Amerikan Fox televizyonunun, bütün dünyada tartışmalara neden olan yapımı 24’ün başkahramanı Jack Bauer’i oynayan Kiefer Sutherland, düştüğü yerden Amerika’nın Valencia bölgesinde ‘teröristlerin’ patlattığı nükleer bombanın mantar bulutunu seyrederken, içimden bir ses ‘demek daha da kötüsü geliyor, kamuoyu hazırlanıyor’ diyordu...
Ülkemizin başarılı kanallarından cnbc-e ekranına gelen 24, uluslararası terörizme karşı savaşırken bütün uluslararası anlaşma ve insanhakları standartlarını ayaklar altına alan özel CTU biriminin sergilediği aşırı Amerikan yaklaşımlar nedeniyle dünya entellektüellerinin hedef tahtasındaki yerini koruyor...
Ben, diziyi önemsiyorum...
2001 yılındaki ilk bölümlerinden birinde, bir yolcu uçağının terör amaçlı kaçırılması ve havada patlaması sahneleri yer alıyordu... Yapımcılar tarafından kamuoyu hassasiyeti gözönünde bulundurularak son anda çıkarıldı. Çünkü, New York’taki ünlü 9/11 saldırıları gerçekleşeli henüz bir-kaç hafta olmuştu!..
Nedense... Hollywood’lu yapımcıların bu tür insanı şaşkınlığa uğratan öngörüleri vardır...
Mesela... Başrollerini, Dustin Hoffman ile Robert de Niro’nun paylaştıkları Wag the dog filminin zamanlaması her zaman ‘şok edici’ olarak anılacaktır. Filmi görmeyenler için kısaca özetleyelim: Amerikan Başkanı’nın bir Beyaz Saray stajyeri ile seks ilişkisi vardır. Durum, seçimlere sadece 14 gün kala açıklanmak üzeredir. ‘Başkan’ın adamları’ Dustin Hoffman’ı, kamuoyu ilgisini başka yöne çekmek için olmayan bir savaşı TV ekranlarında yaratması için kiralarlar... Filmin özelliği, vizyona girmesinden sadece bir ay sonra, Bill Clinton’a iki yıl boyunca ağır azap çektiren Monica Lewinsky seks skandalı’nın patlamasıdır. Filmin senarist ve yapımcılarının böyle bir skandalı bir yıl önceden tahmin etmeleri sıradan bir tesadüf (!) olarak değerlendirilebilir mi...
Aslında CBS televizyonu da yakın geçmişte, bir nükleer saldırı sonrasında yaşamın nasıl olabileceğine ilişkin Jericho isimli filmi ekrana getirmişti ama, asla 24 kadar etkileyici olmadı... Çünkü, Amerikan medyasında, 24’ün, işbaşındaki neo-con’ların politikaları doğrultusunda bir kamuoyu hazırlayıcı niteliği olduğuna inanılıyor...
Nitekim, Jack Bauer, Amerika’nın altı ayrı bölgesine el yapımı nükleer bomba yerleştirmiş ve bunlardan birini de patlatmış ‘ Arap teröristlere’ karşı şiddet dolu mücadelesini verirken, sarsıcı haber doğrudan Pentagon’dan geldi...
Açıklamada, TOPOFF4 kod adıyla anılan ve üst düzey Federal askeri ve sivil yetkililerin katılacağı çok özel askeri tatbikatın 15-20 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirileceği belirtiliyordu. Bu tatbikat da, bundan önce gerçekleştirilen üçünde olduğu gibi, Amerika’ya karşı düzenlenecek bir nükleer terörist saldırıya karşı alınabilecek en hızlı önlemleri içeriyordu ve senaryoya göre teröristler ilk bombayı Amerika dışında Guam’da ikinci ve üçüncüyü ise Portland/Oregon ile Phoenix’de patlatıyor.
