Gökçen OĞAN
Türkmenbaşı döneminde, daimi tarafsızlık statüsünü, adeta dünyadan ve bölgeden soyutlanma biçiminde somutlaştıran Türkmenistan, Tükmenbaşı’nın vefatı ile birlikte yepyeni bir sürece girdi. Türkmenbaşı’nın ülkenin dış ilişkilerine çektiği demirden set, yerini yavaş yavaş çıkar çatışmalarının alevlendiği ve yeni Aşkabat yönetiminin, bu çatışmayı kendi lehine çevirmeye çalıştığı bir döneme bıraktı. Türkmenistan’ın sahip olduğu enerji potansiyeli bu gelişmelerin merkezinde yer alıyor.
Eski Sovyetler Birliği ülkeleri arasında Rusya’dan sonra ikinci büyük doğalgaz ihracatçısı konumunda olan Türkmenistan’ın en önemli müşterisi Rusya Federasyonu. Rusya Federasyonu Türkmenistan doğalgaz ihracatının neredeyse tamamını devlet şirketi olan Gazprom üzerinden yapıyor. Moskova’nın bu kapsamda en önemli avantajı Sovyetler Birliği döneminde inşa edilen ve tüm Orta Asya bölgesinin enerji kaynaklarını Rusya Federasyonu’na taşıyan Orta Asya Merkez Boru Hattı’nın varlığı. İşlevini sürdüren bu hat sayesinde yeni boru hattı güzergahları inşa edilene dek Moskova’nın bu avantajını sürdüreceği açık. Diğer taraftan, ekonomisi büyük ölçüde enerji ihracatına dayanan Rusya Federasyonu için Türkmen kaynağı hayati nitelikte. Zira Gazprom Türkmenistan’dan piyasa fiyatının altında satın aldığı doğal gazı Avrupa pazarlarına daha yüksek fiyatla satarak önemli bir kâr elde ediyor. Ancak, Türkmenistan enerji kaynakları sadece Moskova’nın değil ABD, Avrupa Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin de ilgi odağı haline geldi. Türkmenistan Devlet Başkanı Kurbankulu Berdimuhammedov bu ilgiyi Rusya’nın Türkmen enerji piyasası üzerindeki tekelini kırmak ve müşteri çeşitlendirmesini sağlamak amacıyla değerlendirmek için son dönemde önemli girişimlerde bulundu. Bu girişimlerin eski ve halen büyük müşteri konumundaki Moskova’yı ihmal etmeden hayata geçirilmesi Aşkabat yönetimi için büyük önem taşıyor. Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile işbirliği içinde projelendirilen ve Hazar doğalgazının Rusya üzerinden pazara sunulmasını öngören Hazar projesi bu kapsamda ele alınabilecek bir gelişme. Berdimuhammedov bir yandan Çin, bir yandan da ABD ve AB ile masaya otururken, Rusya faktörünü de ihmal etmemeye çalışıyor.
Bu kapsamda Aşkabat ve Pekin arasında Ağustos 2007’de imzalanan anlaşma önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Söz konusu anlaşmaya göre Türkmenistan, 2009 yılından itibaren Çin Halk Cumhuriyeti’ne yılda 30 milyar metreküp doğalgaz sevk etme yükümlülüğünü üstlendi. Çin’in ulusal petrol kuruluşu olan CNPC şirketi de, Türkmenistan’da bazı yataklarda çalışmalar yapma konusunda anlaşma imzaladı. Diğer taraftan, Ukrayna krizi sonrasında Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltmak zorunda olduğunu gören Avrupa Birliği, ABD destekli enerji diplomasine hız verdi. ABD ve Avrupa Birliği bölge enerji kaynaklarını Türkiye- Bulgaristan- Romanya -Macaristan- Avusturya Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (NABUCCO) üzerinden temin etme konusunda yoğun temaslarda bulunuyor. Doğalgaz kaynaklarını çeşitlendirmek isteyen Avrupa Birliği, Hazar Denizi, Azerbaycan ve Türkiye üzerinden Rusya’yı baypas edecek bir güney koridorunun açılması halinde, Türkmen gazını piyasa fiyatı üzerinden almaya hazır. Türkmenistan lideri Berdimuhammedov, BM Genel Kurulu Toplantısı'na katılmak için Eylül ayında gittiği ABD'de, Türkmen gazını Avrupa'ya satmaya hazır olduğunu söylemişti. Türkmen gazı Avrupa'nın enerji kaynaklarını çeşitlendirmede en önemli unsurlardan biri. Bu gazın Rusya'nın devre dışı olduğu bir hat üzerinden gelmesi Avrupa Birliği’ni oldukça rahatlatacak.
