12 Eylül 2008 Cuma

Marshall Plan'nın ilanında ABD Başkanı tarafından yapılan konuşma


Değiştir
ABD Dışişleri Bakanı George C. Marshall’ın Harvard Üniversitesi’nde yaptığı konuşma
Cambridge, Massachusetts
5 Haziran 1947
Sayın Başkan, Dr. Conant, kurul üyeleri, bayanlar ve baylar:
Harvard yetkililerinin bu sabah şahsıma gösterdikleri büyük ayrıcalık ve komplimandan dolayı çok etkilendim ve müteşekkirim. Çok duygulandım ve doğruyu söylemek gerekirse, sizlerin cömertlik gösterip bana bahşettiği bu yüksek itibarı sürdürebileceğimden şüpheliyim. Bu tarihi ve güzel ortamda, bu mükemmel günde bu harika toplulukla birlikte olmak, benim konumumdaki biri için gerçekten çok etkileyici.
Ama daha ciddi konuşmak gerekirse, dünyadaki durumun vahametini sizlere ifade etmeme gerek yok. Sorunun çok karmaşık olmasının da ayrı bir zorluk yarattığını düşünüyorum; basın ve radyo aracılığıyla kamuoyuna sunulan aşırı bilgi yığını sebebiyle sokaktaki adam için durumun açık ve net bir değerlendirmesini yapmak çok zor. Ayrıca, uzun süredir çile çeken halkların sıkıntılarını, tepkilerini ve bizim dünyada barışı teşvik etme çabalarımız çerçevesinde, bu tepkilerin hükümetler üzerindeki etkilerini anlamak dünyanın sorunlu bölgelerinden uzak mesafede bulunan bu ülke halkı için çok zor.
Avrupa’nın rehabilitasyonu için gereksinimler belirlenirken, can kaybı, hasara uğrayan şehir, fabrika, maden ve demiryollarının durumu doğru bir biçimde hesap edilmiştir; ancak son aylarda anlaşılmıştır ki Avrupa ekonomisinin tüm yapısının tedirgin edici bir şekilde değişmesi belki de bu belirgin yıkım ve hasardan daha ciddi bir meseledir. Son on yılın koşulları normal değildi. Hararetli bir savaş hazırlığı ve daha da hararetli olan savaşı sürdürme çabası ulusal ekonomilerin tüm unsurlarına hakim oldu. Makineler harap oldu ya da tamamen demode hale geldi. Yıkıcı ve keyfi Nazi rejimi altında hemen hemen tüm işletmeler Alman savaş makinasının hizmetinde kullanıldı. Sermaye kaybı, kamulaştırma ya da sırf hasarlar sebebiyle eski ticari bağlar, özel kuruluşlar, bankalar, sigorta şirketleri ve nakliye şirketleri yok oldular. Pek çok ülkede yerel para birimine duyulan güven ciddi biçimde sarsıldı. Avrupa’nın iş yapısı savaş sırasında böylece çökmüş oldu. Savaşın sona ermesinden itibaren iki yıl geçmesine rağmen Almanya ve Avusturya arasında bir barış anlaşması yapılamaması nedeniyle toparlanma süreci de geciktirilmiş oldu. Ancak bu zor meselelere daha süratli bir çözüm bulunsa bile, Avrupa’nın ekonomik yapısının rehabilitasyonu belli ki öngörülenden çok daha fazla zamana ve çabaya mal olacaktır.
Bu konunun hem ilginç hem de ciddi olan bir yanı var. Çiftçi her zaman ürettiği gıdayı kent halkı ile değiş-tokuş ederek diğer ihtiyaçlarını karşılamıştır. İş bölümü modern uygarlığın temelidir. Şu an ise bu temel çökme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Kasaba ve kent endüstrileri gıda üreten çiftçi ile değiş-tokuş edecek yeterlikte mal üretmemektedir. Hammadde ve yakıt sıkıntısı çekilmektedir. Belirttiğim gibi, makineler ya eski ya da bozuktur. Çiftçi ve köylü satın almak istediği malları bulamamaktadır. Kullanamadığı bir para karşılığında ürününü satmak çiftçiye göre karsız bir iştir. Bu yüzden çiftçi tarlasına mahsul ekmek yerine onu otlak olarak kullanmaktadır. Giysi ya da uygar yaşamın diğer sıradan unsurlarına ne kadar ihtiyacı olursa olsun çiftçi, daha çok tahıl stoklamakta ve kendisi ile ailesi için bol miktarda gıda temin etmektedir. Bu arada, sokaktaki insanlar da gıda ve yakıt sıkıntısı çekmekte ve hatta bazı yerlerde açlık sınırına yaklaşılmaktadır. Yani hükümetler, bu gereksinimleri yabancı paralarını ve kredilerini kullanarak yurt dışından tedarik etmek zorunda kalmaktadır. Bu süreç yeniden yapılanma için acilen gerekli olan fonları tüketmektedir. Böylece dünya için gidişatı iyi olmayan çok ciddi bir durum ortaya çıkmaktadır. Ürünlerin değiş tokuşuna dayalı modern iş bölümü sistemi çökme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
İşin aslı şudur ki, Avrupa’nın önümüzdeki üç-dört yıl boyunca yabancı gıda ve diğer temel ihtiyaç ürünlerine -çoğunlukla Amerika’dan gelen ürünlere- olan ihtiyacı, ödeme gücünden çok daha fazladır; bu nedenle Avrupa’nın önemli miktarda ek yardıma ihtiyacı vardır, aksi takdirde çok ağır ekonomik, sosyal ve politik bozulma ile yüzyüze gelecektir.
