Irak Devleti'nin kuruluşundan bugüne dek, ülkede iktidara gelen tüm yönetimler, Türkiye'nin Türkmenlerin kaderiyle müdahaleci bir tavırla ilgilendiği algılaması geliştirerek Irak Türkmenlerine baskı ve asimilasyon uygulamıştır. Buna karşın Türkmenler de, bölgenin en etkili gücüne sahip olan Türkiye'nin, başta Türkmen meselesi olmak üzere bölgenin sorunlarıyla ilgilendiği düşüncesine kapılarak, ciddi örgütlenmeye gitmemiş ve bölgedeki Türkmen politikasını Türkiye'de kurdukları dernekler ile yönetmeye çalışmışlardır. Böylece, başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin desteğini alan Irak'taki Kürt partileri, ordu teşkilatlanmasına yönelirken; Türkmenler sivil toplum örgütlenmesi ile yetindiler. “1 Mart Tezkeresi” ile gerginleşen ABD-Türkiye ilişkilerinin, Süleymaniye'de on bir Türk askerinin işgalci ABD güçleri tarafından gözaltında alınmasıyla gerilim noktasına taşınması, bazı gerçeklerin de nihayet fark edilmesine sebep oldu. Bu durumdan yani Türkiye-ABD gerginliğinden ortaya çıkan sonuçları kendi lehlerine çevirmeyi başaran Iraklı Kürt partiler, Irak konusunda ABD'nin sonsuz desteğini kazandılar. Bu destekten meydana gelen etkiyi de Irak Türkmenlerine yönelik baskı unsuru olarak kullanmayı başardılar.
TÜRKİYE-TÜRKMEN VE IRAK’TAKİ GELİŞMELER
Türkiye'nin Irak'taki, özellikle de Irak'ın kuzey bölgesindeki nüfuzunu azaltmak için tasarlanan Süleymaniye baskınında, Irak Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Irak Yurtsever Birliği'nin (KYB) katkıları büyüktür. ABD işgalci kuvvetleri tarafından himaye altında tutulan Iraklı iki Kürt partisinin kurtarılmış bölge içerisinde Irak Türkmenlerine işgal öncesi yaptıkları zulüm ve baskıyı denetleyen Türkiye'nin Irak'ın kuzeyindeki nüfuzu işgal sonrasında ortadan kalktı. Iraklı iki Kürt partisi, bir taraftan Türkmen ağırlıklı olan ve gerek jeo-stratejik gerekse jeo-ekonomik bakımdan önem arz eden Kerkük ve Telafer'e yönelik Kürtleştirme politikasının başarıya ulaşması için her türlü yolu denerken diğer taraftan da, Irak’taki ABD güçlerinin tek stratejik müttefiki olduklarını ispat etmeye çalıştılar. Türkiye'nin, Irak'ın kuzeyinde yuvalanan ve ulusal güvenliğini tehdit eden PKK terör örgütü tehdidini ortadan kaldırma gayretlerini, Irak’ın içişlerine özellikle de Kerkük'e müdahale etme amacı olarak yansıtan bazı Iraklı gruplar, hem Kerkük hem de Telafer'de yaşayan Türkmenlere baskı ve izolasyon politikası uyguladılar. Bu bağlamda, Irak'ın sorunlarının çözülmesi için yapılan girişimlerin odak noktası, öncelikle Irak'taki PKK terör örgütü, Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetim ve Kerkük meselesinin birbirinden ayrı tutulması olmalıdır. Öte yandan, 21. yüzyılını yaşayan dünyamızda evrensel boyut kazanan insan hakları söz konusu olduğunda devletlerin artık egemenlik, bağımsızlık ve içişlerine karışmama gibi kavramları ileri sürerek sorumluluktan kurtulmak için bunların arkasına sığınmaları uzun süre devam edemeyecektir. Nitekim Irak merkezli bölgedeki gelişmelerin vardığı bugünkü noktaya bakıldığında, artık ABD eskisi kadar Iraklı iki Kürt partisinin aşırı isteklerine sesiz kalmıyor, Irak Parlamentosu içerisinde Iraklı Kürtlerin istek kotalarının giderek artmasına karşı ve aşırı taleplerinin törpülenmesi için bir siyasi blok oluşmakta olduğu görülüyor. Bu durumun, Irak’ın bölünme riskinin eskisine oranla azaldığı şeklinde yorumlanması mümkün. Yani, Irak merkezli Orta Doğu’da yeni bir sürecin başlangıç noktasına varıldığı görülüyor.
