Fikret ERTAN
Afganistan en çok afyonuyla bilinen bir ülke; çünkü dünya afyon üretiminin yaklaşık yüzde 90'ı bu ülkeden kaynaklanıyor; üstelik bütün milletlerarası çabalara rağmen üretim son iki yıldır artık yüzde 90'ı da aşmaya başlamış bulunuyor. Nitekim, BM Uyuşturucu ve Uyuşturucu Suçlarıyla Mücadele Dairesi'nin iki gün önce açıkladığı son rapor, Afganistan'ın bugün toplam dünya afyon üretiminin yüzde 93'ünü gerçekleştirdiğini açıkça ortaya koyuyor. Geçen yılki toplam üretim yüzde 92 idi; dolayısıyla ortada net bir artışın olduğu artık aşikâr.
Raporu açıklayan Antonio Maria Costa, ortaya çıkan rakamları korkunç bulduğunu söylerken Afganistan'daki afyon ekiminin artık 'mega' miktarlara ulaştığını, 19. yüzyılda Çin'in üretimi bir kenara koyulursa son 100 yılda hiçbir ülkenin bu kadar afyon üretmediğine işaret ediyor.
Rapordaki diğer tespitlerin bazıları da şöyle: Afyon üretimi ülkenin nispeten istikrarlı olan kuzeyinde düşerken istikrarsız güneyde artış gösteriyor. Güneydeki üretim eskiye göre daha gelişmiş metotlarla yapılırken afyon üretiminin merkezi durumundaki Helmand eyaletindeki eroin labotaruvarları sayısı 30'dan 50'ye yükselmiş bulunuyor. Aynı rapora göre, Helmand eyaletinde üretim 2007 yılında yüzde 48 artış gösterirken, son yıllarda üretimini azaltan Nangrahar eyaletinde de bu yıl yüzde 285 oranında muazzam bir artış tespit edilmiş bulunuyor. Aynı çerçevede, Taliban direnişinin en yoğun olduğu Farah eyaletinde de yüzde 93 artış görülüyor.
Bu raporu hazırlayan BM Dairesi, araştırma ve tespitlerini hem sahada görevlendirdiği yetkililer ve hem uydu gözlemleri vasıtasıyla yapıyor. Dolayısıyla verdiği bilgiler ve miktarlar sağlıklı sayılır. Raporda, afyonun kaynağı haşhaş ekim alanlarının 2006 yılında toplam 165.000 hektardan 2007 yılında 193.000 hektara yükseldiğini, bunun da yüzde 17 artışa tekabül ettiğini, iyi giden havalar sonucu afyon üretiminin bu yıl 9.000 ton civarında olacağını tahmin ediyor. Bu da şüphesiz 2006 yılının 6.700 tonluk üretimine göre yüzde 34 artış anlamına geliyor.
Diğer yandan, afyon ya da eroininin neredeyse tamamını dış dünyaya ihraç eden ve son yıllara kadar kendi içinde uyuşturucu kullanımı problemi yaşamayan Afganistan'da artık durum değişiyor ve bu ülkede de ciddi bir uyuşturucu problemi ortaya çıkmaya başlamış bulunuyor.
Ben bu acı gerçeği de seyrettiğim çeşitli televizyon programlarından ve okuduğum yazılardan öğrenmiş bulunuyorum. Öğrendiklerime göre, mesela bugün sadece başkent Kabil'de 40 bin civarında uyuşturucu müptelası yaşıyor. Bu sayı iki yıl öncesine göre ikiye katlanmış durumda. Helmand eyaletinde uyuşturucu tedavi merkezi yetkilisi Dr. Rızaullah Ziya'ya göre bu eyaletteki müptela sayısı ise 70 bin civarında. Bu müptelaların arasında polislerden 5 yaşındaki çocuklara kadar çeşitli kesimlerden insanlar var.
Dr. Ziya, bu konuda çok endişeli. "... Problem her gün daha ciddi hale geliyor. Yıllar önce 25 haneli bir köye giderdiniz bu köyde sadece bir müptela bulurdunuz. Oysa şimdi 10-12 müptelayla karşı karşıyayız." diyor.
Afganistan'ın afyonu anlattığım gibi artık sadece dünyanın değil, Afganistan'ın kendisi için de ciddi ve vahim bir problem olarak ortada duruyor. Bu problemin çözümü için uğraşanlar elbette var. BM, Afgan yönetimi, Amerika, İngiltere gibileri ve başkaları bunlar. Problem Afgan halkının önemli bir kısmının (en az yüzde 14-15) geçim kaynağı olduğu için çözülmesi gerçekten çok zor bir problem. Zaten çözülse de ancak uzun vadede çözülebilir. Bu da en başta alternatif ürün programları ya da başka yollarla olabilir. Tabii bunlar da uzun zaman ve büyük çaba ve para gerektiren işler.
