Karabağ bölgesi, dünyadaki en eski insanların yaşadığı yerlerden biridir. Buradaki “Azıh” mağarasında bulunan eski insan- “Azıhontrop”un yaşının yaklaşık olarak 1,2 milyon sene eskiye kadar götürülebileceği bilim adamlarınca da kanıtlanmıştır1. Bu durumun kanıtlanmasına rağmen 1,2 milyon yaşı henüz genel kabul görmemektedir. Fakat, mağara içerisinde bulunan insanın çene kemiğinin her halükarda en az 300- 500 bin yıllık olduğu kabul edilmektedir. Yine bölgede bulunan “Tağlar” mağarasında da bundan 80- 100 bin yıl evvelki devre ait zengin kalıntılar bulunmaktadır.
Ara devirlerde Karabağ bölgesindeki yaşama ilişkin kanıtlar yine bulunmaktadır. Milattan önce (M.Ö.) dördüncü binyıldan itibaren ise bu topraklarda yaşayanların kimliğine ilişkin bilgiler elde edebilmekteyiz. Bunlar “Hürriler” diye isimlendirilen Türk kavminden olanlardı. Bu Türk kavmi M.Ö. dördüncü binyılda Kafkasya’ya gelerek Karabağ’a yerleşmişlerdir. M.Ö. ikinci binyıla ilişkin olarak da Hürrilerin buradaki yaşamlarına ilişkin kanıtlara rastlanmaktadır. M.Ö. birinci
binyılın başlarında bölgede Urartular ortaya çıkmaya başlarlar. Daha sonra buralara, yine Türk boylarından olan Sakalar yerleşmişlerdir. Ermenilere gelince, kendilerini iddia ettikleri gibi ister Yasef evladına dayandırsınlar, isterse de buralara Frigyalılarla birlikte geldiklerini iddia etsinler, her halükarda buralarda M.Ö. altıncı ve yedinci yüzyıldan sonra bulunmuş oluyorlar.
M.Ö. 250’lerde Karabağ bölgesinde, Oğuzların Üçoklar boyundan olan Arsaklar, M.S. birinci yüzyılda Kafkasya Türk Albanları, ikinci yüzyılda Romalılar, üçüncü yüzyılda Sasaniler, altıncı yüzyılda Hun Türkleri ve yedinci yüzyılda Hazar Türkleri hükmetmişlerdir.
Yedinci yüzyıldan itibaren Karabağ bölgesi dönemin İslam kuvvetlerinin yönetimi altına geçmiştir. 642 yılında Arap İslam orduları, 646 yılında ise Müslüman Oğuzlar burada hükmetmeye başlamıştır.
Sekizinci yüzyılda bölgede Müslüman idareye karşı isyanlar başlamıştır. Bu isyanlar dokuzuncu yüzyılda Türk kökenli Babek’in liderliğinde doruğuna ulaşmıştır. 837 yılında isyan yenilgiye uğratılmış ve 838 yılında isyancıların lideri Babek Samire şehrine götürülerek burada idam edilmiştir.
892- 930 yılları arasında Saç Oğulları isimli Müslüman Türk Beyliği bölgenin hakimi olmuştur.
XI. yüzyıldan itibaren bölge Selçukluların akımına uğramıştır. 1064 yılında Gürcistan seferinden dönen Alp-Arslan ve 1076’ta onun oğlu ve halefi Melik Şah burayı baştan-başa iskân etmiştir. 1256’dan itibaren Karabağ bölgesi İlhanlıların (Türk devleti) yönetimi altına geçmiştir. 1396’dan sonraysa, Kıpçak seferinden dönen Timur’un orduları buraları işgal etmiştir. XV. yüzyıl boyunca bölge daha çok Akkoyunluların yönetimi altında bulunmuştur. XIV. yüzyılın sonlarında Osmanlılar tarafından alınıncaya kadar, bölge Safevilerin yönetiminde kalmıştır.
XVIII. yüzyılın başlarında Penah Ali Bey’in önderliğinde bölgede Karabağ Hanlığı kurulmuştur. XVIII. yüzyılın sonlarında artan dış saldırılar sonucunda kısa bir süre için (sadece 1797 yılında bir süreliğine) Karabağ bölgesi, merkezi Azerbaycan’ın güney (şu anki İran) bölgelerinde bulunan Gacar Türklerinin yönetimi altına geçmişse de, genelde bağımsızlığını koruyabilmiştir.
