Ana Konu:Osmanlı'da Askeri Teşkilat
Kapıkulu askerinin piyade ocaklarından biri de "Cebeci ocağı"dir. Kelime olarak "cebe" zırh demektir. Osmanlılar, bir nevi istilah olarak bu kelimenin mana ve kapsamını genişletmiş görünmektedirler. Bunun içindir ki "cebeci" dendiği zaman belli hizmetleri olan bir askerî sınıf akla gelmektedir. Buna göre devletin yaya muharip askeri olan yeniçerilerin ok, yay, kalkan, kılıç, tüfek, balta, kazma, kürek, kursun, barut, zırh, tolga, harbe vesaire gibi ihtiyaçları olan savaş alet ve eşyası yapan veya tedarik eden ocağa "Cebeci ocağı" denirdi. Bu ocak, yeniçerilere lazım olan harp levazımatını deve ve katırlarla nakl ederek, cephede bulunan yeniçerilere dağıtırdı. savaş sonunda da bunları tekrar toplardı. Bu arada tamire muhtaç olanları da tamir ederek silah depolarında muhafaza ederdi.
Kapıkulu askerinin piyade ocaklarından biri de "Cebeci ocağı"dir. Kelime olarak "cebe" zırh demektir. Osmanlılar, bir nevi istilah olarak bu kelimenin mana ve kapsamını genişletmiş görünmektedirler. Bunun içindir ki "cebeci" dendiği zaman belli hizmetleri olan bir askerî sınıf akla gelmektedir. Buna göre devletin yaya muharip askeri olan yeniçerilerin ok, yay, kalkan, kılıç, tüfek, balta, kazma, kürek, kursun, barut, zırh, tolga, harbe vesaire gibi ihtiyaçları olan savaş alet ve eşyası yapan veya tedarik eden ocağa "Cebeci ocağı" denirdi. Bu ocak, yeniçerilere lazım olan harp levazımatını deve ve katırlarla nakl ederek, cephede bulunan yeniçerilere dağıtırdı. savaş sonunda da bunları tekrar toplardı. Bu arada tamire muhtaç olanları da tamir ederek silah depolarında muhafaza ederdi.
Sefer esnasında ordu komutanları refakatine münasip bir miktar cebeci verilirdi. Bunların, kuvvetli, becerikli ve silahtan anlayanlardan olması gerekirdi. Bu maksatla Cebecibaşıya bu yolda emirler verilirdi. Barış zamanında bunlar, kendilerine tahsis edilen Ayasofya taraflarında ve Tophane civarında bulunan kışlalarında ikamet ederlerdi.
Bu ocağın kuruluş tarihi kesin olarak tespit edilmekle birlikte, Yeniçeri ocağı ile birlikte veya ondan çok kısa bir müddet sonra oldugu tahmin edilmektedir. Bu ocağa girecek olanlar, "Pençik" ve "Devşirme Kanunu" devam ettiği müddetçe Acemi oğlanları arasından seçilirdi. Sonraları Yeniçeriler gibi Bunların da evlenmelerine müsaade edildiğinden yetişen çocukları da cebeci olurdu. ocağa alınacak kimseler, önceleri "sakird" ismiyle alınır, daha sonra fiilen cebeci olurlardı.
Ocak mevcudu, aralarındaki münasebet dolayısıyla Yeniçeri askerinin azalıp çoğalmasına bağlı olarak artar veya eksilirdi. XVI. asır ortalarında yeniçeriler 12 bin nefer iken Bunların sayılan 500 kadardı. XVII. asırda (1675) te cebecilerin sayıları 4180 civarındadır. XVIII. yüzyılda cebecilerin şayisi 2500-5000 arasında değişmekteydi. Yeniçeri Ocağı’nın lagv edilmesi ile ortadan kalkan Cebeci ocağı, Asakir-i Mansûre ile yeniden tesis edilmişti.
Diğer Kapıkulu ocakları gibi "orta" denilen ve 38 bölüğe ayrılmış bulunan cebecilerin en büyük komutanı "Cebecibaşı" idi. Ortalar, kendi aralarında silah yapan, silahlan tamir eden, barutları ıslâh eyleyen, harp levazımatını tedarik edip hazırlayan ve humbara yapanlar gibi ayrı ayrı kısımlara ayrılıyorlardı.
1 Yorum:
yha bu konu odevdi yapana kadar akla karayı sectim
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.