5 Eylül 2007 Çarşamba

Türkiye'den imparatorluk beklentileri


Değiştir
M.Fatih ÖZTARSU
Yusuf Halaçoğlu’nun açıklamalarını kimileri talihsizlik olarak, kimileri ise ırkçı yangının ilk kıvılcımları olarak yorumladı. Türkiye’de yerleşik bir vaziyete sahip olamayan milliyetçilik olgusunu düşündüğümüz zaman ırkçılığın fazla hayalci bir yakıştırma olduğunu görebiliriz.
Alevi Kürt’lerin soyunun Ermeni olabilirliği iddiası mutlaka tepki toplayacaktır. Fakat bunun bir söylemden öte bilimsel araştırma ürünü olması işi ciddi kılmakta. Sonuçta bu kayıtlar, devlet eliyle gerçekleştirilmiştir ve Türkiye Cumhuriyeti arşivlerinde yer almaktadır. Ayrıca buna benzer farklı veriler de devlet arşivlerinde bulunmaktadır. Ancak içinde bulunduğumuz zaman diliminin öneminden dolayı Kürtler’le ilgili bu bilgilerin bilinirliği şarttır.
Türkiye’nin bir türlü çözemediği etnik farklılık sorunları bu tür belgeler yoluyla yerini toplumsal uzlaşmaya bırakabilir. Bugün ülkemizde, özellikle doğu illerimizde ciddi bir kendini tanımazlık durumu hakimdir. Halaçoğlu’nun ifade ettiği Türkmen kökenli Kürtler, belirli çevreler tarafından farklı bir ırk gibi tanımlanmaktadır. Ataları Türk kültürüne, toplumuna ve devletine sonsuz saygı ve hizmette olmuş bu insanlar günümüzde ayrılıkçı fikir tehlikeleri içerisinde bulunmaktadırlar. Cumhuriyetin kurulduğu zamanlarda da aynı ayrılıkçı mekanizmaları görüyoruz. İmparatorluk bünyesinde devletin belirli kademelerinde bulunmuş ve sonrasında halkı tehcire uğramış kişi ve grupların akıllıca hareket edip nüfus bilgilerini değiştirmeleri bazı görünmez perdelerin oluşmasına sebep oldu. Bu vakitten sonra devleti bile tanımayacağını ifade eden Kürt aşiretleri ortaya çıkıyor. Kışkırtmalar sonucu devlete başkaldıran doğulu grupların idamı veya ağır cezalara uğramaları yeni bir sosyo-psikolojik ayrıma sebep oluyor. Bugün, dedelerinin Türkiye Cumhuriyeti tarafından öldürüldüğünü anlatan insanlar, sonuç olarak farklı mekanizmaların ürettiği düşmanlık hissine kapılıp farklı davranışlar sergileyebiliyorlar.
Öğrenci Andı Sendromu
Eğitimimizde önemli bir yere sahip olan Türkçe dil eğitimi, ilköğretimden üniversiteye uzanan çizgide, dili iyi kullanan bireylerin yetişmesini hedefler. Ayrıca üniversiteye kadar anadilde eğitim yapılması Türkiye için önemli bir durumdur. Ancak bu şartlar ne kadar var olursa olsun, doğuda öğrencilerin başarısız olduğu ilk ders Türkçe olmaktadır. Bunun ilk sebebi aile içinde konuşulan farklı bir dilin olması. Bununla birlikte Türkçe’ye karşı zamanla bir önyargının oluşmuş olması dil eğitimini sekteye uğratabiliyor. Her sabah tekrarlanan öğrenci andında yer alan “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözü de masumane bir kızgınlığın oluşturuyor kimilerine göre. “Ben Türk değilsem neden bunu söylettiriyorlar?” sorusuna karşın, Türk milliyetçiliğinin asıl manası anlatılmadığı zaman devlet içinde küskün veya kızgın bireyler ortaya çıkabiliyor. Hatta bazı aydın kesimler bu çocuklara Türklük konusunda baskı yapılmaması gerektiğini dile getirmekteler.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinde yer alan Türk milliyetçiliğinin manası, kendisini Türk hisseden herkesin Türk olduğudur. Yani imparatorluktaki gibi “Osmanlı tabiiyeti herkes içindir” mantığı var. “Neden Türk dışındaki diğer unsurlara hak tanınmıyor, ırkçıvari Türk düşüncesi bizi çevreliyor?” fikrindeki kişi veya topluluklar Avrupa’da da bulunmayan etnik özgürlüğü arzulamaktadırlar. Çünkü 20. yüzyıldaki savaşlar sınırsız etnik özgürlüklerinin sona erdiğinin mesajını veriyordu. İmparatorluklar yerine ulus-devlet mantığının önem kazanması bunu işaret etmekteydi. Fransız İhtilali’nin en az etkilediği Osmanlı İmparatorluğu, bünyesindeki bazı unsurların kendisine karşı mücadeleye girişmesi ile ortadan kalktı. Ve yeni devletin esasları da etnik çatışmaların devlete verdiği zararlardan usanmış bir semboldü. Türkiye ulus-devlet olma yolunda ilerlemektedir. Bunun gerekleri geçte olsa yerine getirilmektedir. Sayın Halaçoğlu’nun bu çalışması ulus-devlet çizgisinde atılmış olumlu bir adımdır.
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009