1826 yılında, Karabağ Hanlığı Çarlık Rusyası tarafından işgal edilmiştir. Rusya ile Gacar yönetimi arasındaki savaşlar sonucunda, 1828’de imzalanan Türkmençay Andlaşması ile Karabağ Hanlığı Rusya’ya bağlanmıştır. 1828- 1829 yıllarında Osmanlılarla Rusya arasında Kafkaslarda yaşanan savaş da Karabağ Hanlığı’ın bağımsızlığını yeniden kazanmasına yardım etmemiştir. Bu savaşların ve imzalanan antlaşmaların Karabağ bölgesi açısından bir diğer önemi, bu süreçte Gacar yönetimi altındaki topraklardan 1825-1826 yıllarında 18.000, 1828’de 50.000
(Türkmençay Anlaşması’nın 15.maddesi Gacar yönetimi altındaki Ermenilerin bir yıl içinde Aras nehrinin kuzeyine, yani Rus yönetimi altındaki topraklara geçmesini öngörmekteydi), 1829 Osmanlı-Rus Edirne antlaşması ile de 84.000 civarında Ermeninin Karabağ bölgesine getirilmesi sonucunu doğurması şeklinde olmuştur.
Dönemin Rus tarihçilerine göre bu süreç boyunca Kafkasya’ya, Anadolu’dan ve şu anki İran topraklarından en az 1 milyon Ermeni göç etmişti veya ettirilmişti. Bu göçler sonucunda I Nikolay, İrevan ve Nahçıvan hanlıklarının topraklarını içeren
coğrafya üzerinde Ermeni bölgesi de kurmuştur. Zaten, Rusya bölgede bir Ermeni devletinin kurulmasının planlarını uzun yıllardan beri yapmaktaydı. 1967 yılında Ermenistan’ın başkenti Erivan’da basılan “XVIII yüzyılda Ermeni-Rus ilişkileri” isimli kitapta (s. 204-205’de) şöyle denilmektedir: “Daha 19 Mayıs 1783’de Knyaz G.A.Potyomkin, II Yekatrina’ya ‘fırsat bulunca Karabağ’ı hemen Ermenilerin kontrolüne vermek ve böylece Asya’da bir Hristiyan devleti ortaya çıkarmak için gerekenleri yapacağız’, diye yazmıştı”. Bu nedenle bu kadar büyük göçlerin
gerçekleşmesinde Rusya’nın çıkarları bulunduğunu da unutmamak gerekiyor. Bunun yanında buradaki Müslümanlardan da (Türklerden de) önemli bir miktar Gacar yönetimi altındaki topraklara göç ettirilmişti.
Bunca göçe rağmen, 1832 yılındaki Çarlık Rusyası resmi sayımlarında Karabağ bölgesi nüfusunun % 64,8-i Türk (Azerbaycanlı), %34,8-i Ermeni olarak kayda geçmiştir. 1887 yılında Fransa’da yayınlanan “Nouveau Dictionnaire de Geographie Universelle” (“Yeni Evrensel Coğrafya Sözlüğü”) isimli kitabın “Karabağ” maddesinde, 250.000 olarak gösterilen toplam nüfusun en az yarısının Azerbaycan Türklerinden, geri kalanının Ermenilerden ve bazı İranlı ve Ruslardan oluştuğu kaydedilmektedir.
Hatta Ermenistan kaynakları bile Karabağ meselesine ilişkin göreceli olarak sessizliğin yaşandığı dönemlerde, XIX yüzyıl başlarında Karabağ bölgesinde Ermeni nüfusun azınlıkta kaldığını ifade etmekteydiler. Nitekim 1972 yılında Erivan’da yayınlanan “Batı Ermenistan’ın Rusya’ya birleştirilmesi” isimli bir kitapta (s. 562), bu yıllar için Karabağ’da 12 bin ailenin bulunduğu ve bunların sadece 2500-ünün Ermeni ailesi olduğu belirtiliyor. Ermenilerin buraya sonradan geldiğinin kendilerince bir başka ifadesi de, 1978 yılında Karabağ’ın Akdere (eski Mardakert) rayonunda, “Bölgeye Gelişlerinin 150 Yılı” anıtını dikmeleri olmuştur.14 Gerçi, 1980’lerde olayların yeniden tırmanmasıyla bu anıt yıkılmıştır. Fakat, onunla ilgili video görüntüler ve fotoğraflar durmaktadır.
