olarak görev yapıyorlar. Ancak, bu husus onların askerî konularda son emirleri veren kişiler oldukları anlamına gelmiyor. Genelkurmay başkanları; kara, deniz, hava ve deniz piyade gücü komutan ve genelkurmay başkan yardımcısının temsil edildikleri ortak askerî kurula başkanlık yapıyorlar.
Bu kurul, genelkurmay ortak başkanlığı şeklinde anılıyor. Bu kurul da İkinci Dünya Savaşı sonrasında kabul edilen milli güvenlik kanunuyla hayata geçirilmiş bir kurul. Kurulun görev alanı ve yetkileri de 1986 yılında çıkarılan Goldwater-Nichols Kanunu ile yeniden tanımlanmış ve belirlenmiş bulunuyor.
Buna göre, kurul daha çok bir tavsiye kurulu mahiyetinde görev yapıyor, operasyonel komutanlık konularına müdahil olamıyor, karışamıyor. Askerî operasyonların icraat sorumluluğu başkandan başlayıp savunma bakanına, buradan da birleşik muharip komutanlıklara kadar iniyor. Kısacası, genelkurmay başkanının savaşan güçler üzerinde herhangi bir komuta yetkisi bulunmuyor; bu yetki başkan, savunma bakanı ve komutanlarda bulunuyor.
Diğer yandan kurula, kuvvet komutanlıklarının savaşa hazır olmalarını sağlamaları konusunda bir sorumluluk verilmiş bulunuyor. Esasen kurulun ana sorumluluğu da işte bu konuda elbette. Bu yüzden de kurul, çeşitli planlar hazırlıyor, bunları ilgili makamlara sunuyor.
Bunun yanı sıra kurul, en çok bir tavsiye kurulu olarak öne çıkıyor. Bu çerçevede kurulun başkanı olarak genelkurmay başkanı, başkan ve savunma bakanına askerî konularda ikinci derecede tavsiyede bulunan yetkili oluyor. Bu, şüphesiz çok önemli bir konu; zira başkan, askerî ve milli güvenlik konularında birinci derecede tavsiyede bulunan Milli Güvenlik Kurulu'ndan sonra genelkurmay başkanının da tavsiyelerini mutlaka dikkate alıyor. Zaten Milli Güvenlik Kurulu'nda genelkurmay başkanının da olması, tavsiyelerini burada da dile getirmesi genelkurmay başkanının tavsiyelerine daha da güç katıyor.
Amiral Michael Mullen, işte bu çerçevede görevine başlamış bulunuyor. Genelkurmay başkanlığı makamına hangi yenilikleri getireceği, Beyaz Saray ile nasıl bir ilişki içinde olacağı, Irak konusunda Bush ve ekibinin mevcut politikasını destekleyip desteklemeyeceği, destekleyecekse nereye kadar destekleyeceği gibi konular bugün birçok kişi ve çevrenin yanı sıra benim de kendi kendime sorduğum sorular.
Bu sorulara muhtemelen ileride bazı cevaplar bulabileceğiz; ama bugünden ben Mullen'ın selefi Orgeneral Peter Pace'den çok farklı olacağını, Pace kadar Beyaz Saray çizgisinde olmayacağını tahmin ediyorum; zira Mullen, bağımsız düşünen ve hareket eden bir asker olarak temayüz etmiş bulunuyor.
Ayrıca, döneminde Amerikan askeriyesinde pek çok yeniliğe imzasını atacağını da bugünden az-çok biliyorum. Deniz kuvvetlerinin geleceğe dönük planlamasının onunla önemli mesafe kaydedeceğini mesela.
Amiral Michael Mullen dönemi ilginç ve önemli bir dönem olacak velhasıl...


0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.