Mairbek Vaçagayev
Çeçenya’daki petrol yataklarına ilişkin ilk raporlar köylülerin yağ olarak kullandığı yeraltından fışkıran tuhaf siyah madde akıntıları şeklinde not eden gezginlerin yazılarından oluşuyor. 19. yüzyılın sonlarında Rusya’nın Çeçenya’yı almasından sonra evlerde küçük çaplı petrol üretimi başlamıştı ve 1893’te ilk ticari petrol kuyusu Grozni’nin Starye Promisla kenar mahallesinde açıldı.
Sovyetlerin iktidara gelmesinden önce Çeçenya’nın petrol yatakları Belçikalı, İngiliz, Rus, Çeçen ve Azeri şirketleri tarafından işletiliyordu. Bolşeviklerin petrol endüstrisini millileştirmelerinden sonra üretim hacmini 20. yüzyılın başında yakalanan seviyeye çıkarmak 15 yıl aldı. İkinci Dünya Savaşı’nın başında Çeçen-İnguş Cumhuriyeti yıllık yaklaşık 4 milyon ton yüksek kalitede ham petrol üretiyordu ve bu durum Hitler’in Grozni ve Bakü petrol rezervlerini kontrolünü ele geçirmeye sevk etti.
1971’de Grozni rafineri endüstrisi, yerel üretime ek olarak Bakü sahalarında üretilen petrolün bir bölümü dahil üç rafineride işlenen 21,3 milyon ton ham petrolle (Rusya’nın toplam üretiminin yüzde 7’sinden daha fazla) zirveye çıktı. Fakat Bakü rafinerilerinin kapasite artırımından ve Sovyetlerin diğer bölgelerinde yeni tesislerin kurulmasından sonra Çeçenya rafinerilerinin üretimi gerilemeye başladı: 1980’lerde Çeçen-İnguş Cumhuriyeti’nde petrol üretimi 7,4 milyon tona düştü ve 1985’te de 5,3 milyon tona geriledi (Strana.ru, 25 mart). Bu düşüş Urengoi, Tyumen ve diğer petrol üretim bölgelerine yerleşmek için etnik Rusların Çeçenya’dan ilk kitlesel göçünü tetikledi.
Buna rağmen Çeçenya, Sovyetler Birliği döneminde yüksek düzey petrol endüstrisi altyapısına kavuştu. Petrol kompleksinin içinde 54 tesis, üniversite düzeyinde eğitim teknoloji enstitüsü (Petrol Enstitüsü’ne Bilimler Akademisi üyesi Dr. Mihail D. Millionsçikov’un adı verildi), bir tane araştırma ve geliştirme birimi ve yüksek kalifiyeli insan gücü dahil on binlerce insana iş imkanı sağlayan üç petrol rafinerisi vardı. (www.nefte.ru/person/mbaz5.htm)
İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Çeçenya’da birincil petrol işlemesi gerçekleştiren Lenin rafinerisi, kükürtlü ham petrol için Anisimov rafinerisi ve birincil işleme ile katışıksız petrol ürünleri için Şeripov tesisi olmak üzere üç büyük damıtma tesisi vardı. Bu tesislerin maksimum toplam 20 milyon ton Çeçen ve Kazak ham petrolü işleme kapasitesi vardı. Üç farklı tür rafinerinin varlığı her tür ham petrolün işlenmesine imkan veriyordu ve bu durum tesisleri Sovyetlerin dağılmasından sonra onların kontrolünü elde etmek isteyenler için çok cazip hale getiriyordu. Çeçen yönetiminin öngörüsüz politikaları Rusya’yı Çeçen savaşından sonra Rusya ve Azerbaycan’da üretilen petrolü taşımak için alternatif senaryo ve Çeçenya’yı baypas geçecek boru hatları arayışına itti.