XIX yüzyıl sonlarında ve XX yüzyıl başlarında çeşitli isyanlar baş kaldırdıysa
da, 1918 yılına kadar Karabağ bölgesi, Çarlık Rusyası’nda Azerbaycan’ın bir bölgesi olarak (Gence Guberniyası’na bağlı olarak) yer almaya devam etmiştir.
Ara devirlerde Karabağ bölgesindeki yaşama ilişkin kanıtlar yine bulunmaktadır. Milattan önce (M.Ö.) dördüncü binyıldan itibaren ise bu topraklarda yaşayanların kimliğine ilişkin bilgiler elde edebilmekteyiz. Bunlar “Hürriler” diye isimlendirilen Türk kavminden olanlardı. Bu Türk kavmi M.Ö. dördüncü binyılda Kafkasya’ya gelerek Karabağ’a yerleşmişlerdir. M.Ö. ikinci binyıla ilişkin olarak da Hürrilerin buradaki yaşamlarına ilişkin kanıtlara rastlanmaktadır. M.Ö. birinci
binyılın başlarında bölgede Urartular ortaya çıkmaya başlarlar. Daha sonra buralara, yine Türk boylarından olan Sakalar yerleşmişlerdir. Ermenilere gelince, kendilerini iddia ettikleri gibi ister Yasef evladına dayandırsınlar, isterse de buralara Frigyalılarla birlikte geldiklerini iddia etsinler, her halükarda buralarda M.Ö. altıncı ve yedinci yüzyıldan sonra bulunmuş oluyorlar.
M.Ö. 250’lerde Karabağ bölgesinde, Oğuzların Üçoklar boyundan olan Arsaklar, M.S. birinci yüzyılda Kafkasya Türk Albanları, ikinci yüzyılda Romalılar, üçüncü yüzyılda Sasaniler, altıncı yüzyılda Hun Türkleri ve yedinci yüzyılda Hazar Türkleri hükmetmişlerdir.
Yedinci yüzyıldan itibaren Karabağ bölgesi dönemin İslam kuvvetlerinin yönetimi altına geçmiştir. 642 yılında Arap İslam orduları, 646 yılında ise Müslüman Oğuzlar burada hükmetmeye başlamıştır.
Sekizinci yüzyılda bölgede Müslüman idareye karşı isyanlar başlamıştır. Bu isyanlar dokuzuncu yüzyılda Türk kökenli Babek’in liderliğinde doruğuna ulaşmıştır. 837 yılında isyan yenilgiye uğratılmış ve 838 yılında isyancıların lideri Babek Samire şehrine götürülerek burada idam edilmiştir.
892- 930 yılları arasında Saç Oğulları isimli Müslüman Türk Beyliği bölgenin hakimi olmuştur.
XI. yüzyıldan itibaren bölge Selçukluların akımına uğramıştır. 1064 yılında Gürcistan seferinden dönen Alp-Arslan ve 1076’ta onun oğlu ve halefi Melik Şah burayı baştan-başa iskân etmiştir. 1256’dan itibaren Karabağ bölgesi İlhanlıların (Türk devleti) yönetimi altına geçmiştir. 1396’dan sonraysa, Kıpçak seferinden dönen Timur’un orduları buraları işgal etmiştir. XV. yüzyıl boyunca bölge daha çok Akkoyunluların yönetimi altında bulunmuştur. XIV. yüzyılın sonlarında Osmanlılar tarafından alınıncaya kadar, bölge Safevilerin yönetiminde kalmıştır.
XVIII. yüzyılın başlarında Penah Ali Bey’in önderliğinde bölgede Karabağ Hanlığı kurulmuştur. XVIII. yüzyılın sonlarında artan dış saldırılar sonucunda kısa bir süre için (sadece 1797 yılında bir süreliğine) Karabağ bölgesi, merkezi Azerbaycan’ın güney (şu anki İran) bölgelerinde bulunan Gacar Türklerinin yönetimi altına geçmişse de, genelde bağımsızlığını koruyabilmiştir.
