17 Kasım 2007 Cumartesi

Asker teslimatının gizli kodları


Değiştir
Haşim SÖYLEMEZ

Kürt yönetimi ve DTP’liler ne kadar işin içindeydi? ABD, teslimatta nasıl bir rol aldı? Teslim sırasında Türk yetkili var mıydı? Bu ve benzeri soruların cevabı için Kuzey Irak’ta iz sürdük.
Sabahın sessizliğini, telefonun tiz sesi bozdu. Ahizeyi kaldıran peşmerge, Kürtçede tamam manasına gelen ‘helas” deyip telefonu kapadı. Saatler sabahın 5’ini gösterirken gelen bu telefon çok hassas bir konuya dairdi. Güvenlikten sorumlu peşmerge de gereğini yaptı; Kuzey Irak Yerel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’ye durumu iletti. Aynı hareketlilik Türkiye’de de yaşanıyordu; Iraklı bir yetkili direkt Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’i arayarak durumu bildirdi. 21 Ekim’de kaçırılan 8 Türk askerinin serbest bırakılmasının ardından, Ankara-Bağdat-Selahattin arasında yaşanıyordu bu telefon trafiği. Zap bölgesindeki Çemço alanına giden bir heyet, PKK’nın elindeki askerleri alıp Erbil’e getirdi.

ANKARA, 2 GÜN ÖNCEDEN BİLİYORDU

Gelişen hadiselerin arkasında çok bilinmeyenli denklemler bulunuyor, olaylarda bilinmeyen ince detaylar yer alıyordu. Sorular, soruları kovalıyordu: Kürt yönetimi işin içinde ‘direkt’ rol aldı mı? 3 DPT’li milletvekilinin Türkiye’den gelişi planlı mıydı? Irak hükümeti ve ABD, teslimatta nasıl bir rol aldı? Askerlerin alınışında herhangi bir Türk yetkili var mıydı?.. Aksiyon bu soruların cevabını bulmak için hareketliliğin yaşandığı Kuzey Irak’ta iz sürdü. İşte üç günde yaşanan sıcak gelişmelerin özeti...

İddialara göre teslimattan 2 gün önce Ankara, askerlerin serbest bırakılacağını biliyordu. Bunun için yerel Kürt yöneticileriyle görüşmeler yapıldı. Mesut Barzani’ye bağlı IKDP (Irak Kürdistan Demokrat Partisi) yetkilileri bu bilgiyi doğruluyor. Ancak burada en büyük sorun, teslimatın nasıl yapılacağı konusunda bir mutabakatın sağlanamamış olmasıydı. Türkiye, şov içermeyen sessiz bir teslimatı tercih ederken terör örgütü PKK sözde “resmî” bir teslimatı şart koşuyordu. Bu durum, aracıları iki arada bir derede bırakıyordu şüphesiz. Askerlerin teslim zamanı gelmiş, lakin bu kriz aşılamamıştı bir türlü.

TÜRK İSTİHBARATÇI, IKDP’Lİ GÖSTERİLDİ; BARZANİ ÖZEL KORUMALARINI VERDİ

Bir pazar günü alınan askerler, yine bir pazar günü hemen hemen aynı saatlerde serbest bırakılacaktı. Zamanlama da önemliydi elbet. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın George W. Bush ile yapacağı görüşmeden bir gün önce. Teslim sürecini Bakan Çiçek başkanlığındaki bir heyet yakından takip ediyordu. Irak hükümeti adına Savunma Bakanı Abdülkadir Muhammed Casim, yerel Kürt yönetimi adına ise Bölgesel Kürt Yönetimi İçişleri Bakanı Kerim Sincari gelişmeleri yakından izliyordu.