Çeçenya’nın petrol yatakları 5-6 metre gibi yeryüzüne yakın derinliklerde bulunduğundan petrol sık sık fışkırarak dışarı çıkıyor ve toprağa sızarak kirlenmeye sebep oluyor. Çeçenya’nın bazı bölgelerinde toprağın üst katmanı petrole doymuş durumda; Bazı yerlerde petrol ürünleri yaklaşık 2 metre kadar yüzeye sızmış ve 250 metre derinliklerdeki yeraltı suyu normalden 15 kat daha fazla petrol ürünleri bileşenleri içeriyor. (Çeçen Cumhuriyeti: Ekonomik Potansiyel ve Stratejik Kalkınma, LKI Yayınları, Moskova 2007)
Çeçenya petrol yataklarının yer yüzeyine yakınlığı petrol ürünleri üreten özel şirketlerin sayısında patlamaya yol açtı. Bu şirketler petrolü Rusya’nın farklı bölgelerinde üretim yapan kamu şirketlerinin sattığından iki-üç kat daha ucuza satarak Çeçen piyasalarının kontrolünü ele geçirdiler. Federal İçişleri Bakanlığı’na göre savaş döneminde bile Çeçenya’da her yıl 500.000 ila 700.000 ton arasında petrol ürünleri çalındı ve yaklaşık 30.000 kişi yasadışı yollardan petrol üretimine karıştı (Prague Watchdog, 7 Kasım 2003). İlk Çeçen savaşı zamanında bir İngiliz heyetiyle Çeçenya’ya yaptığım bir ziyarette heyet üyelerinden bir tanesi ara verip Çeçenlerin basit ev yöntemleriyle nasıl ham petrolü damıttıklarını görmek istedi. Uzun bir müddet seyrettikten sonra İngiliz Lordlar Kamarası üyesi şöyle dedi: “Söylenenin doğru olduğu görebiliyorum, ama tahminimce bu kadar basit olamaz.”
Çeçen yetenekliliği ileri düzey petrol damıtma teknolojisini minimum seviyesine indirdi.
Mevcut Çeçen hükümetinin Moskova’nın Çeçen rafinerilerini yeniden inşa etmesini beklemesi şaşırtıcı değil ama Kabardey-Balkar’da yeni bir petrol rafinerisinin inşa edileceği haberi şok etkisi yarattı (Chechnya Weekly, 8 Nisan). Çeçen parlamentosu başkanı gelişmeyi “Tüm Çeçen halkına karşı bir aşağılama politikasının göstergesi olarak” tanımladı. (Regnum, 12 Mart) Rusya parlamentosunda Çeçenya’yı temsil eden vekiller ortak bir açıklama yaparak projeden duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. (Nohchi.vu, 19 Mart) İşin şaşırtıcı yanı ise Çeçenya insan hakları müsteşarı bile gelişmenin Çeçenya’nın insan hakları konusuyla bir bağlantısı olmamasına rağmen resmi bir açıklama yaparak komşu cumhuriyette yeni bir rafinerinin inşa edilmesini protesto etti. (Novoteka.ru, 14 Mart)
Çeçen Başbakanı Odes Baisultanov konuyu müzakere etmek için acilen Moskova’ya gönderildi ve resmi petrol şirketi Rosneft Çeçenya’da rafineri kurulmasını destekleyecek bir fizibilite çalışması sunmasına izin verdi. (Vesti Respubliki, #23, 21 Mart) Her ne kadar Çeçen hükümeti bu gelişmeyi yankı uyandıran bir zafer olarak sunsa da nihai kararı Grozni’den hiçbir tavsiye almadan Moskova verecek. Çeçen Devlet Başkanı Ramzan Kadirov bir adım ileri giderek televizyon aracılığıyla yaptığı bir açıklamada Kabardey-Balkar Devlet Başkanı Arsen Kanokov ile konuşarak fazla ümitlenmemesi için kendisini uyardığını, çünkü Çeçen hükümetinin tüm gücünü kullanarak yapılması planlanan rafinerinin Çeçenya’ya kaydırılmasını sağlamaya çalışacağını söyledi. Raporda Kanokov’un nasıl bir karşılık verdiğine ilişkin bir ayrıntı yoktu, fakat iki Kuzey Kafkasya cumhuriyetinin devlet başkanlarının birbiriyle iletişim şekli çok ilginç.
Çeçenya’da yasal yoldan gerçekleşen ana istihdam petrol işleme endüstrisinin kalıntıları üstüne bina edilmiş. Fakat Grozni ve çevresinde 1999 ve 2000 yıllarındaki savaştan sonra bu kalıntılar daha da azaldı. 1994-1996 yıllarında gerçekleştirilen asker harekatta Rus ordusu petrol işleme tesislerini vurmaktan kaçındı; fakat her üç rafineri, bir petrokimya tesisi ve Grozni ve varoşlarda yer alan tüm ara yapılar ile çatışma bölgesinin dışında başkentin 20 km kuzeyindeki bir tesis 1999’daki ikinci savaşta ilk hedefler arasındaydı.
