Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson ile Pentagon’un Kuzey Irak’ı, hem de İran sınır noktalarında ‘İleri Harekat Karakolları’yla donattığı bir dönemde Türk-Amerikan ilişkilerini konuşmak hayli ilginç bir duygu...
Çünkü...
Buradan yapılan açıklamalara göre, işler hiç de iyi gitmiyor...
Başbakan Amerika’da bu konuda temaslardayken, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un Amerika’nın Kuzey Irak’daki PKK varlığına karşı geliştirdiği ‘ılımlı stratejileri’ hedef alıp, ‘gerekirse bizim gücümüz maliyetlerinizi artırır’ yönünde sözler etmesi...
Hemen ardından Başbakan Erdoğan’ın, ‘PKK’ya tank-top bile verdiniz’ yönündeki suçlamaları...
‘Bir durum var can ile canan arasında...’
Ama Wilson’a göre işler iyi... Merak edilecek bi’şey yok...
Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın yeni yasama yılının açılışı onuruna verdiği resepsiyonda karşılaşıyoruz...
Yolunu, Başbakan Erdoğan’ın salon turuna denk getirip, ‘sizinle özel bir görüşme yapmam gerekiyor’ talebini doğrudan iletmesinden biraz sonra...
Türk-Amerikan ilişkilerinin ‘genel’ seyrine yaklaşımı son derece olumlu...
‘Türk-Amerikan ilişkilerinin son iki buçuk yılda geldiği noktayı mükemmel olarak söyleyebiliriz. Çok zorluklar vardı ama, her iki taraf da özel çaba ve sabırla bu zorlukları aştı... Benim masamdan bakıldığında söylenildiğinin aksine Türk-Amerikan ilişkilerinin vardığı nokta tatmin edicidir...’
Demek... İki buçuk yıl önce yani, Türk meclisinin 1 Mart tezkeresini reddetmesi ve devamında yaşanılan ünlü’Süleymaniye çuval hadisesi’ sonrasında bazı geriye dönülmez noktalar yaşanmış gibi...
Pekiyi, Büyükelçi Ross Wilson, özellikle Kuzey Irak’taki PKK varlığı, Barzani-Talabani ikilisinin adım adım Kürdistan’ı inşa etme politikalarına Amerikan desteğinin Ankara’da derin kaygılar yarattığı bir ortamda nasıl bu kadar umutlu ve rahat olabiliyor? Soruyoruz...
‘Ben,Türk-Amerikan ilişkilerinin iki buçuk yıl öncesine göre mükemmel olduğunu söylüyorum. Bazı sorunlar olsa bile... Fakat, şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Kuzey Irak dahil, tüm Irak’taki gelişmelerden müttefikimiz olarak Türkiye öncelikli olarak bilgilendiriliyor, pek çok kritik adım da belli bir görüşme sürecinde atılıyor.Burada bizim hedefimiz, ilişkimize özel önem verdiğimiz Türkiye ile zaman zaman medyaya da yansıyan yanlış anlamaları en aza indirmek. Türkiye tarafından yapılan açıkmaları ve başvuruları hızla sonuçlandırma politikamız da bize bu ilişkileri iyi bir noktada tutma şansı veriyor...’
...Ve Erdoğan’ın Suriye-İran politikaları...
Konuyla ilgili olarak ısrarcıyız: ‘Fakat sayın büyükelçi, Türkiye’nin Suriye ile geliştirdiği iyi politikalar ortada, İran’la da doğalgaz anlaşması yapıldı, yönetiminiz buna sert yanıt verdi. Bu şartlar altında siz, herşeyin dört dörtlük gittiğini söyleyebilir misiniz?Yoksa, Türkiye’nin bu devletler ile ilişkilerini bir nev’i mesaj ve diplomatik temas kanalı olarak mı kullanıyorsunuz?’
Amerikan Büyükelçisi’nin verdiği yanıt önemli ipuçları taşıyordu...
‘Amerikan yönetiminin, Türkiye’nin İran ve Suriye ile olan iyi komşuluk ilişkilerinden bir diplomatik kanal olarak yararlanma eğilimi yoktur. Özellikle İran konusunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, bu ülkenin nükleer silahlanma programı karşısında almış olduğu her alandaki ambargo kanalları geçerlidir ve bu kararlar Amerika kadar Türkiye’yi de bağlamaktadır. Bununla birlikte, üçüncü kaynaklardan, Türkiye’nin İsrail-Suriye arasında zaman zaman bir kanal görevi gördüğünü duyuyoruz. Duyuyoruz diyorum, biliyoruz demiyorum. Türkiye’nin İran’la ne tür bir ilişki kuracağı tamamen onun belirleyeceği bir uygulamadır. Bizim dikkat çektiğimiz nokta, İran’ın BM ambargosu altında bir ülke olduğu ve yaşanılmakta olan gerilim nedeniyle de güvenilir bir enerji kaynağı niteliği taşımadığıdır. Yani, bu ülkeye yapılacak her yatırım risklidir. Oysa Amerika ile Türkiye’nin Kafkasya ve Orta Asya’ya dönük son derece güvenilir ortak enerji politikaları vardır ve biz bu programların yürütülmesini istiyoruz.’
Anladığım: Amerika, Suriye’yi ‘ufak’ bir mesele olarak görüyor, bu nedenle Türkiye-Suriye ilişkilerini fazla mercek altında tutmuyor... Ama İran... Bakın bu iş bizim önümüzdeki dönemde en önemli sorunlarımızdan biridir...
