Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya Köşkü'nde görevinin ilk 100 gününde izlediği aktif diplomasi ile öne çıkıyor.
Gül, Çankaya Köşkü'ndeki ilk 100 gününde, 7 yurtdışı seyahat gerçekleştirdi, 5 devlet başkanını Ankara'da ağırladı, Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen 2 önemli uluslararası toplantıya katıldı. Çankaya Köşkü, yabancı ajansların yoğunluğu için 'çılgın' ifadesini kullandığı Gül'ün dış politika açılımlarının stratejisini ise 4 ayak üzerine oturtuyor. Zaman'a konuşan Köşk kaynakları bu dört temeli, 'dünyada ve kendi coğrafyalarındaki büyük güçlerle ilişkiler; Türk cumhuriyetleriyle 'kısmen duraksamış' ilişkilerin yeniden canlandırılması; komşu ve yakın ülkelerle işbirliği ve Türkiye'nin dış politikada öteden beri izlediği barışsever ülke çizgisinin devam ettirilmesi' şeklinde sıralıyor.
Geride kalan dönemi değerlendiren Çankaya Köşkü'nden önemli bir isim, "Hedefi tutturduğumuzu gördük" ifadesini kullanıyor. Aynı kaynak, "Bu kadar sık seyahatlerin nedenleri var." sözlerinin ardından, "Önceki dönemde gerçekleştirilmeyen ve biriken seyahatler var. Sayın Cumhurbaşkanı'nın dışişleri bakanlığı yaptığı dönemde yakın diyalog içinde bulunduğu devlet adamlarının kendisine yaptığı davetler gerçekleştiriliyor." diyor. Gül, önümüzdeki bir-iki aylık zaman dilimi içinde Kazakistan, Mısır ve Katar'a resmî seyahatlerde bulunacak. Mart ayında da Senegal'de yapılacak İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Zirvesi'ne katılmayı planlıyor.
Gül'ün stratejisinin birinci ayağını oluşturan 'büyük güçlerle ilişkiler' başlığı altında, ABD, Rusya, Çin ve Japonya ile ilişkilerin geliştirilmesi; Avrupa Birliği (AB) tam üyelik hedefinin gerçekleştirilmesi ve buna bağlı olarak AB'nin üç önemli ülkesi Fransa, Almanya ve İngiltere ile ilişkilerin canlı tutulması yer alıyor. Söz konusu büyük ülkelerle "dengeli" ve "yakın ilişki" hedefleniyor. Cumhurbaşkanı, ABD ziyaretini 2008 içinde gerçekleştirmeyi planlıyor.
Abdullah Gül, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de geçtiğimiz günler içinde Köşk kaynaklarınca 'sıcak' diye nitelenen bir telefon görüşmesi yaptı. Rusya'da seçimlerin yaklaşması ve Putin'in durumuna ilişkin gelişmeler, Moskova seyahatinin tarihini belirsiz kılıyor. Çankaya Köşkü, 2008 yılında Çin'i ziyareti de hedefleri arasında almış durumda. AB tam üyelik hedefi, Çankaya'nın öncelikleri arasında yer alıyor. Gül, cumhurbaşkanı seçimin hemen öncesinde yaptığı bir değerlendirmede, Türk dış politikası için iki hedef göstermiş ve bunu, "Birinci hedef, Avrupa Birliği'nin ayrılmaz bir parçası olmak. İkinci hedef ise Balkanlar, Kafkaslar, Karadeniz, Ortadoğu, Akdeniz ve Orta Asya ile Avrupa'nın doğal kesişim noktasında yer alan ülke toprakları etrafında bir güvenlik, istikrar, refah, dostluk ve işbirliği ortamının oluşturulmasıdır." sözleriyle ortaya koymuştu. Fransa, Almanya ve İngiltere ile ilişkiler, Çankaya Köşkü için bu nedenle büyük önem taşıyor. Bu amaçla, Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkan ya da mesafeli duran Fransa ve Almanya liderleri Türkiye'ye davet edilecek. AB üyeliğine destek veren ülkelere de ziyaretler planlanıyor. Çankaya Köşkü'nün dış politika yaklaşımında ikinci ayak ise, Türk cumhuriyetleri vizyonu. Abdullah Gül'e yakın bir isim, "Kısmen duraksamış ilişkilerin canlandırılması" ifadesiyle Köşk'ün hedefini ortaya koyuyor. Geçen hafta içinde yapılan Türkmenistan seyahati ile bu hafta içinde çıkılacak Kazakistan seferi, bu çerçeve içinde değerlendiriliyor. Orta Asya Türk cumhuriyetleri ile ilişkilerde yalnızca ekonomik boyutun değil, dil-kültür temelinde yaklaşımların da öne çıkacağına işaret eden aynı isim, uluslararası alanda da bu ülkelerle işbirliği içinde olunacağını söylüyor.
Kral Abdullah'ı ağırlayacak
Komşu ve yakın ülkelerle ilişkiler, Gül döneminin dış politikada bir başka başlığı oluşturuyor. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın eşzamanlı olarak Ankara'da ağırlanması ve Türkiye'nin, sorunun çözümünde üstlenebileceği rolü ortaya koyması, bu başlık altındaki gelişmeler örnek olarak sıralanıyor. Güney Kafkasya'da yer alan Gürcistan ve Azerbaycan da, Gül'ün Çankaya Köşkü'ndeki ilk 100 gününde ziyaret ettiği ülkelerdi. Abdullah Gül, bu ziyaretleri sırasında "Kafkasya'da Ortak Ekonomik Alan"ın hayata geçirileceğini ilan etmişti. Ürdün Kralı Abdullah, bugün Ankara'ya resmî bir ziyaret gerçekleştiriyor. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad da, Sezer döneminde gerçekleştiremediği seyahati 2008 içinde gerçekleştirme arzusunda. Türkiye'nin öteden beri dış politikasındaki temel yaklaşımı ortaya koyan "barışsever" tutum yeni dönemde de sürdürülecek.
Abdullah Gül, seyahatlerin yanı sıra, geçmiş dönemlerde zaman zaman kullanılan "mektup diplomasisi"ni de sürdürecek. Bunun bir örneği, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde "Ermeni soykırımı"na ilişkin düzenlemenin görüşmeleri sırasında gösterilmiş; Abdullah Gül, Türkiye'nin tutumunu ABD Başkanı George W. Bush'a gönderdiği bir mektupla aktarmıştı.
Süleyman KURT
Zaman
0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.