Kuzey Kore ile Suriye arasındaki nükleer işbirliğine yönelik spekülasyonların yarattığı endişe, hem ABD’yi hem de Asya-Pasifik ülkelerini etkilemeye devam ediyor. Kuzey Kore’nin Suriye’ye nükleer teknoloji desteği sağladığına dair varsayımların ortaya atılmasından itibaren Asya-Pasifik bölgesinde yaşanan bazı gelişmeler, böyle bir ihtimale karşı duyulan endişenin ne boyutta olduğunu gösteriyor. ABD’nin bu konuda sessiz kalma çabalarına rağmen gerginlik hissedilir noktaya ulaşmış durumda.
Bu hafta, Nükleer Yayılmaya Karşı Güvenlik Girişimi (Proliferation Security Initiative, PSI) çerçevesinde Japonya’da gerçekleştirilen askerî tatbikat, tepkilerin su yüzüne çıkmasına bir örnek teşkil ediyor. “Pasifik Kalkanı 07” adı altında Japonya’nın Oshima kıyısında yapılan tatbikatın, aslında Kuzey Kore gemilerini hedeflediği söyleniyor. 2003 yılında Bush yönetimi önderliğinde kurulan ve üye ülkelere kitle imha silahları taşıdığından kuşku duyulan herhangi bir aracı denetleme hakkı veren PSI kapsamında Uzak Doğu bölgesinde yapılan ilk tatbikat, 2004 yılında, Türkiye’nin de katılımıyla yine Japonya’da “Takım Samurai 04” adı altında gerçekleştirilmişti. Savaş gemileri ve erken uyarı-kontrol uçakları dahil olmak üzere deniz ve hava sahasındaki tüm askerî araçların katılımıyla yapılan son tatbikat, kitle imha silahlarının yayılması konusunda ABD ve Japonya’nın Kuzey Kore’ye ilişkin endişelerinin ve güvensizliklerinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Kuzey Kore, kendisinin hedef alındığını düşündüğü takdirde, bu gibi tatbikatları “savaş ilanı” sayacağını açıklamıştı. PSI’nin asıl kuruluş nedeni olarak, ABD’nin eski Silahların Denetlenmesi ve Uluslararası Güvenlik’ten sorumlu Müsteşarı John R. Bolton döneminde Kuzey Kore’ye ait bir yük gemisine, içerisinde 15 adet Scud füzesi taşıdığı öğrenilmesine rağmen, dönemin uluslararası hukuk ilkeleri nedeniyle müdahale edilememesi gösteriliyor. Nükleer, biyolojik, ve kimyasal silah taşıyan gemilerin incelenmesini kolaylaştıran PSI, ABD, Rusya, Japonya, Fransa, Almanya, ve İngiltere dahil 15 asil üyeyle gözlemci statüsünde katılan 60 ülke tarafından tasarlanmış bir girişim. Fakat, son tatbikatın yine Japonya’da yapılması, bir bakıma Kuzey Kore-Suriye nükleer ilişkileriyle ilgili olarak bölge ülkelerinin duyduğu kuşkuyu ifade ediyor.
Kuzey Kore-Suriye ilişkilerinden duyulan kuşku, ABD yönetimini de etkiliyor. ABD, Kuzey Kore’nin 13 Şubat Nükleer Anlaşması çerçevesinde bu yılın sonuna kadar yürüttüğü nükleer programdan tamamen vazgeçmesi durumunda terörist ülkeler listesinden çıkarılacağını vaat etmişti. Fakat anlaşma sonrasında, İsrail ve Suriye arasında yaşanan gerginlik sırasında ortaya atılan Kuzey Kore-Suriye nükleer işbirliği konusu, Kuzey Kore’ye verilen vaatlerin geri çekilmesi gerektiği iddialarını da beraberinde getirdi. Örneğin Suriye ve İran gibi ülkelere nükleer silah ve teknoloji desteği sağlamaktan vazgeçmediği takdirde Kuzey Kore’nin terörist ülkeler listesinden silinmemesi yönünde çağrıda bulunan bir karar tasarısı, geçtiğimiz Eylül ayı sonunda muhalefetteki Demokrat Parti’nin girişimiyle ABD Kongresi’ne sunuldu ve söz konusu tasarıya olan destek giderek artıyor. ABD Kongresi’nde bu karar tasarısını destekleyenlerin sayısı, Kuzey Kore’nin Suriye’yle nükleer işbirliği içerisinde olduğu kuşkularının ortaya çıkmasından sonra iki katına çıkmış bulunuyor. Söz konusu nükleer işbirliği teorilerinin medyaya yansımaya devam etmesi ve gündemde kalması durumunda bu sayının, 24 Ekim 2007’de planlanan ABD Temsilciler Meclisi oturumuna kadar daha da artması bekleniyor.