Bu nedenle karşılıklı ziyaret trafiğinin ana konusunu enerji oluşturuyor. Kasım ayı başında Avrupa Birliği’nin daveti üzerine Brüksel’e giden Berdimuhammedov, bundan çok kısa bir süre sonra Avrupa Birliği Enerji Komiseri Andris Piebalgs'ı Aşkabat’ta kabul etti. Ancak Türkmen gazına sahip olmak konusunda Avrupa Birliği’nin iki önemli sorunu nasıl aşacağı merakla bekleniyor. Öncelikle, Moskova’nın Türkmen ekonomisi ve siyaseti üzerindeki etkisi nedeniyle Türkmenistan son derece hassas bir denge noktasında bulunuyor. Avrupa Birliği’nin, bu dengeyi lehine çevirmek için yeterli potansiyeli olup olmadığı noktasında ciddi kuşkular mevcut. İkinci önemli sorun ise bölgenin enerji kaynaklarını Nabucco hattına bağlayacak olan Trans-Hazar projesi ile ilgili. Hazar Denizi’nin statüsünün belirlenmesi, Türkmenistan ve Azerbaycan’ın hak iddia ettiği Serdar/Kepez yatağı sorununun çözülmesi, ayrıca, döşenecek olan hata hangi ülkenin ne oranda katkı yapacağı noktasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi hayati önem taşıyor.
Tüm bu gelişmelerin merkezinde olan Aşkabat yönetimi ise enerji politikasında Türkmenbaşı’nın oynadığından farklı bir rol oynuyor. Türkmenbaşı’nın, tüm alternatif boru hattı girişimlerini, Moskova ile ilişkilerin bozulmaması bağlamında geri planda tutan yaklaşımı, Berdimuhammedov döneminde kırılmışa benziyor. Nitekim Moskova’ya bağımlılığı azaltmaya yönelik ve aynı zamanda kârlı anlaşma ihtimallerinin tamamı Berdimuhammedov yönetimi tarafından ciddiyetle takip ediliyor. Tüm bu gelişmeler Türkmenistan açısından hayli olumlu ve çetin pazarlıkların yaşanacağı bir döneme işaret ediyor.
ASAM
Türkmenbaşı döneminde, daimi tarafsızlık statüsünü, adeta dünyadan ve bölgeden soyutlanma biçiminde somutlaştıran Türkmenistan, Tükmenbaşı’nın vefatı ile birlikte yepyeni bir sürece girdi. Türkmenbaşı’nın ülkenin dış ilişkilerine çektiği demirden set, yerini yavaş yavaş çıkar çatışmalarının alevlendiği ve yeni Aşkabat yönetiminin, bu çatışmayı kendi lehine çevirmeye çalıştığı bir döneme bıraktı. Türkmenistan’ın sahip olduğu enerji potansiyeli bu gelişmelerin merkezinde yer alıyor.
