Kanuni tahta geçtiğinde Karadeniz, Marmara ve Ege denizleri Türk gölüydü. Böyle olmasına rağmen, Akdeniz bütünüyle Osmanlı hakimiyetinde değildi. Batı Anadolu sahillerine çok yakın Rodos Adası, coğrafi, stratejik mevkii, korsanlık ve Osmanlı düşmanlarıyla müttefik olarak hareket etmesi, devletin hakimiyeti ile Akdeniz’in emniyeti için tehlike gösterdiğinden sefere karar verildi. Rodos Adası, Haçlı şövalyelerinin idaresinde olup, korsan yatağıydı. Rodos şövalye idaresi; Osmanlı Devletine karşı Papalık başta olmak üzere, Hıristiyan devletler ve asilerle devamlı münasebette bulunup, Osmanlı deniz ticaretiyle, Müslümanların hacca gitmelerini engelliyorlardı. Ayrıca Anadolu sahillerine baskın düzenlemek suretiyle, ahaliyi taciz ettikleri gibi, Kanuni Sultan Süleyman Hanın tahta geçişinde, küstahça hareketlerde bulunmuşlardı. Bütün bu sebepler üzerine 700 gemiden meydana gelen Osmanlı donanması, önce İkinci Vezir Çoban Mustafa Paşa kumandasında Rodos’a gönderildi.
16 Haziran 1522 tarihinde padışah, İstanbul’dan Kapıkulu ve Tımarlı sipahileriyle karadan yola çıktı. 28 Temmuzda Marmaris’ten Rodos’a geçen Sultan, kalenin teslimini şövalyelerden istedi. Antlaşma ile Rodos’un teslimi kabul edilmeyince 29 Temmuzda muharebe başladı. Yeniçağın en sağlam (müstahkem) kalesine sahip Rodos’un, devrin bütün teknik ve ateşli silahlarını elinde bulunduran Osmanlı ordusu karşısında, Avrupalılardan çok yardım almasına rağmen, fazla dayanamayacağı meydandaydı. Rodos baş şövalyesi Viye dö Lil Adam, Fatih Sultan Mehmed Han'ın oğlu Cem Sultan meselesi ve oğlunu ileri sürerek yine küstahlık gösterdiyse de Sultan Süleyman Han, taviz vermeyerek, kalenin teslimini istedi. Osmanlı topçu ve lağımcısının çalışmalarıyla Rodos’un bütün istihkamları, Türklerin eline geçince, baş şövalye antlaşma ile adayı Osmanlılara teslim etti. Aralık 1522 sonunda bütünüyle Türk hakimiyetine dahil edilen Rodos adasındaki üç bin kadar Müslüman esir kurtarıldı. Korsanlar adayı terk edince, Kanuni Sultan Süleyman Han Ada’nın imarını emretti. Papalığın doğudaki son temsilcisi olan Saint-Jean Haçlı Devleti yıkılarak, Batı Anadolu korsanlığı bertaraf edildi. İstanbul-Suriye-Mısır deniz ticareti ve Hac yolu emniyete alındı.
16 Haziran 1522 tarihinde padışah, İstanbul’dan Kapıkulu ve Tımarlı sipahileriyle karadan yola çıktı. 28 Temmuzda Marmaris’ten Rodos’a geçen Sultan, kalenin teslimini şövalyelerden istedi. Antlaşma ile Rodos’un teslimi kabul edilmeyince 29 Temmuzda muharebe başladı. Yeniçağın en sağlam (müstahkem) kalesine sahip Rodos’un, devrin bütün teknik ve ateşli silahlarını elinde bulunduran Osmanlı ordusu karşısında, Avrupalılardan çok yardım almasına rağmen, fazla dayanamayacağı meydandaydı. Rodos baş şövalyesi Viye dö Lil Adam, Fatih Sultan Mehmed Han'ın oğlu Cem Sultan meselesi ve oğlunu ileri sürerek yine küstahlık gösterdiyse de Sultan Süleyman Han, taviz vermeyerek, kalenin teslimini istedi. Osmanlı topçu ve lağımcısının çalışmalarıyla Rodos’un bütün istihkamları, Türklerin eline geçince, baş şövalye antlaşma ile adayı Osmanlılara teslim etti. Aralık 1522 sonunda bütünüyle Türk hakimiyetine dahil edilen Rodos adasındaki üç bin kadar Müslüman esir kurtarıldı. Korsanlar adayı terk edince, Kanuni Sultan Süleyman Han Ada’nın imarını emretti. Papalığın doğudaki son temsilcisi olan Saint-Jean Haçlı Devleti yıkılarak, Batı Anadolu korsanlığı bertaraf edildi. İstanbul-Suriye-Mısır deniz ticareti ve Hac yolu emniyete alındı.
0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.