VARILAN NOKTA VE IRAK TÜRKMENLERİ
Irak Türkmenleri, Arap ve Kürtlerden sonra ülkedeki üçüncü büyük toplum olmalarına rağmen, yerleşimlerinin birbiriyle doğrudan bağlantısı olmayan geniş bir coğrafya üzerine yayılmış olmalarının yanı sıra Şii ve Sünni olmak üzere iki ayrı mezhebe “bölünmüş” olmaları, Irak’ın siyasi fonksiyonunda “azınlık” konumuna düşmelerine neden oluyor. Yani, Irak’ın siyasi denklem ve güç odaklarının dışında kalıyorlar. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu şimdilik, Irak Türkmenlerinin siyasi görüş ve ilkeleriyle örtüşen her hangi bir Iraklı siyasi harekât ve grup ile ittifak yapmalarından geçiyor. Bu ittifak, Irak Parlamentosu’nda yer alan tüm Türkmen milletvekilileri, Kerkük İl Meclisi Türkmen Grubu ile Bağdat’ta görev yapan tüm Türkmen bürokratlarını toplayan bir platformun oluşturulmasıyla desteklenmeli. Böylece Türkmenler, gerek Bağdat’ta gerekse Kerkük İl Meclisi bazında siyasi bir ağırlık kazanma fırsatı yakalayabilir ve Irak’ın siyasi muadelesinde hak ettiği yere ulaşabilir. Ancak bunlardan önce atılması gereken adımlar bulunuyor: Irak Türkmenlerinin temsilcisi olan siyasi oluşum veya harekât içerisinde yer alan Türkmen siyasetçiler ve görevlilerin, kendi çevreleriyle gün gittikçe artan düşmanlığa son vermesi atılacak en önemli adımdır. Ayrıca, bölgede yaşayan Türkmenlerin günlük ihtiyaçlarını giderilmesi ve yokluğun en aza indirilmesi için çaba göstermeli. Taban ile tavanın birbirine yaklaşması, bütünleşme sağlayacak ve iç çekişmeler, kısır döngü içerisindeki kapışmalar ortadan kalkacaktır. Ancak bundan sonra Irak’taki Türkmenlerin siyasi gemisi fırtınasız sulara yelken açabilir.
Irak Türkmenlerinin inancı odur ki, Türkiye'nin ABD'nin yanında yer almaması ve kuzeyden bir cephe açmamasının faturasının Türkmenlere kesilmesi dönemi artık kapanmıştır. Açık ki, ABD'nin Irak merkezli Ortadoğu'daki çıkmazdan kurtulmasının tek yolu, Türkiye'nin mevcut sistemine ve demokrasi konseptine yatırım yapmasından geçiyor. Bu yatırım, bölge için huzur ve istikrar getirir, ABD'yi de kurtarır. Ayrıca, Irak'ta sağduyu ve hoşgörü hâkim olacaksa, bunun adresi bellidir ve Irak’ta yaşayan tüm etnik gruplar arasındaki eşitliğin sağlanması bunun ön şartıdır. Artık Kerkük, bir pazarlık veya referandum konusu olmaktan çıkarılmalıdır. Şayet Irak bölünecek ve Irak’ın toplam nüfusunun yüzde 13’nü teşkil eden Türkmenlere bir tek şehir düşecekse bu da Kerkük olmalıdır. Türkiye’nin de hala Irak Türkmenlerin tek güvencesi olduğunu da kimse unutmamalıdır.
TUSAM
1 Yorum:
slm cok ozgunum turkiye bizi orde malil birakti bizi zaman zaman turkiye birkmstir ve satmistir 2003de sora ayni tas ayni hamam turkiye bizim icin bir sey yapmamstir ve yapmaz turkmenlir oz kandlrna guvansin
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.