1826 yılında, Karabağ Hanlığı Çarlık Rusyası tarafından işgal edilmiştir. Rusya ile Gacar yönetimi arasındaki savaşlar sonucunda, 1828’de imzalanan Türkmençay Andlaşması ile Karabağ Hanlığı Rusya’ya bağlanmıştır. 1828- 1829 yıllarında Osmanlılarla Rusya arasında Kafkaslarda yaşanan savaş da Karabağ Hanlığı’ın bağımsızlığını yeniden kazanmasına yardım etmemiştir. Bu savaşların ve imzalanan antlaşmaların Karabağ bölgesi açısından bir diğer önemi, bu süreçte Gacar yönetimi altındaki topraklardan 1825-1826 yıllarında 18.000, 1828’de 50.000
(Türkmençay Anlaşması’nın 15.maddesi Gacar yönetimi altındaki Ermenilerin bir yıl içinde Aras nehrinin kuzeyine, yani Rus yönetimi altındaki topraklara geçmesini öngörmekteydi), 1829 Osmanlı-Rus Edirne antlaşması ile de 84.000 civarında Ermeninin Karabağ bölgesine getirilmesi sonucunu doğurması şeklinde olmuştur.
Dönemin Rus tarihçilerine göre bu süreç boyunca Kafkasya’ya, Anadolu’dan ve şu anki İran topraklarından en az 1 milyon Ermeni göç etmişti veya ettirilmişti. Bu göçler sonucunda I Nikolay, İrevan ve Nahçıvan hanlıklarının topraklarını içeren
coğrafya üzerinde Ermeni bölgesi de kurmuştur. Zaten, Rusya bölgede bir Ermeni devletinin kurulmasının planlarını uzun yıllardan beri yapmaktaydı. 1967 yılında Ermenistan’ın başkenti Erivan’da basılan “XVIII yüzyılda Ermeni-Rus ilişkileri” isimli kitapta (s. 204-205’de) şöyle denilmektedir: “Daha 19 Mayıs 1783’de Knyaz G.A.Potyomkin, II Yekatrina’ya ‘fırsat bulunca Karabağ’ı hemen Ermenilerin kontrolüne vermek ve böylece Asya’da bir Hristiyan devleti ortaya çıkarmak için gerekenleri yapacağız’, diye yazmıştı”. Bu nedenle bu kadar büyük göçlerin
gerçekleşmesinde Rusya’nın çıkarları bulunduğunu da unutmamak gerekiyor. Bunun yanında buradaki Müslümanlardan da (Türklerden de) önemli bir miktar Gacar yönetimi altındaki topraklara göç ettirilmişti.
Bunca göçe rağmen, 1832 yılındaki Çarlık Rusyası resmi sayımlarında Karabağ bölgesi nüfusunun % 64,8-i Türk (Azerbaycanlı), %34,8-i Ermeni olarak kayda geçmiştir. 1887 yılında Fransa’da yayınlanan “Nouveau Dictionnaire de Geographie Universelle” (“Yeni Evrensel Coğrafya Sözlüğü”) isimli kitabın “Karabağ” maddesinde, 250.000 olarak gösterilen toplam nüfusun en az yarısının Azerbaycan Türklerinden, geri kalanının Ermenilerden ve bazı İranlı ve Ruslardan oluştuğu kaydedilmektedir.
Hatta Ermenistan kaynakları bile Karabağ meselesine ilişkin göreceli olarak sessizliğin yaşandığı dönemlerde, XIX yüzyıl başlarında Karabağ bölgesinde Ermeni nüfusun azınlıkta kaldığını ifade etmekteydiler. Nitekim 1972 yılında Erivan’da yayınlanan “Batı Ermenistan’ın Rusya’ya birleştirilmesi” isimli bir kitapta (s. 562), bu yıllar için Karabağ’da 12 bin ailenin bulunduğu ve bunların sadece 2500-ünün Ermeni ailesi olduğu belirtiliyor. Ermenilerin buraya sonradan geldiğinin kendilerince bir başka ifadesi de, 1978 yılında Karabağ’ın Akdere (eski Mardakert) rayonunda, “Bölgeye Gelişlerinin 150 Yılı” anıtını dikmeleri olmuştur.14 Gerçi, 1980’lerde olayların yeniden tırmanmasıyla bu anıt yıkılmıştır. Fakat, onunla ilgili video görüntüler ve fotoğraflar durmaktadır.
XIX yüzyıl sonlarında ve XX yüzyıl başlarında çeşitli isyanlar baş kaldırdıysa
da, 1918 yılına kadar Karabağ bölgesi, Çarlık Rusyası’nda Azerbaycan’ın bir bölgesi olarak (Gence Guberniyası’na bağlı olarak) yer almaya devam etmiştir.
Kaynak:Dağlık Karabağ Sorunu ve Uluslararası Örgütler,Toğrul ALİYEV,Ankara Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi
0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.