Görünüşe göre bunun çaresi bu kısır döngüyü kırmak ve Avrupa halkının kendi ülkelerinin ve bir bütün olarak Avrupa’nın ekonomik geleceğine olan inancını yenilemektir. İmalatçı ve çiftçi para karşılığı ürünlerini vermeye istekli ve muktedir olmalıdır; para hiç şüphesiz hala değerini korumaktadır.
Bu durumun dünya genelinde moral bozucu etkisinin ve insanların çaresizliğinin bir kargaşaya yol açması ihtimalinin yanı sıra, ABD ekonomisine olan etkileri de hepimiz için malumdur. Amerika Birleşik Devletlerinin, dünyadaki ekonomik durumu eski normal haline getirmek için elinden gelen yardımı yapması mantıklıdır, zira normal ve sağlıklı bir ekonomik ortam olmadan siyasi istikrar ve barış garantisi olamaz.
Politikamız herhangi bir ülke ya da doktrine karşı değil açlığa, yoksulluğa, çaresizliğe ve kaosa karşıdır. Politikamızın amacı, serbest kuruluşların var olabildiği sosyal ve politik koşulların oluşmasına izin veren, işleyen bir ekonominin canlandırılması olmalıdır. Kanımca bu tür bir yardım farklı krizler çıktıkça uygulanan parçalar halinde bir yardım şeklinde olmamalıdır. Bu Hükümetin ileride yapacağı tüm yardımlar basit bir teskin edici olmak yerine, bir tedavi niteliğinde olmalıdır. İyileşme sürecine yardımcı olmaya istekli ülkeler, eminim ki Amerika Birleşik Devletlerinden tam bir işbirliği ve destek görecektir. Diğer ülkelerin iyileşme sürecini engellemeye çalışan hükümetler bizden yardım bekleyemez.
Dahası, insanları sefalete sürükleyerek, bundan siyasi ya da başka türlü kazanç sağlamayı uman hükümet, siyasi parti ya da gruplar karşılarında Amerika Birleşik Devletleri’ni bulacaktır.
Şurası aşikârdır ki, Amerika Birleşik Devletleri’nin durumu düzeltmek ve Avrupa’nın iyileşme sürecine girmesine yardımcı olmak için gösterdiği çabaların ilerlemesi için, önce Avrupa ülkeleri arasında gereksinimler ve kendilerine düşen rol hususlarında bir mutabakat olmalıdır ki Hükümetimizin üstleneceği eylemler etkili olabilsin. Avrupa’nın ekonomik açıdan ayakları üzerinde durabilmesi için Hükümetimizin tek taraflı olarak bir program hazırlaması ne uygun düşer ne de etkili olur. Bu Avrupalıların işidir. Bence girişim Avrupa’dan gelmelidir. Bu ülkenin rolü ise, bir Avrupa programının hazırlanması sürecinde dostça bir yardım sağlamak ve daha sonra bu programa bizim için pratik olduğu sürece destek vermekten ibaret olmalıdır. Program ortak olmalı ve tüm veya belli sayıdaki Avrupa milletleri tarafından kabul edilmelidir.
ABD’nin üstlendiği bir eylemin başarılı olması için, Amerikan halkının problemin ve çarelerin niteliğini anlaması zaruridir. Siyasi tutku ve önyargının yeri yoktur. Tarihin açıkça bizim ülkemize yüklediği bu büyük sorumluluğa halkımızın sahip çıkmaya istekli olması ve sağgörü sayesinde, bahsettiğim zorlukların üstesinden gelinebilir ve gelinecektir.
Uluslararası durumumuzla ilgili olarak her vesilede kamuoyu önünde bir şeyler söylemiş olduğum için üzgünüm. Durum gereği oldukça teknik tartışmalara girmek zorunda kaldım. Ama bana göre halkımızın tutku, önyargı ya da anlık bir duygu yüzünden tepki vermesinden ziyade gerçek zorlukların neler olduğuna dair genel bir anlayışa sahip olması çok mühimdir. Az önce daha resmi bir biçimde belirttiğim gibi, bu sorunların yaşandığı yerler bize uzak mesafede. Bu mesafeden sadece okuyarak, dinleyerek ya da fotoğraflara bakarak veya film izleyerek durumun gerçek önemini kavrayabilmek pek mümkün değil. Ama yine de geleceğin dünyası uygun bir kararın alınmasına bağlı. Bana göre, büyük ölçüde Amerikan halkının hangi etkenlerin geçerli olduğunu idrak etmesine bağlı. Halkın tepkisi nedir? Bu tepkilerin gerekçeleri neler? Ne gibi sıkıntılar yaşanıyor? Ne gerekli? En iyi ne yapılabilir? Ne yapılmalıdır? Çok teşekkür ederim.
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009