11 Eylül 2007 Salı

Truva Atı Operasyonu


Değiştir
Fatih BÖHÜRLER
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir kendisi mi konuşuyor yoksa konuşturuluyor mu?’ diye düşündüm. Ada’nın onlar üzerinde ne kadar etkin olduğunu hatırladım. (Zaten unutturacak kadar uzun bir süre sakin dur-durul-muyorlar) ‘Hayır’ dedim kendi kendime, ‘Baydemir konuşmuyor, Öcalan konuşuyor’. Şu soru akla gelebilir: - O zaman neden bazı DTP’liler uzlaşmacı gibi göründü veya görünüyor? Oyun oynanıyor. İdare Ada’da. Nihai idare Batı’daki En Büyük Ada’da. Öcalan’ı toparlayıp getirdiklerinde, büyük bir başarı öyküsü gibi sunulan tablo; bugün anlıyoruz ki bir ‘Truva atı operasyonu’ imiş. O zamanlar birkaç çatlak(!) ses dışında kimsenin aklına ‘Bayram değil seyran değil, ABD bu paketi neden hediye etti?’ diye sormak gelmedi. Aylar, hatta yıllar boyunca herkes zafer sarhoşluğu yaşarken, tahta atın gizli kapıları çoktan açılmıştı bile. Bu elbette bir tez. Ama eğer doğruysa, o dönemi bu bakış açısıyla yeniden değerlendirmek gerekir. Dönemin kahramanlarının ‘kahraman’ olarak kalmasında mahsur yok. Benim derdim bu zokanın bize anonim yutturulmuş olması. Kaygım ise, gerçeklerin ‘yen içi’ne aktarılması. Birileri tarihi gerçekleri, ilişkileri, dökümanları saklamakla kurtulduğunu zanneder. Gün gelir kutu çürür, paslanır, açılır. Sonraki neslin kucağına kötü bir miras olarak oturur. ‘Nasıl geldi, getirildi; ne zaman yakalandı; nerede yakalandı?’ cinsinden bütün sorular soruldu da, ‘Neden yakalandı?’ sorusu açık açık sorulmadı. Geç kalmadık. Bugün soralım, şimdi soralım. Hemen soralım. Umulur ki, Türk-Kürt suni yarasına merhem olacak ipuçlarına ulaşırız. DTP’ye hassaten Ülke, içinde yaşayan insanların kimlikleri ne olursa olsun, bir bütündür. Parçalanacağı varsayımıyla ülke kurulmaz; aksine ‘Gittiği yere kadar’ anlamında ‘ilelebed’ yaşayacağı vurgulanır. Kimse kimseye boşanma teklif etmez. Çünkü boşanmak için önce evlilik gerekir. Evlenirken de çiftler -anlaşmalı bir evlilik değilse- boşanmayı akıllarının ucundan geçirmezler. Türkiye Cumhuriyeti bölünmek için kurulmadı. Bölünme sonrasında üniter bir devlet olarak ortaya çıktı. Galip Batı devletleri parçaladıkları Osmanlı İmparatorluğu’nu kolay lokmalar haline getirdiler. Merkez’den kopardıkları toprakları haritaya cetvel koyup birbirinden ayırdılar. Ülkelerin başına geçecek zevatı seçtiler. Gizli veya açık anlaşmalar yaptıktan sonra döndüler. Tıpkı ABD’nin Afganistan’ın, Irak’ın başına getirdiği ‘uyumlu’ idareciler gibi; ABD’nin yüksek menfaatlerine, yüzü kendi bayrağına dönük iken bile saygı gösteren idareciler. Büyük plana direnebilecek kaç ülke, kaç topluluk, kaç babayiğit vardır dünyada? Elbette kimsenin ABD’ye savaş ilan edecek hali ve mecali yok. Ama durum böyle diye ‘Big Brother’ın askeri olmak gerekmez. ‘Little Brother’a ‘Savaşırız!’ mesajları göndermek bindiği dalı kesmektir. Tarihini yok etmektir. Bu topraklar için kan döken atalarını hiçe saymaktır. Eğer bu ülkede hep birlikte yaşamak konusunda DTP samimi ise, her vesileyle ırksal problemleri gündeme taşımak yerine, ülke bütününü ele alan, ülke çıkarlarına katkıda bulunan öneriler getirmelidir. Aksi halde Baydemir kadar ‘yerel’ kalacak ve çıban partiye dönüşecektir. Böyle siyaset, böyle mücadele, böyle iyi niyet olmaz. Av bı bˆjingˆ nayˆ cıvandın. (Elekle su toplanmaz) Bugün DTP demokrasiyi değil, demokrasi DTP’yi imtihan ediyor. Zaten ülkenin pimpirikli medyasının ve kibirli aristokratların Çankaya’ya karşı oluşturduğu ‘Smoking kills’ baskıları yeterince gerginlik oluşturuyor. Bari DTP Meclis’te olmanın altın ve tarihi fırsatını iyi kullansa da, TSK’nın ‘High Voltage’ çitleri ile ‘kaleler’ arasında ark oluşmasa! Elektrikli bildiri elektronik bildiriye benzemez. İsteriz ki, TSK ‘Demokrasi Kalesi’ içinde kalsın, Baydemir gibiler de başka kale tanımasın. Eger xˆr bˆ welatekiwˆ bıgıhije hemı cihˆ welát. (Eğer bir ülkeye iyilik gelirse ülkenin her yerine ulaşır) Ya kötülük gelirse...
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009