Dördüncü bir kişi daha vardı. Bu şahıs Türk kamuoyunun Süleymaniye’deki çuval baskınından ismine aşina olduğu Irak’taki koalisyon güçlerinin komutanı David Petraeus’tan başkası değildi. Peki, Türkiye adına kimse yok muydu? Pek açıklanmak istenmeyen; ancak gelişmeleri başından sonuna kadar takip eden; hatta askerlerin alındığı sırada hazır bulunan bir Türk yetkilinin olduğu iddia ediliyor. Ancak bu kişi resmî bir kimlikle değil, Irak hükümetiyle yapılan anlaşma gereği bir nevi gözlemci olarak orada hazır bulundu. Aynı iddialara göre Türk istihbaratçı, “IKDP yetkilisi” olarak tanıtıldı teslimat sırasında. Aslında Türk görevliler askerlerin kaybolmasından sonra Kuzey Irak’ta değişik sıfatlarla cirit atmaya başlamıştı. Bu istihbaratçılar, Kuzey Irak’ı karış karış gezdiler.

DTP’LİLER NİYE GELDİ?

Erbil’den gece saat 2’de yola çıkan, aralarında DPT’lilerin de bulunduğu heyet, Zap bölgesine 3 saat sonra ulaştı. Heyette Kerim Sincari, bir Amerikalı yetkili, DTP’li üç milletvekili ve Türkiye’yi temsilen gözlemci hazır bulundu. PKK teröristleri, DTP’lilerden ziyade Kerim Sincari’ye teslim etti askerleri. Yani “resmî” alıcı Sincari’ydi. Kuzey Irak Yerel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani de askerlerin Erbil’e getirilmesi için özel zırhlı araçlarını ve korumalarını görevlendirdi. Askerlerin kaşla göz arasında Erbil Havaalanı’na taşınmasından sonra Neçirvan Barzani havaalanına giderek durum kontrolü yaptı. Bütün bu hamleler şüphesiz büyük bir gizlilik içinde gerçekleşti. Zap bölgesinden alınan askerler ikişer ikişer araçlara bindirilirken her araçta 4 peşmerge timi de koruma görevi yaptı.

Askerler siyah araçlarla havaalanına geçirilirken yaklaşık bir saat süreyle olağanüstü bir güvenlik uygulandı. Erbil’den havaalanına kadarki güzergâha keskin nişancılar yerleştirilirken özel peşmerge timleri, en ufak bir şüphede “ateş” emri almışlardı. Havaalanına ulaştırılan askerlere buradaki lokantada kahvaltı yaptırıldı. Askerleri getiren heyet kısa süre sonra havaalanına inen uçağa bindirildi. 8 asker, Türk temsilci, Amerikalı komutan David Petraeus ve Irak Savunma Bakanı Abdülkadir Muhammed Casim’i taşıyan uçak 10.50’de Erbil’den Diyarbakır’a doğru havalanırken ilk resmî açıklama, Mesut Barzani’nin sözcüsü Fuat Hüseyin’den geldi: “Türk askerleri şu anda sağ salim Türkiye’ye doğru yola çıkmış durumdalar.” Böylece üç günlük sıcak teslim süreci sona eriyordu.

Askerlerin teslim edilmesinden bir gün önce Habur Sınır Kapısı’ndan Kuzey Irak’a giren DTP milletvekilleri Osman Özçelik, Aysel Tuğluk ve Fatma Kurtulan akşam saatlerinde Erbil’e ulaştı. Oldukça gergin oldukları güzlenen vekiller kaldıkları otelde küçük bir açıklama yaparak odalarına çekildiler. Üç vekile peşmerge timleri eşlik ederken yerel yönetimin içişleri bakanlığına bağlı iki görevli de onları yönlendiriyordu. Vekillerin açıklama yapmasını önce istemeyen görevliler daha sonra küçük bir açıklamaya izin verdiler. Askerlerin teslim edileceği hem Irak hem de Türkiye’deki bazı yetkililer tarafından biliniyordu; ama DTP bu işin içinde yoktu. Ancak iddialara göre terör örgütünün elebaşları DTP’li vekillerin de teslimde hazır bulunmasını şart koşmuş ve telefonla DTP’li yöneticileri arayarak askerlerin teslim işlemine katılmalarını istemiş. Apar topar Erbil’e gelen DTP’liler, askerleri almaya giden heyette yer aldı. Hatta milletvekilleri, PKK’nın şova dönüştürdüğü teslim töreninde askerleri sağlıklı bir şekilde teslim aldıklarına dair bir şahitlik belgesine imza attılar.