Bu hafta, Nükleer Yayılmaya Karşı Güvenlik Girişimi (Proliferation Security Initiative, PSI) çerçevesinde Japonya’da gerçekleştirilen askerî tatbikat, tepkilerin su yüzüne çıkmasına bir örnek teşkil ediyor. “Pasifik Kalkanı 07” adı altında Japonya’nın Oshima kıyısında yapılan tatbikatın, aslında Kuzey Kore gemilerini hedeflediği söyleniyor. 2003 yılında Bush yönetimi önderliğinde kurulan ve üye ülkelere kitle imha silahları taşıdığından kuşku duyulan herhangi bir aracı denetleme hakkı veren PSI kapsamında Uzak Doğu bölgesinde yapılan ilk tatbikat, 2004 yılında, Türkiye’nin de katılımıyla yine Japonya’da “Takım Samurai 04” adı altında gerçekleştirilmişti. Savaş gemileri ve erken uyarı-kontrol uçakları dahil olmak üzere deniz ve hava sahasındaki tüm askerî araçların katılımıyla yapılan son tatbikat, kitle imha silahlarının yayılması konusunda ABD ve Japonya’nın Kuzey Kore’ye ilişkin endişelerinin ve güvensizliklerinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Kuzey Kore, kendisinin hedef alındığını düşündüğü takdirde, bu gibi tatbikatları “savaş ilanı” sayacağını açıklamıştı. PSI’nin asıl kuruluş nedeni olarak, ABD’nin eski Silahların Denetlenmesi ve Uluslararası Güvenlik’ten sorumlu Müsteşarı John R. Bolton döneminde Kuzey Kore’ye ait bir yük gemisine, içerisinde 15 adet Scud füzesi taşıdığı öğrenilmesine rağmen, dönemin uluslararası hukuk ilkeleri nedeniyle müdahale edilememesi gösteriliyor. Nükleer, biyolojik, ve kimyasal silah taşıyan gemilerin incelenmesini kolaylaştıran PSI, ABD, Rusya, Japonya, Fransa, Almanya, ve İngiltere dahil 15 asil üyeyle gözlemci statüsünde katılan 60 ülke tarafından tasarlanmış bir girişim. Fakat, son tatbikatın yine Japonya’da yapılması, bir bakıma Kuzey Kore-Suriye nükleer ilişkileriyle ilgili olarak bölge ülkelerinin duyduğu kuşkuyu ifade ediyor.
Kuzey Kore-Suriye ilişkilerinden duyulan kuşku, ABD yönetimini de etkiliyor. ABD, Kuzey Kore’nin 13 Şubat Nükleer Anlaşması çerçevesinde bu yılın sonuna kadar yürüttüğü nükleer programdan tamamen vazgeçmesi durumunda terörist ülkeler listesinden çıkarılacağını vaat etmişti. Fakat anlaşma sonrasında, İsrail ve Suriye arasında yaşanan gerginlik sırasında ortaya atılan Kuzey Kore-Suriye nükleer işbirliği konusu, Kuzey Kore’ye verilen vaatlerin geri çekilmesi gerektiği iddialarını da beraberinde getirdi. Örneğin Suriye ve İran gibi ülkelere nükleer silah ve teknoloji desteği sağlamaktan vazgeçmediği takdirde Kuzey Kore’nin terörist ülkeler listesinden silinmemesi yönünde çağrıda bulunan bir karar tasarısı, geçtiğimiz Eylül ayı sonunda muhalefetteki Demokrat Parti’nin girişimiyle ABD Kongresi’ne sunuldu ve söz konusu tasarıya olan destek giderek artıyor. ABD Kongresi’nde bu karar tasarısını destekleyenlerin sayısı, Kuzey Kore’nin Suriye’yle nükleer işbirliği içerisinde olduğu kuşkularının ortaya çıkmasından sonra iki katına çıkmış bulunuyor. Söz konusu nükleer işbirliği teorilerinin medyaya yansımaya devam etmesi ve gündemde kalması durumunda bu sayının, 24 Ekim 2007’de planlanan ABD Temsilciler Meclisi oturumuna kadar daha da artması bekleniyor.


0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.