28 Ekim 2007 Pazar

Artık... Harekat kaçınılmaz...


Değiştir
Ardan ZENTÜRK


‘Yaşadığımız bütün bu gelişmelerde bizi şok eden, bakın, şaşırtan demiyorum, şok eden, komşumuz olarak gördüğümüz Iraklılar’ ın, özellikle de Kuzey Irak’taki tüm unsurların Türkiye’nin kararlılığının ve durumun ne kadar vahim olduğunu bir türlü anlayamamış olmalarıdır. Bir ara, kendimizden şüphe ettik... Acaba derdimizi biz mi anlatamıyoruz diye... Ama hayır. Büyük bir gaflet içindeler... Kararlılığımızın sonucunda ortaya çıkacak durumun ne olabileceğini asla anlayamıyorlar...’

‘Başbakan’a yakın uzman kaynak’ın telefondaki sesi ‘hayal kırıklığı’ tınıları taşıyor!..

Pekiyi, ya Amerikalılar?.. Onlar da mı Türkiye’yi anlamadılar...

‘Aynı durum, biraz daha farklı boyutlarda Amerikalılar’ da da sürüyor. Yaptığımız görüşmelerde anlar gibi görünüyorlar sonra futbol deyimiyle topu orta sahada çevirmenin taktiğini uygulamaya çalışıyorlar. Oysa, kendilerine çok net aktarıldı: Türkiye’nin kaybedecek vakti yok!.. Türkiye’nin kararlılığından taviz vermesinin hiçbir yolu yok... Bunu önlemek istiyorlarsa, bizimle aynı dili konuşacaklar, yoksa, sadece Irak değil, bütün Ortadoğu ve dünya, yürüteceğimiz harekatın ölümcül sonuçlarıyla yaşamak zorunda kalacak...’

Bu sözlerin sahibini uzun yıllardır tanırım...

En zor sorunlar karşısında bile son derece itidalli, önerilen kolaycı yaklaşımların ötesinde zor ama daha barışçı çözümleri kovalayan bir beyin kimyasına sahiptir...

‘Irak heyetinin Ankara’da sergilediği son tablo ve Amerika’nın politikaları açısından baktığınızda siz de Türkiye’nin sınır ötesi harekatının kaçınılmaz noktaya geldiğine mi inanıyorsunuz?’ diye soruyorum, yanıtı tahmin ettiğimden çok daha net alıyorum:

‘Evet. Muhataplarımız bizim kararlılığımızı bir türlü tam olarak anlayamadılar. Biz gereken her şeyi söyledik, sabırla bekledik. Artık bundan sonra olacaklara kimsenin söyleyecek sözü olamayacaktır?’

Nasıl bir harekat?

Bu arada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak coğrafyasında gerçekleştireceği harekatın genel tanımlaması da ortaya çıkmaya başladı... Tarifi şu:

Bir ‘nokta operasyonundan’ çok geniş, tahmin edilen işgal harekatından daha dar kapsamlı bir askeri harekat. Yani, ordu, Kuzey Irak’tan Türkiye’ye dönük terörist sızma ve tacizi kesin olarak durdurmak maksadıyla, sınır ötesinde geniş bir alanda sağlam bir köprübaşı tutacak ve orada uzun süre kalıcı olacağını da herkese gösterecek.

Eğer, tutulan bu ‘köprübaşına’ rağmen tacizler sürerse, 2’nci Harekat başlayıp, güvenlik alanı genişletilecek...

Amerika’ya ‘akıllı ol!’

Bütün bu süreçte Türk ve Amerikan askerlerinin karşı karşıya gelme olasılığı var mı?

Hayır!..

Harekatın devamında Türk ordusunun peşmerge ile karşı karşıya gelme ihtimali var mı? Bu sorunun yanıtı yine ‘uzman’ dostumuzdan geliyor:

‘Bütün bu süreçte askeri risk olarak değerlendirdiğimiz ana noktalardan biri, Amerika’nın şaşkın bir politika ile bizim harekat alanımızda havadan keşif uçuşlarını başlatması ve uçaklarımız ile helikopterlerimizi taciz etmesidir. Bu bir çatışma olmayabilir ama Amerika’nın, Türkiye’nin askeri harekatını denetim altına almak istiyormuş gibi bir tavır sergilemesi, Kuzey Irak’takileri şımartabilir!..Bunlar zaten yeteri kadar şımartılmış, bir de böyle bir destek aldıklarını düşünerek o söylediğiniz çılgınlığı yapabilirler. Biz Amerikalıları bu konuda da uyardık. Bu yönde atacakları bir adımın bütün dünya için ‘katastrofik’ ( İngilizce afetsel büyük yıkım anlamına gelen catastrophic kelimesi, kaynağı tarafından, bölgede yaşanabilecek kontrol dışı siyasi, askeri yıkım olarak kullanılmıştır) sonuç doğuracağını belirttik.’

Ankara: İran şantajı doğrudur...

‘Uzman’ dostumuzla sohbetimizi kritik sulara taşıyoruz...

‘Bütün bu gelişmeler bir noktada durdurulabilir mi...’

‘Evet...’

‘O halde, nasıl?’

‘Amerikalılar, bizim verdiğimiz listedeki teröristlerin hiç değilse en tepedekilerden önemli bölümünü jest olarak gönderirse...’

‘Amerikalılar bunu yapar mı...’

‘Vallahi yapmasalar daha iyi mi ne? Çünkü biz ne zaman bu konuyu kendilerine açsak, PKK’yı kökten bitirme karşılığında, bizim, İran’a karşı kendilerine destek verip vermeyeceğimizi soruyorlar. Böyle santaj kokan bir pazarlıkta da Türkiye’nin yeri yok... İyisi mi, biz kendi işimizi kendimiz yapalım...’
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009