Güç mücadelesinin amaçları zaman içerisinde değişiyor: Devlet başkanlığından önce Ramzan Kadirov Rusya’dan hiçbir talepte bulunmadı ve Çeçenlerin kendi sorunlarını çözecek kapasitede olduğunu iddia ediyordu. Kadirov bağımsızlık ya da serbest ekonomik bölge talebinde bulunmasa da açıklamaları Moskova’yı hilesiz sadakatine inandırmak için hazırlanmış siyasi bir taktikti. (Komsomolskaya Pravda, 21 Şubat 2007) O zamanki durum böyleydi, ama bugün Kadirov’un petrole, bağımsızlığa ve bir serbest ekonomik bölgeye ihtiyaç duyduğu açık. Rusya devlet başkanlığının Federal Güney Bölgesi’nden sorumlu temsilcisi Grigory Rapota’nın (hükümet görevi için bu görevden ayrılan Dmitry Kozak’ın halefi) Çeçenya’ya düzenlediği iki günlük resmi inceleme gezisi sırasında kendisiyle görüşen Kadirov daha fazla bekleyemedi ve özel statüye sahip bir ekonomik bölgenin inşa edilmesini resmen talep etti. (Kavkaz.memo.ru, 10 Nisan 2007; Chechnya Weekly, 10 Nisan)
Kadirov’un başkasına bağımlı olmaktan memnun olmadığı kesin. Projelerini gerçekleştirmek için paraya olan ihtiyacının artması oranında hırsı da artıyor. Kendini Moskova’ya ültimatom verecek kapasitede hissettiği zaman esas talebini açıklayacak. Bu, bugün veya yarın olmayabilir, ama kendisine olan desteğin azaldığının ve konumunun artık güvende olmadığının farkına vardığı an son kozları oynayacağı kesin.
Dr. Mairbek Vaçagayev’in Chechnya Weekly’de (April 17, 2008—Volume IX, Issue 15) yayımlanan bu yazısını Ajans Kafkas için Adnan Demir Türkçeye çevirdi.
Sovyetlerin iktidara gelmesinden önce Çeçenya’nın petrol yatakları Belçikalı, İngiliz, Rus, Çeçen ve Azeri şirketleri tarafından işletiliyordu. Bolşeviklerin petrol endüstrisini millileştirmelerinden sonra üretim hacmini 20. yüzyılın başında yakalanan seviyeye çıkarmak 15 yıl aldı. İkinci Dünya Savaşı’nın başında Çeçen-İnguş Cumhuriyeti yıllık yaklaşık 4 milyon ton yüksek kalitede ham petrol üretiyordu ve bu durum Hitler’in Grozni ve Bakü petrol rezervlerini kontrolünü ele geçirmeye sevk etti.
1971’de Grozni rafineri endüstrisi, yerel üretime ek olarak Bakü sahalarında üretilen petrolün bir bölümü dahil üç rafineride işlenen 21,3 milyon ton ham petrolle (Rusya’nın toplam üretiminin yüzde 7’sinden daha fazla) zirveye çıktı. Fakat Bakü rafinerilerinin kapasite artırımından ve Sovyetlerin diğer bölgelerinde yeni tesislerin kurulmasından sonra Çeçenya rafinerilerinin üretimi gerilemeye başladı: 1980’lerde Çeçen-İnguş Cumhuriyeti’nde petrol üretimi 7,4 milyon tona düştü ve 1985’te de 5,3 milyon tona geriledi (Strana.ru, 25 mart). Bu düşüş Urengoi, Tyumen ve diğer petrol üretim bölgelerine yerleşmek için etnik Rusların Çeçenya’dan ilk kitlesel göçünü tetikledi.
