Balfour Deklerasyonu, Lloyd George'un başbakanlığındaki İngiliz savaş kabinesinde dışişleri bakanı olan Althur Balfour'un girişimiyle başlatılan ve sonuçta Filistin'de bir Musevi devletinin -İsrail- kurulmasıyla sonuçlanan girişimdir. 1917 yılındaki bu deklerasyon, ilk Balfour Deklarasyonudur. Balfour girişimiyle 1926 yılında, İngiliz sömürgeleri konusunda ikinci bir Balfour Deklarasyonu yapılmıştır.
Lord Arthur Balfour, 2 Kasım 1917 tarihinde uluslararası Siyonist hereketin liderlerinden olan Lord Rothschild'e bir mektup göndererek, Filistin topraklarında bir Musevi devleti kurulması konusunda İngiliz hükümetinin destek vereceğini bildirmiştir. İngilizlerin Araplara yatırım yaptığı bir dönem olduğu için, bildiride ‘ülkedeki öteki sakinlerin medeni ve dinsel haklarının ihlal edilmemesi’ şart koşulmuştur. Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu topraklarının İngiltere ve Fransa arasında paylaşılması protokokü niteliğindenki Sykes-Picot Antlaşması ve Mekke Şerifi Hüseyin ile İngiltere'nin Mısır'daki Yüksek Komiseri McMahon arasında gizli olarak imzalanan McMahon Antlaşması ardından yapılan bu girişim, böyle bir maddeyi gerektirmiştir.
Bu mektup ve bunun ardından gelişecek olan olaylar, dünya Siyonist kesimin desteğinin İtilaf Devletleri yönüne çekilmesinde önemli rol oynamıştır. Ayrıca ABD tarafından da desteklenmişir. Amerika, Orta Doğu'da bir Musevi devletinin bulunmasının, Orta Doğu politikaları için sağlam bir dayanak oluşturacağını kavramıştır.
Lord Balfour'un bu mektubu üzerine yürütülen girişimler, 1918 yılında Fransa'nın, hemen ardından da İtalya'nın desteğini sağlamıştır. ABD başkanı Thomas Woodrow Wilson, Ekim 1918 ayında deklerasyonu desteklediklerini açıklamıştır.
Sözkonusu deklerasyon, Orta Doğu'da bir İsrail Devletinin kurulmasına giden sürecin önemli bir kilometre taşıdır.
Lord Arthur Balfour, 2 Kasım 1917 tarihinde uluslararası Siyonist hereketin liderlerinden olan Lord Rothschild'e bir mektup göndererek, Filistin topraklarında bir Musevi devleti kurulması konusunda İngiliz hükümetinin destek vereceğini bildirmiştir. İngilizlerin Araplara yatırım yaptığı bir dönem olduğu için, bildiride ‘ülkedeki öteki sakinlerin medeni ve dinsel haklarının ihlal edilmemesi’ şart koşulmuştur. Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu topraklarının İngiltere ve Fransa arasında paylaşılması protokokü niteliğindenki Sykes-Picot Antlaşması ve Mekke Şerifi Hüseyin ile İngiltere'nin Mısır'daki Yüksek Komiseri McMahon arasında gizli olarak imzalanan McMahon Antlaşması ardından yapılan bu girişim, böyle bir maddeyi gerektirmiştir.
Bu mektup ve bunun ardından gelişecek olan olaylar, dünya Siyonist kesimin desteğinin İtilaf Devletleri yönüne çekilmesinde önemli rol oynamıştır. Ayrıca ABD tarafından da desteklenmişir. Amerika, Orta Doğu'da bir Musevi devletinin bulunmasının, Orta Doğu politikaları için sağlam bir dayanak oluşturacağını kavramıştır.
Lord Balfour'un bu mektubu üzerine yürütülen girişimler, 1918 yılında Fransa'nın, hemen ardından da İtalya'nın desteğini sağlamıştır. ABD başkanı Thomas Woodrow Wilson, Ekim 1918 ayında deklerasyonu desteklediklerini açıklamıştır.
Sözkonusu deklerasyon, Orta Doğu'da bir İsrail Devletinin kurulmasına giden sürecin önemli bir kilometre taşıdır.
0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.