24 Mayıs 2008 Cumartesi

Petrol şoku


Değiştir
Kadir DİKBAŞ

Önceki hafta 125 dolar sınırını aşan dünya ham petrol fiyatları, dün de 135 doları gördü. Fiyatlar akıl almaz bir şekilde yükselmeye devam ediyor. Her yükselişin ardından pek çok sebep sıralanabilir, farklı yorumlar yapılabilir ama şurası bir gerçek ki, talep artışının da, spekülasyonun da etkisi muhakkak.
Bu gidiş iyiye işaret değil. Dünya piyasaları, birkaç gündür yükselen petrol fiyatlarının büyüttüğü enflasyon endişeleriyle çalkalanıyor. Herkes dertli.

Petrol ve doğalgazda neredeyse tamamıyla dışa bağımlı olan Türkiye ise bu fiyat artışından en fazla etkilenecek ülkeler arasında. En büyük korku cari açık ve enflasyon. Ama bugünlerde kimse bu konulara yeterince odaklanamıyor. Aylardır demokrasinin neresindeyiz onu tartışıyoruz. AK Parti kapatılacak, kapatılmayacak senaryolarını konuşuyoruz. İki gündür de Yargıtay'ın siyasi iktidarı hedef alan sert bildirisiyle çalkalanıyor memleket. Böyle gidecek olursa Türkiye, gerçekten zor günler yaşayabilir.

Petrol fiyatları, reel anlamda da tarihin en yüksek seviyelerinde. Fiyatta doların değer kaybetmesinin payı da var ama sınırlı. Kaldı ki, son dönemde dolar bir miktar değer kazandığında dahi fiyat gerilemedi, aksine yükseldi.

Uluslararası Para Fonu verilerine göre, petrol fiyatları son 10 yılda dolar bazında 8 kattan fazla arttı. Mesela 2005'te 100 olan endeks değeri 2007 yılında 133,3'e çıktı. Bu yılın ocak ayında 170,2'ye, nisanda da 204,4'e fırladı.

Fiyat artışı, Türkiye'nin petrol ve enerji faturasını her geçen gün kabartıyor. İthal edilen miktarda fazla bir artış yok. Fatura fiyattan dolayı şişiyor. Petrol fiyatlarının düşük seyrettiği 1998-1999 yıllarında enerji ithalatına 5 milyar dolar civarında para ödeyen Türkiye, 2002'de 9,2, 2003'te 11,6, 2004'te 14,4, 2005'te 21,2 ve 2006'da 28,8 milyar dolar ödedi. Geçen yıl ödenen rakamsa 33,9 milyar dolar. Bu yılın üç ayında ödenen para da yüzde 56,4 artarak 10,9 milyar doları buldu. Fiyatlar artmayıp yerinde kalsa dahi bu yıl enerji ithalatına gidecek paranın 50 milyar doları bulacağı tahmin ediliyor.

10 yıl önce yüzde 10 seviyesinde olan enerji ithalatının toplam ithalat içindeki payı bugün yüzde 21,4. Bu gelişme bile enerji faturasının reel olarak ciddi bir yük haline geldiğini göstermeye yetiyor.

Bu bahsettiğimiz rakamlar, başta petrol, doğalgaz, kömür ve çok az da olsa elektriği içine alan "mineral yakıtlar" kategorisindeki değişim.

Bunun yanında bir de ana girdisi petrol olan birtakım ürünler var. Plastikten bazı kimyasallara kadar. Bunlar da dikkate alındığında ciddi bir "petrol şoku" ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.

Bu arada gıdadaki ve başta demir olmak üzere diğer emtia fiyatlarındaki artışları da unutmamalıyız.

İthalat harcamalarının artması, cari işlemler dengesinde daha büyük açık demek. Bu da ülke riskini büyütüyor. Çıkarılan siyasi riskler ayrı...

Enerji Bakanlığı'nın son yıllarda yürütmekte olduğu kaynak çeşitlendirme çalışmalarını takdir etmek gerekiyor. Fakat 1990'lı yılların sonunda had safhaya ulaşan enerjide çarpık yapılanmaya son vermek uzun zaman alacağa benziyor. Ve bulacağınız çözüm de sorunu tamamıyla ortadan kaldırmayacak. Neticede petrol ve doğalgaz ülkesi değiliz. Ancak, bilhassa elektrik üretiminde, sanayi ve ısınmada petrolün, doğalgazın yerine kayda değer ölçüde yerli alternatiflerle değiştirme imkânımız var.

Bunun yanında yapılabilecek en önemli hamle, cari açığı körükleyen ithalat bağımlısı sanayi altyapısının değiştirilmesi. Umarız bu sıkıntılar bu değişimin başlamasına vesile olur. Ve yükselen fiyatların enflasyon ve cari işlemler açığına etkileri, MB'nin yüksek faiz politikasıyla çözülmeye çalışılmaz. En akılcı ve sürdürülebilir çözüm, içeride. Önceki gün Devlet Bakanı Nazım Ekren başkanlığında yapılan Ekonomi Değerlendirme Toplantısı'ndan gıda ve enerjide yerel kaynakların daha fazla öne çıkarılacağını anlıyoruz. Bu önemli. Umarız MB'nin para politikası da buna destek olur.


Zaman

Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009