2 Mayıs 2008 Cuma

İdealizm


Değiştir
En genel ve felsefi olmayan gündelik anlamı içinde, yüksek ahlâki amaçlara bağlanma, zihnin tasarım, ide ve ideallerini maddi, kaba gerçekliğin tam kar­şısına geçirme ve onlara, İnsanın değerler cetvelinde başat bir rol ve konum yükleme tavrı; ideallerin, maddi ve deneyimsel ger­çekliğin sınırlama, eksik ve kusurlarından bağımsız olduktan başka, yetkin ve mutlak olanı hedefleyen yönelimler olmalarından dolayı, yetkin olanın önceliğini ve üstünlü­ğünü vurgulama yaklaşımı.

İdealizm, varlığın düşünceden bağımsız olarak varolduğunu kabul eden "gerçekçilik", "maddecilik" ve "doğalcılık" felsefe anlayışlarının tam karşı kutbunda yer almaktadır. Felsefede İdealizm, dünyanın temellendirilmesinde en önemli görevin, bilince ya da maddi olmayan zihne yönelik bir gerçeklik kuramı geliştirmek olduğu düşüncesi üstüne kurulmuştur. İdealizm anlayışının temelleri önce Platon'un "Idealar Dünyası Kuramı" yla atılmış olmakla birlikte, daha sonra çeşitli filozoflarca sunulan izahlarla güçlendirilmiştir.

İdealistler; doğadaki şeyleri ya da nesneleri, her şeyin özünü oluşturan tek bir gücün ya da enerjinin geçici görünümleri olarak görür; varlığın tüm görünüşlerinde tek bir anlamın yattığını düşünür; varoluşu tek bir birlik olarak algılar; aklın sağladıklarının dışında gerçekliğe ulaşmanın olanaksız olduğunu öne sürer; gerçekliği "idea"olarak belirleyip maddeyi bunun bir yansıması sayar. Felsefi anlamda idealizm dünyanın yalnızca düşüncelerin, zihnin, ruhun, ya da daha doğrusu, fiziksel dünya varolmadan önce varolan İdeanın bir yansıması olduğu görüşünden hareket eder. Duyularımızla bildiğimiz maddi şeyler, kusursuz İdeanın kusurlu kopyalarıdır. Antik dönemde bu felsefenin en tutarlı savunucusu Platon'du. Ancak idealizmin başlangıcı M.Ö. VI. yüzyıla, ilkçağ Yunan felsefesinde Ksenophanes'e değin uzanır. Ksenophanes , çok olanı Bir'e indirgemiş ve bu Bir'i "tüm düşünme" olarak belirlemiştir. Ksenophanes'in öğretisi günümüzde metafıziğin kurucusu olarak gösterilen öğrencisi Parmenides 'in kurduğu Elea Okulu eliyle daha bir gelişim göstermiştir: "Varlık, değişmez ve birdir; özne ve nesne bir ve aynıdır."

Uluslararası ilişkilerde ise idealizmin algılanışı, modern çağda yaşanılan savaşların yarattığı olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması üzerine temellenmiştir. I Dünya Savaşı'ndan sonra oluşturulması planlanan yeni uluslararası düzende tüm devletlerin uyacağı kurallar ile savaşların ve anlaşmazlıkların önüne geçilebileceği öngörülüyordu. Bu temelde gelişen siyasal idealizmin öngördüğü bazı varsayımlar şunlardır:

1- İnsanın doğası esas olarak "iyi"dir.
2- İnsanların olumsuz -şiddet içeren- davranışları, kötü insanların varlığından değil, kötü toplumsal düzenlerin ve yapılanmaların varlığından kaynaklanmaktadır.
3- Uluslararası sistemin en kötü yönünü oluşturan savaş kaçınılmaz olmayıp, ortaya çıkmasına neden olan kurumsal düzenlemelerin ortadan kaldırılmasıyla önlenebilir. ve bu amaca ulaşılması da tek tek devletlerin değil ancak global olarak sistemin bütününün çabaları ile gerçekleştirilebilir.

Siyasal İdealizm'in başlıca temsilcileri Quincy Wright , David Mitrany ve Hers Lauterpacht'dır.
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009