Mahir KAYNAK 
Her dönemde ön planda tutulan konular vardır ve onun dışındaki her şeyin önemsiz olduğu düşünülür. Günümüzde özgülükler ve demokrasi başka hiçbir şeye yer bırakmayacak bir biçimde gündemi işgal ediyor. Karşı görüş amacını laik ideoloji ile sınırlı tutuyor. Taraflardan birinin kazanması, kendi açılarından, tüm sorunların çözüleceği anlamını taşıyor. Ne dünyadaki gelişmelerin sebepleri ve olası sonuçları ne de bunların örgütlü bir gücün projesi olup olmadığı kimseyi ilgilendirmiyor.
Din üzerinde baskı olduğunu, insanların inanç özgürlüğünün vazgeçilmez bir hak olduğunu ileri sürenler, haklılıkları yanında, bir oyunun parçası haline geldiklerini fark etmiyor. Sadece din özgürlüğünü savunurken dünyadaki diğer gelişmelerin dışında kalıyor ve oluşmakta olan yeni bir düzene razı görünüyorlar. Herkes var olan kurallarla oynuyor ama oyunun kurallarında köklü değişiklikler olacağını düşünmüyor.
Örgütlü bir güç yani devlet tarafından temsil edilmeyen kitlelerin, düşünceleri ne kadar doğru olursa olsun, günün birinde, sahip oldukları geçici özgürlükleri de kaybedeceklerini ve farklı bir yaşam biçimine mahkum olacaklarını algılayamıyor.
Yani sadece bireyi ön plana çıkarıp, bireysel özgürlüklerin teminatının onları koruyacak bir örgütün varlığına bağlı olduğunu göz ardı etmenin bu özgürlüklerin kaybı ile sonuçlanacağı düşünülmüyor.
Ülkemizde siyasette rol alan aktörlerin davranışlarında görülen tutarsızlıklar, mesela CHP’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde önce bir krizin mimarı konumunda olması, şimdi olası bir krizi çözmek için ön safta bulunmasının, MHP’nin ansızın tüm konularda iktidarı destekleyen bir tavır içine girmesi, olumlu bir davranış olarak görülüyor ama bunun sebepleri araştırılmıyor.
Herkes ikili bir kriter uyguluyor. Bir gün rejimi ve devleti koruma iddiası ön plana çıkıyor ertesi gün demokrasi mücadelesi veriliyor. Hangisinin gerçek olduğunu kimse bilmiyor.
Yaşam biçimi ile ilgili tartışma ve mücadeleler devam ederken, bundan tamamen bağımsız olarak, ortak bir noktaya ulaşılamasa bile, şu konularda tartışma açılmalıdır: Önümüzdeki dönemde dünya ekonomisinde liberal eğilimler devam edecek mi yoksa yeni bir bloklaşma mı olacak? Dünya üzerindeki güç dengesi nasıl kurulacak ve bunun ülkemize etkileri ne olacak? İslam dünyasının mücadelesini sadece dini konulara sınırlaması onun için hazırlanmış bir tuzak mı? Petrolden başka bir zenginliği olmayan bu ülkeler enerji kullanımında bir değişimle birlikte, yoksulluktan öte, yokluğa mı mahkum edilecek?
Başka bir konuda da objektif bir değerlendirmemiz olmalı. Ülkemizdeki siyasi gelişmeler kendi dinamikleri ile mi oluşuyor yoksa genel bir projenin parçası mı? Bu konu cevabı en zor olanıdır. Çünkü herkes kendi gücünün belirleyici olduğunu düşünür ve diğer etkileri ikinci plana iter. Siyasetçiler, bir sel gibi, bu toprakların üzerinde akıp gitmemeli arkalarında sadece bir kum yığını bırakmamalıdır. Bunun yolu ülkemize dünya üzerinde bir rol ve misyon biçmek ve bunun düşünsel alt yapısını hazırlamaya yardımcı olmaktır.