Afganistan'ın afyonu bütün dünyayı ilgilendiren işte böylesine devasa bir problem...
Raporu açıklayan Antonio Maria Costa, ortaya çıkan rakamları korkunç bulduğunu söylerken Afganistan'daki afyon ekiminin artık 'mega' miktarlara ulaştığını, 19. yüzyılda Çin'in üretimi bir kenara koyulursa son 100 yılda hiçbir ülkenin bu kadar afyon üretmediğine işaret ediyor.
Rapordaki diğer tespitlerin bazıları da şöyle: Afyon üretimi ülkenin nispeten istikrarlı olan kuzeyinde düşerken istikrarsız güneyde artış gösteriyor. Güneydeki üretim eskiye göre daha gelişmiş metotlarla yapılırken afyon üretiminin merkezi durumundaki Helmand eyaletindeki eroin labotaruvarları sayısı 30'dan 50'ye yükselmiş bulunuyor. Aynı rapora göre, Helmand eyaletinde üretim 2007 yılında yüzde 48 artış gösterirken, son yıllarda üretimini azaltan Nangrahar eyaletinde de bu yıl yüzde 285 oranında muazzam bir artış tespit edilmiş bulunuyor. Aynı çerçevede, Taliban direnişinin en yoğun olduğu Farah eyaletinde de yüzde 93 artış görülüyor.
Bu raporu hazırlayan BM Dairesi, araştırma ve tespitlerini hem sahada görevlendirdiği yetkililer ve hem uydu gözlemleri vasıtasıyla yapıyor. Dolayısıyla verdiği bilgiler ve miktarlar sağlıklı sayılır. Raporda, afyonun kaynağı haşhaş ekim alanlarının 2006 yılında toplam 165.000 hektardan 2007 yılında 193.000 hektara yükseldiğini, bunun da yüzde 17 artışa tekabül ettiğini, iyi giden havalar sonucu afyon üretiminin bu yıl 9.000 ton civarında olacağını tahmin ediyor. Bu da şüphesiz 2006 yılının 6.700 tonluk üretimine göre yüzde 34 artış anlamına geliyor.
Diğer yandan, afyon ya da eroininin neredeyse tamamını dış dünyaya ihraç eden ve son yıllara kadar kendi içinde uyuşturucu kullanımı problemi yaşamayan Afganistan'da artık durum değişiyor ve bu ülkede de ciddi bir uyuşturucu problemi ortaya çıkmaya başlamış bulunuyor.
Ben bu acı gerçeği de seyrettiğim çeşitli televizyon programlarından ve okuduğum yazılardan öğrenmiş bulunuyorum. Öğrendiklerime göre, mesela bugün sadece başkent Kabil'de 40 bin civarında uyuşturucu müptelası yaşıyor. Bu sayı iki yıl öncesine göre ikiye katlanmış durumda. Helmand eyaletinde uyuşturucu tedavi merkezi yetkilisi Dr. Rızaullah Ziya'ya göre bu eyaletteki müptela sayısı ise 70 bin civarında. Bu müptelaların arasında polislerden 5 yaşındaki çocuklara kadar çeşitli kesimlerden insanlar var.
Dr. Ziya, bu konuda çok endişeli. "... Problem her gün daha ciddi hale geliyor. Yıllar önce 25 haneli bir köye giderdiniz bu köyde sadece bir müptela bulurdunuz. Oysa şimdi 10-12 müptelayla karşı karşıyayız." diyor.
Afganistan'ın afyonu anlattığım gibi artık sadece dünyanın değil, Afganistan'ın kendisi için de ciddi ve vahim bir problem olarak ortada duruyor. Bu problemin çözümü için uğraşanlar elbette var. BM, Afgan yönetimi, Amerika, İngiltere gibileri ve başkaları bunlar. Problem Afgan halkının önemli bir kısmının (en az yüzde 14-15) geçim kaynağı olduğu için çözülmesi gerçekten çok zor bir problem. Zaten çözülse de ancak uzun vadede çözülebilir. Bu da en başta alternatif ürün programları ya da başka yollarla olabilir. Tabii bunlar da uzun zaman ve büyük çaba ve para gerektiren işler.
Afganistan'ın afyonu bütün dünyayı ilgilendiren işte böylesine devasa bir problem...
Kaynak:Zaman Gazetesi


0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.