DTP’Lİ VEKİL: HÜKÜMETİ TEMSİL ETTİK

DTP Van Milletvekili Fatma Kurtulan, evrakı güvenilir olması için imzaladıklarını söylüyor: “Resmî bir teslimat olsun diye değil, sadece böyle uygun görmüşlerdi. Biz de askerleri sağlıklı bir şekilde aldığımıza dair imza attık. Bir nevi şahitlik ettik.” PKK’nın alıkoyduğu askerlerin serbest kalması için DTP’nin ansızın Erbil’e temsilci göndermesi kafaları karıştırdı. Partinin örgütle bağlantısı olduğunu kanıtlayan bu hareketin önümüzdeki dönemlerde nasıl bir sonuç doğuracağı merak ediliyor. Ancak DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik Aksiyon’a yaptığı açıklamada kendilerinin hükümet adına Erbil’e geldiklerinin altını çiziyor. Özçelik, teslimattan sadece hükümetin değil askerin de haberinin olduğunu söylüyor: “Her şeyden haberleri vardı. Görüşmelerimiz oldu. Üç gün süren bir çabaydı bu. Askerle bağlantımız olmazsa da hükümet yetkilileri üzerinden bir bağlantı vardı. Herkes buraya geleceğimizi biliyordu.

” PKK, KUZEY IRAK’TA DERİN ABLUKAYA ALINDI



Son gelişmelerin ardından Kuzey Irak'ta PKK'ya yönelik etkili tedbirler alınmaya, kontroller sıkılaştırılmaya başlandı. Yol güzergâhlarındaki karakol sayısı 4 katına çıkartılırken Erbil, Zaho, Dohuk, Mahmur yolu, Kandil bölgesi gibi yerlerde bulunan geçiş noktalarında personel sayısı yer yer 15'e yükseltildi. Birkaç gün içinde PKK ile bağlantısı olduğu sanılan en az 6 kişi gözaltına alındı. Bölgesel yönetim, PKK karşıtı tedbirleri açıklamazken, ulaştığımız bilgilere göre bu önlemler Türkiye'nin taleplerini büyük ölçüde karşılar nitelikte. Bölgesel Kürt yönetiminin PKK'yı Kuzey Irak'ta derin bir ablukaya aldığını söylemek mümkün. Mesela PKK'nın arka bahçesi olarak kullandığı Mahmur Kampı'nda çok sıkı denetimler yapılarak Kandil-Mahmur bağlantısı kesildi. Kandil'e gidecek erzak ve ilaçlara, şehre inip tedavi gören PKK'lılara izin verilmeyecek. Türkiye sınırında kurulan yeni takviye karakollar da PKK sızıntılarını engellemede önemli rol oynayacak. Yerel yönetim aynı zamanda istihbarat bilgilerini de Türk yetkililerle paylaşacak.

148 KİŞİLİK TERÖRİST LİSTESİ PEŞMERGEDE

Türkiye'nin ABD'den ve Irak hükümetinden teslim etmesini istediği 148 kişilik PKK'lı terörist listesi, peşmerge askerlerine de ulaştırıldı. ABD’deki Erdoğan-Bush zirvesinin ardından harekete geçen Irak içişleri bakanlığı, listeyi Kuzey Irak yerel yönetimine de gönderdi. Ardından, Kuzey Irak'ın önemli bir kısmında kimlik kontrolü iyice sıklaştırıldı.


Aksiyon

Bu Yazıyı Facebook'ta Paylaş
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009