Amerika’nın çeşitli federal kurumlarından toplam 15 bin üst düzey yetkilinin katılacağı bu tatbikatın, 2008 yılında bu kez, Amerikan, Avustralya,Kanada ve İngiltere’nin ortaklaşa düzenleyecekleri geniş çaplı Vigilant Shield tatbikatının zeminini hazırlayacağı belirtiliyor. Bu ülkeler,böylece nükleer teröre karşı ilk uluslararası hazırlığı da gerçekleştirmiş olacaklar...
Demek, 24’te bir Amerikan kasabasını ortadan kaldıran nükleer patlama bir fantezi değil... Büyük bir olasılıkla, Jack Bauer ve ekibi de bizi ‘ birşeylere’ hazırlıyorlar...
Dışişleri Bakanı Ali Babacan Türkiye’nin sınır bölgesinin de kullanıldığı Suriye’ya hava baskını konusunda İsrailli muhataplarından beklediği yanıtı aldı mı, tam olarak belli değil ama, bir sır perdesinin ardında tutulan bu askeri operasyonun bütün bu gelişmeler ile bağlantısı olduğu yönündeki iddialar da tırmanıyor: İddialar Suriye ve İran’ın Kuzey Kore’den patladığında etrafına radyoaktif serpinti yayabilecek bir kirli bomba imalinde kullanılabilecek nükleer malzeme elde ettikleri yönünde...
Doğrudur veya değildir...
Ama bütün göstergeler bir gerçeği işaret ediyor: Bir yerlerde, birileri, insanlığın gündemine ‘nükleer terör’ kavramını getirecek bir hazırlık içinde...
Şehitler için...
Değerli dostum, dosttan öte kardeşim, Dr.Kürşat Salgar’ın evine ateş düştü... Şehit Turgay Salgar’ın cenazesine bile yetişememenin burukluğuyla telefonda sesi titriyordu: ‘Ailemizde iki İstiklal Madalyası vardı, iki amca oğlumu bir-kaç yıl arayla toprağa verdik, iki de şehit oldu. Her zaman ‘vatan sağolsun’ diyen bir gelenekten geldik, ama nereye kadar Ardan?’ Eğer senin milli olduğunu ileri süren TV kanalların 13 şehidin karşısında yayın akışı değiştirmiyor,bu memlekette vur patlasın, çal oynasın devam ediyorsa Kürşat, soru doğru: Nereye kadar...
Ülkemizin başarılı kanallarından cnbc-e ekranına gelen 24, uluslararası terörizme karşı savaşırken bütün uluslararası anlaşma ve insanhakları standartlarını ayaklar altına alan özel CTU biriminin sergilediği aşırı Amerikan yaklaşımlar nedeniyle dünya entellektüellerinin hedef tahtasındaki yerini koruyor...
Ben, diziyi önemsiyorum...
2001 yılındaki ilk bölümlerinden birinde, bir yolcu uçağının terör amaçlı kaçırılması ve havada patlaması sahneleri yer alıyordu... Yapımcılar tarafından kamuoyu hassasiyeti gözönünde bulundurularak son anda çıkarıldı. Çünkü, New York’taki ünlü 9/11 saldırıları gerçekleşeli henüz bir-kaç hafta olmuştu!..
Nedense... Hollywood’lu yapımcıların bu tür insanı şaşkınlığa uğratan öngörüleri vardır...
Mesela... Başrollerini, Dustin Hoffman ile Robert de Niro’nun paylaştıkları Wag the dog filminin zamanlaması her zaman ‘şok edici’ olarak anılacaktır. Filmi görmeyenler için kısaca özetleyelim: Amerikan Başkanı’nın bir Beyaz Saray stajyeri ile seks ilişkisi vardır. Durum, seçimlere sadece 14 gün kala açıklanmak üzeredir. ‘Başkan’ın adamları’ Dustin Hoffman’ı, kamuoyu ilgisini başka yöne çekmek için olmayan bir savaşı TV ekranlarında yaratması için kiralarlar... Filmin özelliği, vizyona girmesinden sadece bir ay sonra, Bill Clinton’a iki yıl boyunca ağır azap çektiren Monica Lewinsky seks skandalı’nın patlamasıdır. Filmin senarist ve yapımcılarının böyle bir skandalı bir yıl önceden tahmin etmeleri sıradan bir tesadüf (!) olarak değerlendirilebilir mi...
