23 Ekim 2007 Salı

Devletin uyarısı!


Değiştir


Önceki gün düzenlenen terörist saldırı duyulur duyulmaz Ankara'da hareketli saatler yaşandı. Önce Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, MİT Müsteşarı Emre Taner ve Jandarma Genel Komutanı Işık Koşaner bir araya geldi ve acil durum değerlendirmesi yaptı.
Ardından Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı'yla eldeki bilgileri gözden geçirdi. Daha sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında çok önemli bir toplantı gerçekleştirildi. Bu, terörle ilgili yapılabilecek en üst düzey ve geniş katılımlı bir toplantıydı. Çankaya'daki zirveye Başbakan Erdoğan, ilgili bakanlar, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, kuvvet komutanları, MİT Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü ve Jandarma Genel Komutanı iştirak etti.

En önemli kurumların bir araya geldiği terör zirvesinde 2,5 saat boyunca durum değerlendirmesi yapıldı. Devletin elindeki bütün istihbarat bilgileri, stratejik planlar masaya yatırıldı ve toplantı sonunda dikkatle kaleme alınmış bir metin medyaya dağıtıldı. Bu metnin doğru okunması gerekiyor; gerekiyor ki ne tür bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuz ve hangi tedbirleri almak zorunda olduğumuz tam anlaşılabilsin. Bir siyasi partinin, bir sivil toplum örgütünün vs. yaptığı toplantı ve o toplantıdan çıkan ortak açıklama bilgiden çok analize dayanır. Devletin durumu biraz daha değişik. Bütün güvenlik birimleri, konuyla ilgili gün boyu elde edilen verilerle bir araya gelir ve ortak bir metne imza atarsa, bunun dikkate değer, tarihî bir yanı vardır, bunu göz ardı etmemek lazım. Ancak bu şekilde meselenin bir cephesi anlaşılabilir.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi aracılığıyla yapılan kısa açıklamanın şu satırlarına dikkat: "Terör örgütünün bu hain saldırılarla toplumumuzun birlik ve beraberliğini bozmak amacı güttüğü aşikârdır. Buna karşılık halkımızın haklı tepkisini gösterirken, kardeşlik duygularına zarar verecek tutum ve davranışlardan kaçınarak, her durumda sağduyusunu koruyacağına, güç birliği içinde hareket edeceğine, birlik ve beraberliğini güçlendirerek teröre karşı en anlamlı cevabı vereceğine inancımız tamdır."

Devletin tespiti gayet açık: Terör örgütünün birlik ve beraberliğimize kastettiği, buna mukabil halkımızın haklı bir tepkisinin bulunduğu; ancak bu tepkilerin 'kardeşlik duygularına zarar verecek tutum ve davranışlardan kaçınarak' gösterilmesi gerektiği söyleniyor. Sağduyu üzerinde duruluyor, teröre verilecek en iyi cevabın ancak bu şekilde ortaya konacağı belirtiliyor. Bir de ricada bulunuyor devlet ve şu temenniye yer veriyor: "Özellikle yazılı ve görsel medyamızın üzerlerine düşen sorumluluk ve sağduyulu yaklaşımı sürdüreceklerinden kuşku duyulmamaktadır." 2 saat 35 dakika süren terör zirvesinden çıkan mesaj, nasıl bir tehdit altında bulunduğumuzu yeterince gözler önüne seriyor. Bugün, öfkemize mağlup olup 'birlik ve beraberliğimizi' tehlikeye atacağımız gün değildir. Devletin zirvesi bunu görüyor; sivil toplum kuruluşları da, siyasi partiler de bunu daha net görmeli.

Tehlike sinyali veren bazı hadiseler ne yazık ki yaşandı. Bir yerde Kürtlerin yaşadığı mahalle diye bilinen bir bölgeye yürümek isteyenler oldu, yolu trafiğe kapatıp slogan atanlara rastlandı, bir parti binasına doğru yürüyüş yapanlar zor durduruldu. Tabii ki şehitlerimizin acısını yüreğimize gömmek kolay değil; ancak terörist örgütün oyununa gelip iç çatışma tuzağına düşmek de vatanseverlik olamaz! Bu gerçeği söyleyen herkese yan gözle bakanlar, hükümetin, Genelkurmay'ın, istihbarat ve güvenlik birimlerinin ortak uyarısına kulak kesilmeli.

PKK'nın gerçekleştirmek istediği hain planı anlamak için sadece acı tecrübeleri hatırlamak yetmez. Daha doğrusu, birileri çıkıp acı hatıratı yâd edip, 'biz bu filmi daha önce görmüştük' dediğinde dudak büküp yolunuza devam edebilirsiniz; ancak bugünkü durum farklı. Elindeki bilgi ve belgelere binaen devletin bütün birimleri "haklı tepkiyi gösterirken kardeşlik duygularına zarar vermeyin" diyor. Bunu umursamayan, neyi dikkate alıyorsa onu açıklamak zorunda; çünkü bundan daha öte bir uyarı olmasa gerek. Devlete bağlılığını her fırsatta ilan edenlerin devletin sesine kulak vermemesi yeni kuşkulara neden olacaktır. Bu çelişkiyi görmekte fayda var...
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009