Resmi bildiriler ve medya askerlerimizin, Kuzey Irak’taki PKK varlığını yok etmek için, kara harekatına başladığını bildirdiler. Doğal olarak halkımız da olaya bu açıdan baktı ve çeyrek yüzyıldır gündemimizin baş köşesine oturan bu şer örgütünün tasfiye edileceğini düşündü.
Genel görünüm şöyle özetlenebilirdi: Bazı kötü niyetli ya da kandırılmış kişiler bir araya gelerek ülkemizin toprak bütünlüğüne kastetmiş ve Sevr dayatmasında amacına ulaşamayan ya da değişik nedenlerle ülkemize düşman olan ülkeler bunları desteklemişti. Amaçları ülkemizden ve Irak’tan kopartılacak topraklar üzerinde bağımsız bir devlet kurmaktı. Bağımsızlığın sadece bir halkın arzusuyla kurulamayacağını, üstelik bölge halkının büyük bir bölümünün bu projeye destek vermediğini söyleyenlere küçük ve örgütlü bir grubun yeterli olduğu söyleniyor ve bağımsızlığa kavuşan bazı küçük ülkeler örnek gösteriliyordu.
Halkımız ve aydınlarımız bu amacı ciddiye aldılar ve dünya şartlarına rağmen gerçekleşebileceğini düşündüler. Çünkü biz de tüm dünyaya rağmen devletimizi kurmuştuk. Kimse böyle bir projenin bölge ve dünya dengelerini nasıl etkileyeceğini hesap etmedi. Yani olayı dünya penceresinden bakıp değerlendirmek yerine küçük bir grubun eylemleriyle değerlendirdiler. Medyada yer alan uzmanlar çatışmaların, grubun verdiği beyanatların çerçevesinin dışına çıkamadılar. Önlerine koydukları haritalarda örgüt kamplarının yerleri, çatışmalarda kaç kişinin öldüğü, hedeflerinin ne olduğu anlatıldı.
Yapılan analizler tutarlı olmak bir yana her türlü çelişkiyi içeriyordu. İran ve Suriye başlangıçta örgütü desteklemiş ama, geç de olsa, hatalarını anlamışlardı. Çünkü destekçiyken hedef haline gelmişlerdi. ABD bir sarhoş gibi yalpalayıp duruyordu. Üst düzey devlet yetkililerinden bazıları bile örgütün ABD tarafından desteklendiğini söylüyor ama o önce liderlerini bize teslim ediyor sonra da tasfiyesi amacıyla yaptığımız operasyona tam destek veriyordu. O da hatasını geç de olsa anlamıştı.
Ordumuzun yaptığı kara harekatı bu çerçevede değerlendirildi ve PKK’nın tasfiyesini hedeflediği söylendi. Biz Irak’ın geleceği, büyük değişikliklere gebe olan bölgemizde ne olup bittiği ile ilgilenmiyorduk. Bir başka açıdan bakılınca bir süredir yaptığımız operasyonlar şöyle değerlendirilebilir: Türkiye’nin hava harekatlarını gece yapmasının nedeni hedeflerin özelliğinden kaynaklanmıyor. Dünyaya ve bölgede aktif olması beklenenlere bu konudaki kabiliyetimiz gösterilmiş ve caydırıcı etki yapması istenmiştir. Kara harekatının ağır kış şartlarında gerçekleştirilmesi yakın bir tehlikenin varlığından değil her şart altında kara harekatı yapabileceğimizi göstermek amacı taşımaktadır. Ayrıca bölge halkına yönelik olumlu tavır, ilerde ve başka şartlarda harekat yaparsak bunun bölge halkını hedef almayacağını ve zarar vermeyeceğini göstermektedir. Harekatın bir başka amacı da muhtemel bir Irak harekatında birliklerimizin harekatını kolaylaştıracak biçimde konuşlanmak olabilir. Bu geniş bir alanı değil önemli köprü başlarını tutmak biçiminde olabilir.
0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.