Buna rağmen Çeçenya, Sovyetler Birliği döneminde yüksek düzey petrol endüstrisi altyapısına kavuştu. Petrol kompleksinin içinde 54 tesis, üniversite düzeyinde eğitim teknoloji enstitüsü (Petrol Enstitüsü’ne Bilimler Akademisi üyesi Dr. Mihail D. Millionsçikov’un adı verildi), bir tane araştırma ve geliştirme birimi ve yüksek kalifiyeli insan gücü dahil on binlerce insana iş imkanı sağlayan üç petrol rafinerisi vardı. (www.nefte.ru/person/mbaz5.htm)
İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Çeçenya’da birincil petrol işlemesi gerçekleştiren Lenin rafinerisi, kükürtlü ham petrol için Anisimov rafinerisi ve birincil işleme ile katışıksız petrol ürünleri için Şeripov tesisi olmak üzere üç büyük damıtma tesisi vardı. Bu tesislerin maksimum toplam 20 milyon ton Çeçen ve Kazak ham petrolü işleme kapasitesi vardı. Üç farklı tür rafinerinin varlığı her tür ham petrolün işlenmesine imkan veriyordu ve bu durum tesisleri Sovyetlerin dağılmasından sonra onların kontrolünü elde etmek isteyenler için çok cazip hale getiriyordu. Çeçen yönetiminin öngörüsüz politikaları Rusya’yı Çeçen savaşından sonra Rusya ve Azerbaycan’da üretilen petrolü taşımak için alternatif senaryo ve Çeçenya’yı baypas geçecek boru hatları arayışına itti.
Çeçenya’nın petrol yatakları 5-6 metre gibi yeryüzüne yakın derinliklerde bulunduğundan petrol sık sık fışkırarak dışarı çıkıyor ve toprağa sızarak kirlenmeye sebep oluyor. Çeçenya’nın bazı bölgelerinde toprağın üst katmanı petrole doymuş durumda; Bazı yerlerde petrol ürünleri yaklaşık 2 metre kadar yüzeye sızmış ve 250 metre derinliklerdeki yeraltı suyu normalden 15 kat daha fazla petrol ürünleri bileşenleri içeriyor. (Çeçen Cumhuriyeti: Ekonomik Potansiyel ve Stratejik Kalkınma, LKI Yayınları, Moskova 2007)
Çeçenya petrol yataklarının yer yüzeyine yakınlığı petrol ürünleri üreten özel şirketlerin sayısında patlamaya yol açtı. Bu şirketler petrolü Rusya’nın farklı bölgelerinde üretim yapan kamu şirketlerinin sattığından iki-üç kat daha ucuza satarak Çeçen piyasalarının kontrolünü ele geçirdiler. Federal İçişleri Bakanlığı’na göre savaş döneminde bile Çeçenya’da her yıl 500.000 ila 700.000 ton arasında petrol ürünleri çalındı ve yaklaşık 30.000 kişi yasadışı yollardan petrol üretimine karıştı (Prague Watchdog, 7 Kasım 2003). İlk Çeçen savaşı zamanında bir İngiliz heyetiyle Çeçenya’ya yaptığım bir ziyarette heyet üyelerinden bir tanesi ara verip Çeçenlerin basit ev yöntemleriyle nasıl ham petrolü damıttıklarını görmek istedi. Uzun bir müddet seyrettikten sonra İngiliz Lordlar Kamarası üyesi şöyle dedi: “Söylenenin doğru olduğu görebiliyorum, ama tahminimce bu kadar basit olamaz.”
Çeçen yetenekliliği ileri düzey petrol damıtma teknolojisini minimum seviyesine indirdi.