Çünkü...
Buradan yapılan açıklamalara göre, işler hiç de iyi gitmiyor...
Başbakan Amerika’da bu konuda temaslardayken, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un Amerika’nın Kuzey Irak’daki PKK varlığına karşı geliştirdiği ‘ılımlı stratejileri’ hedef alıp, ‘gerekirse bizim gücümüz maliyetlerinizi artırır’ yönünde sözler etmesi...
Hemen ardından Başbakan Erdoğan’ın, ‘PKK’ya tank-top bile verdiniz’ yönündeki suçlamaları...
‘Bir durum var can ile canan arasında...’
Ama Wilson’a göre işler iyi... Merak edilecek bi’şey yok...
Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın yeni yasama yılının açılışı onuruna verdiği resepsiyonda karşılaşıyoruz...
Yolunu, Başbakan Erdoğan’ın salon turuna denk getirip, ‘sizinle özel bir görüşme yapmam gerekiyor’ talebini doğrudan iletmesinden biraz sonra...
Türk-Amerikan ilişkilerinin ‘genel’ seyrine yaklaşımı son derece olumlu...
‘Türk-Amerikan ilişkilerinin son iki buçuk yılda geldiği noktayı mükemmel olarak söyleyebiliriz. Çok zorluklar vardı ama, her iki taraf da özel çaba ve sabırla bu zorlukları aştı... Benim masamdan bakıldığında söylenildiğinin aksine Türk-Amerikan ilişkilerinin vardığı nokta tatmin edicidir...’
Demek... İki buçuk yıl önce yani, Türk meclisinin 1 Mart tezkeresini reddetmesi ve devamında yaşanılan ünlü’Süleymaniye çuval hadisesi’ sonrasında bazı geriye dönülmez noktalar yaşanmış gibi...
Pekiyi, Büyükelçi Ross Wilson, özellikle Kuzey Irak’taki PKK varlığı, Barzani-Talabani ikilisinin adım adım Kürdistan’ı inşa etme politikalarına Amerikan desteğinin Ankara’da derin kaygılar yarattığı bir ortamda nasıl bu kadar umutlu ve rahat olabiliyor? Soruyoruz...
‘Ben,Türk-Amerikan ilişkilerinin iki buçuk yıl öncesine göre mükemmel olduğunu söylüyorum. Bazı sorunlar olsa bile... Fakat, şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Kuzey Irak dahil, tüm Irak’taki gelişmelerden müttefikimiz olarak Türkiye öncelikli olarak bilgilendiriliyor, pek çok kritik adım da belli bir görüşme sürecinde atılıyor.Burada bizim hedefimiz, ilişkimize özel önem verdiğimiz Türkiye ile zaman zaman medyaya da yansıyan yanlış anlamaları en aza indirmek. Türkiye tarafından yapılan açıkmaları ve başvuruları hızla sonuçlandırma politikamız da bize bu ilişkileri iyi bir noktada tutma şansı veriyor...’
...Ve Erdoğan’ın Suriye-İran politikaları...
Konuyla ilgili olarak ısrarcıyız: ‘Fakat sayın büyükelçi, Türkiye’nin Suriye ile geliştirdiği iyi politikalar ortada, İran’la da doğalgaz anlaşması yapıldı, yönetiminiz buna sert yanıt verdi. Bu şartlar altında siz, herşeyin dört dörtlük gittiğini söyleyebilir misiniz?Yoksa, Türkiye’nin bu devletler ile ilişkilerini bir nev’i mesaj ve diplomatik temas kanalı olarak mı kullanıyorsunuz?’
Amerikan Büyükelçisi’nin verdiği yanıt önemli ipuçları taşıyordu...
‘Amerikan yönetiminin, Türkiye’nin İran ve Suriye ile olan iyi komşuluk ilişkilerinden bir diplomatik kanal olarak yararlanma eğilimi yoktur. Özellikle İran konusunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, bu ülkenin nükleer silahlanma programı karşısında almış olduğu her alandaki ambargo kanalları geçerlidir ve bu kararlar Amerika kadar Türkiye’yi de bağlamaktadır. Bununla birlikte, üçüncü kaynaklardan, Türkiye’nin İsrail-Suriye arasında zaman zaman bir kanal görevi gördüğünü duyuyoruz. Duyuyoruz diyorum, biliyoruz demiyorum. Türkiye’nin İran’la ne tür bir ilişki kuracağı tamamen onun belirleyeceği bir uygulamadır. Bizim dikkat çektiğimiz nokta, İran’ın BM ambargosu altında bir ülke olduğu ve yaşanılmakta olan gerilim nedeniyle de güvenilir bir enerji kaynağı niteliği taşımadığıdır. Yani, bu ülkeye yapılacak her yatırım risklidir. Oysa Amerika ile Türkiye’nin Kafkasya ve Orta Asya’ya dönük son derece güvenilir ortak enerji politikaları vardır ve biz bu programların yürütülmesini istiyoruz.’
Anladığım: Amerika, Suriye’yi ‘ufak’ bir mesele olarak görüyor, bu nedenle Türkiye-Suriye ilişkilerini fazla mercek altında tutmuyor... Ama İran... Bakın bu iş bizim önümüzdeki dönemde en önemli sorunlarımızdan biridir...


0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.