Star Gazete Online
Her dönemde ön planda tutulan konular vardır ve onun dışındaki her şeyin önemsiz olduğu düşünülür. Günümüzde özgülükler ve demokrasi başka hiçbir şeye yer bırakmayacak bir biçimde gündemi işgal ediyor. Karşı görüş amacını laik ideoloji ile sınırlı tutuyor. Taraflardan birinin kazanması, kendi açılarından, tüm sorunların çözüleceği anlamını taşıyor. Ne dünyadaki gelişmelerin sebepleri ve olası sonuçları ne de bunların örgütlü bir gücün projesi olup olmadığı kimseyi ilgilendirmiyor.
Din üzerinde baskı olduğunu, insanların inanç özgürlüğünün vazgeçilmez bir hak olduğunu ileri sürenler, haklılıkları yanında, bir oyunun parçası haline geldiklerini fark etmiyor. Sadece din özgürlüğünü savunurken dünyadaki diğer gelişmelerin dışında kalıyor ve oluşmakta olan yeni bir düzene razı görünüyorlar. Herkes var olan kurallarla oynuyor ama oyunun kurallarında köklü değişiklikler olacağını düşünmüyor.
Örgütlü bir güç yani devlet tarafından temsil edilmeyen kitlelerin, düşünceleri ne kadar doğru olursa olsun, günün birinde, sahip oldukları geçici özgürlükleri de kaybedeceklerini ve farklı bir yaşam biçimine mahkum olacaklarını algılayamıyor.
Yani sadece bireyi ön plana çıkarıp, bireysel özgürlüklerin teminatının onları koruyacak bir örgütün varlığına bağlı olduğunu göz ardı etmenin bu özgürlüklerin kaybı ile sonuçlanacağı düşünülmüyor.
Ülkemizde siyasette rol alan aktörlerin davranışlarında görülen tutarsızlıklar, mesela CHP’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde önce bir krizin mimarı konumunda olması, şimdi olası bir krizi çözmek için ön safta bulunmasının, MHP’nin ansızın tüm konularda iktidarı destekleyen bir tavır içine girmesi, olumlu bir davranış olarak görülüyor ama bunun sebepleri araştırılmıyor.
Herkes ikili bir kriter uyguluyor. Bir gün rejimi ve devleti koruma iddiası ön plana çıkıyor ertesi gün demokrasi mücadelesi veriliyor. Hangisinin gerçek olduğunu kimse bilmiyor.
Yaşam biçimi ile ilgili tartışma ve mücadeleler devam ederken, bundan tamamen bağımsız olarak, ortak bir noktaya ulaşılamasa bile, şu konularda tartışma açılmalıdır: Önümüzdeki dönemde dünya ekonomisinde liberal eğilimler devam edecek mi yoksa yeni bir bloklaşma mı olacak? Dünya üzerindeki güç dengesi nasıl kurulacak ve bunun ülkemize etkileri ne olacak? İslam dünyasının mücadelesini sadece dini konulara sınırlaması onun için hazırlanmış bir tuzak mı? Petrolden başka bir zenginliği olmayan bu ülkeler enerji kullanımında bir değişimle birlikte, yoksulluktan öte, yokluğa mı mahkum edilecek?
Başka bir konuda da objektif bir değerlendirmemiz olmalı. Ülkemizdeki siyasi gelişmeler kendi dinamikleri ile mi oluşuyor yoksa genel bir projenin parçası mı? Bu konu cevabı en zor olanıdır. Çünkü herkes kendi gücünün belirleyici olduğunu düşünür ve diğer etkileri ikinci plana iter. Siyasetçiler, bir sel gibi, bu toprakların üzerinde akıp gitmemeli arkalarında sadece bir kum yığını bırakmamalıdır. Bunun yolu ülkemize dünya üzerinde bir rol ve misyon biçmek ve bunun düşünsel alt yapısını hazırlamaya yardımcı olmaktır.
Star Gazete Online


0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.