Mevcut Çeçen hükümetinin Moskova’nın Çeçen rafinerilerini yeniden inşa etmesini beklemesi şaşırtıcı değil ama Kabardey-Balkar’da yeni bir petrol rafinerisinin inşa edileceği haberi şok etkisi yarattı (Chechnya Weekly, 8 Nisan). Çeçen parlamentosu başkanı gelişmeyi “Tüm Çeçen halkına karşı bir aşağılama politikasının göstergesi olarak” tanımladı. (Regnum, 12 Mart) Rusya parlamentosunda Çeçenya’yı temsil eden vekiller ortak bir açıklama yaparak projeden duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. (Nohchi.vu, 19 Mart) İşin şaşırtıcı yanı ise Çeçenya insan hakları müsteşarı bile gelişmenin Çeçenya’nın insan hakları konusuyla bir bağlantısı olmamasına rağmen resmi bir açıklama yaparak komşu cumhuriyette yeni bir rafinerinin inşa edilmesini protesto etti. (Novoteka.ru, 14 Mart)
Çeçen Başbakanı Odes Baisultanov konuyu müzakere etmek için acilen Moskova’ya gönderildi ve resmi petrol şirketi Rosneft Çeçenya’da rafineri kurulmasını destekleyecek bir fizibilite çalışması sunmasına izin verdi. (Vesti Respubliki, #23, 21 Mart) Her ne kadar Çeçen hükümeti bu gelişmeyi yankı uyandıran bir zafer olarak sunsa da nihai kararı Grozni’den hiçbir tavsiye almadan Moskova verecek. Çeçen Devlet Başkanı Ramzan Kadirov bir adım ileri giderek televizyon aracılığıyla yaptığı bir açıklamada Kabardey-Balkar Devlet Başkanı Arsen Kanokov ile konuşarak fazla ümitlenmemesi için kendisini uyardığını, çünkü Çeçen hükümetinin tüm gücünü kullanarak yapılması planlanan rafinerinin Çeçenya’ya kaydırılmasını sağlamaya çalışacağını söyledi. Raporda Kanokov’un nasıl bir karşılık verdiğine ilişkin bir ayrıntı yoktu, fakat iki Kuzey Kafkasya cumhuriyetinin devlet başkanlarının birbiriyle iletişim şekli çok ilginç.
Çeçenya’da yasal yoldan gerçekleşen ana istihdam petrol işleme endüstrisinin kalıntıları üstüne bina edilmiş. Fakat Grozni ve çevresinde 1999 ve 2000 yıllarındaki savaştan sonra bu kalıntılar daha da azaldı. 1994-1996 yıllarında gerçekleştirilen asker harekatta Rus ordusu petrol işleme tesislerini vurmaktan kaçındı; fakat her üç rafineri, bir petrokimya tesisi ve Grozni ve varoşlarda yer alan tüm ara yapılar ile çatışma bölgesinin dışında başkentin 20 km kuzeyindeki bir tesis 1999’daki ikinci savaşta ilk hedefler arasındaydı.
Güç mücadelesinin amaçları zaman içerisinde değişiyor: Devlet başkanlığından önce Ramzan Kadirov Rusya’dan hiçbir talepte bulunmadı ve Çeçenlerin kendi sorunlarını çözecek kapasitede olduğunu iddia ediyordu. Kadirov bağımsızlık ya da serbest ekonomik bölge talebinde bulunmasa da açıklamaları Moskova’yı hilesiz sadakatine inandırmak için hazırlanmış siyasi bir taktikti. (Komsomolskaya Pravda, 21 Şubat 2007) O zamanki durum böyleydi, ama bugün Kadirov’un petrole, bağımsızlığa ve bir serbest ekonomik bölgeye ihtiyaç duyduğu açık. Rusya devlet başkanlığının Federal Güney Bölgesi’nden sorumlu temsilcisi Grigory Rapota’nın (hükümet görevi için bu görevden ayrılan Dmitry Kozak’ın halefi) Çeçenya’ya düzenlediği iki günlük resmi inceleme gezisi sırasında kendisiyle görüşen Kadirov daha fazla bekleyemedi ve özel statüye sahip bir ekonomik bölgenin inşa edilmesini resmen talep etti. (Kavkaz.memo.ru, 10 Nisan 2007; Chechnya Weekly, 10 Nisan)
Kadirov’un başkasına bağımlı olmaktan memnun olmadığı kesin. Projelerini gerçekleştirmek için paraya olan ihtiyacının artması oranında hırsı da artıyor. Kendini Moskova’ya ültimatom verecek kapasitede hissettiği zaman esas talebini açıklayacak. Bu, bugün veya yarın olmayabilir, ama kendisine olan desteğin azaldığının ve konumunun artık güvende olmadığının farkına vardığı an son kozları oynayacağı kesin.
Dr. Mairbek Vaçagayev’in Chechnya Weekly’de (April 17, 2008—Volume IX, Issue 15) yayımlanan bu yazısını Ajans Kafkas için Adnan Demir Türkçeye çevirdi.
1 Yorum:
Güzel makale...
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.