Aslında CBS televizyonu da yakın geçmişte, bir nükleer saldırı sonrasında yaşamın nasıl olabileceğine ilişkin Jericho isimli filmi ekrana getirmişti ama, asla 24 kadar etkileyici olmadı... Çünkü, Amerikan medyasında, 24’ün, işbaşındaki neo-con’ların politikaları doğrultusunda bir kamuoyu hazırlayıcı niteliği olduğuna inanılıyor...
Nitekim, Jack Bauer, Amerika’nın altı ayrı bölgesine el yapımı nükleer bomba yerleştirmiş ve bunlardan birini de patlatmış ‘ Arap teröristlere’ karşı şiddet dolu mücadelesini verirken, sarsıcı haber doğrudan Pentagon’dan geldi...
Açıklamada, TOPOFF4 kod adıyla anılan ve üst düzey Federal askeri ve sivil yetkililerin katılacağı çok özel askeri tatbikatın 15-20 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirileceği belirtiliyordu. Bu tatbikat da, bundan önce gerçekleştirilen üçünde olduğu gibi, Amerika’ya karşı düzenlenecek bir nükleer terörist saldırıya karşı alınabilecek en hızlı önlemleri içeriyordu ve senaryoya göre teröristler ilk bombayı Amerika dışında Guam’da ikinci ve üçüncüyü ise Portland/Oregon ile Phoenix’de patlatıyor.
Amerika’nın çeşitli federal kurumlarından toplam 15 bin üst düzey yetkilinin katılacağı bu tatbikatın, 2008 yılında bu kez, Amerikan, Avustralya,Kanada ve İngiltere’nin ortaklaşa düzenleyecekleri geniş çaplı Vigilant Shield tatbikatının zeminini hazırlayacağı belirtiliyor. Bu ülkeler,böylece nükleer teröre karşı ilk uluslararası hazırlığı da gerçekleştirmiş olacaklar...
Demek, 24’te bir Amerikan kasabasını ortadan kaldıran nükleer patlama bir fantezi değil... Büyük bir olasılıkla, Jack Bauer ve ekibi de bizi ‘ birşeylere’ hazırlıyorlar...
Dışişleri Bakanı Ali Babacan Türkiye’nin sınır bölgesinin de kullanıldığı Suriye’ya hava baskını konusunda İsrailli muhataplarından beklediği yanıtı aldı mı, tam olarak belli değil ama, bir sır perdesinin ardında tutulan bu askeri operasyonun bütün bu gelişmeler ile bağlantısı olduğu yönündeki iddialar da tırmanıyor: İddialar Suriye ve İran’ın Kuzey Kore’den patladığında etrafına radyoaktif serpinti yayabilecek bir kirli bomba imalinde kullanılabilecek nükleer malzeme elde ettikleri yönünde...
Doğrudur veya değildir...
Ama bütün göstergeler bir gerçeği işaret ediyor: Bir yerlerde, birileri, insanlığın gündemine ‘nükleer terör’ kavramını getirecek bir hazırlık içinde...
Şehitler için...
Değerli dostum, dosttan öte kardeşim, Dr.Kürşat Salgar’ın evine ateş düştü... Şehit Turgay Salgar’ın cenazesine bile yetişememenin burukluğuyla telefonda sesi titriyordu: ‘Ailemizde iki İstiklal Madalyası vardı, iki amca oğlumu bir-kaç yıl arayla toprağa verdik, iki de şehit oldu. Her zaman ‘vatan sağolsun’ diyen bir gelenekten geldik, ama nereye kadar Ardan?’ Eğer senin milli olduğunu ileri süren TV kanalların 13 şehidin karşısında yayın akışı değiştirmiyor,bu memlekette vur patlasın, çal oynasın devam ediyorsa Kürşat, soru doğru: Nereye kadar...


0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.