Eski Sovyetler Birliği ülkeleri arasında Rusya’dan sonra ikinci büyük doğalgaz ihracatçısı konumunda olan Türkmenistan’ın en önemli müşterisi Rusya Federasyonu. Rusya Federasyonu Türkmenistan doğalgaz ihracatının neredeyse tamamını devlet şirketi olan Gazprom üzerinden yapıyor. Moskova’nın bu kapsamda en önemli avantajı Sovyetler Birliği döneminde inşa edilen ve tüm Orta Asya bölgesinin enerji kaynaklarını Rusya Federasyonu’na taşıyan Orta Asya Merkez Boru Hattı’nın varlığı. İşlevini sürdüren bu hat sayesinde yeni boru hattı güzergahları inşa edilene dek Moskova’nın bu avantajını sürdüreceği açık. Diğer taraftan, ekonomisi büyük ölçüde enerji ihracatına dayanan Rusya Federasyonu için Türkmen kaynağı hayati nitelikte. Zira Gazprom Türkmenistan’dan piyasa fiyatının altında satın aldığı doğal gazı Avrupa pazarlarına daha yüksek fiyatla satarak önemli bir kâr elde ediyor. Ancak, Türkmenistan enerji kaynakları sadece Moskova’nın değil ABD, Avrupa Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin de ilgi odağı haline geldi. Türkmenistan Devlet Başkanı Kurbankulu Berdimuhammedov bu ilgiyi Rusya’nın Türkmen enerji piyasası üzerindeki tekelini kırmak ve müşteri çeşitlendirmesini sağlamak amacıyla değerlendirmek için son dönemde önemli girişimlerde bulundu. Bu girişimlerin eski ve halen büyük müşteri konumundaki Moskova’yı ihmal etmeden hayata geçirilmesi Aşkabat yönetimi için büyük önem taşıyor. Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile işbirliği içinde projelendirilen ve Hazar doğalgazının Rusya üzerinden pazara sunulmasını öngören Hazar projesi bu kapsamda ele alınabilecek bir gelişme. Berdimuhammedov bir yandan Çin, bir yandan da ABD ve AB ile masaya otururken, Rusya faktörünü de ihmal etmemeye çalışıyor.
Bu kapsamda Aşkabat ve Pekin arasında Ağustos 2007’de imzalanan anlaşma önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Söz konusu anlaşmaya göre Türkmenistan, 2009 yılından itibaren Çin Halk Cumhuriyeti’ne yılda 30 milyar metreküp doğalgaz sevk etme yükümlülüğünü üstlendi. Çin’in ulusal petrol kuruluşu olan CNPC şirketi de, Türkmenistan’da bazı yataklarda çalışmalar yapma konusunda anlaşma imzaladı. Diğer taraftan, Ukrayna krizi sonrasında Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltmak zorunda olduğunu gören Avrupa Birliği, ABD destekli enerji diplomasine hız verdi. ABD ve Avrupa Birliği bölge enerji kaynaklarını Türkiye- Bulgaristan- Romanya -Macaristan- Avusturya Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (NABUCCO) üzerinden temin etme konusunda yoğun temaslarda bulunuyor. Doğalgaz kaynaklarını çeşitlendirmek isteyen Avrupa Birliği, Hazar Denizi, Azerbaycan ve Türkiye üzerinden Rusya’yı baypas edecek bir güney koridorunun açılması halinde, Türkmen gazını piyasa fiyatı üzerinden almaya hazır. Türkmenistan lideri Berdimuhammedov, BM Genel Kurulu Toplantısı'na katılmak için Eylül ayında gittiği ABD'de, Türkmen gazını Avrupa'ya satmaya hazır olduğunu söylemişti. Türkmen gazı Avrupa'nın enerji kaynaklarını çeşitlendirmede en önemli unsurlardan biri. Bu gazın Rusya'nın devre dışı olduğu bir hat üzerinden gelmesi Avrupa Birliği’ni oldukça rahatlatacak.
Bu nedenle karşılıklı ziyaret trafiğinin ana konusunu enerji oluşturuyor. Kasım ayı başında Avrupa Birliği’nin daveti üzerine Brüksel’e giden Berdimuhammedov, bundan çok kısa bir süre sonra Avrupa Birliği Enerji Komiseri Andris Piebalgs'ı Aşkabat’ta kabul etti. Ancak Türkmen gazına sahip olmak konusunda Avrupa Birliği’nin iki önemli sorunu nasıl aşacağı merakla bekleniyor. Öncelikle, Moskova’nın Türkmen ekonomisi ve siyaseti üzerindeki etkisi nedeniyle Türkmenistan son derece hassas bir denge noktasında bulunuyor. Avrupa Birliği’nin, bu dengeyi lehine çevirmek için yeterli potansiyeli olup olmadığı noktasında ciddi kuşkular mevcut. İkinci önemli sorun ise bölgenin enerji kaynaklarını Nabucco hattına bağlayacak olan Trans-Hazar projesi ile ilgili. Hazar Denizi’nin statüsünün belirlenmesi, Türkmenistan ve Azerbaycan’ın hak iddia ettiği Serdar/Kepez yatağı sorununun çözülmesi, ayrıca, döşenecek olan hata hangi ülkenin ne oranda katkı yapacağı noktasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi hayati önem taşıyor.
Tüm bu gelişmelerin merkezinde olan Aşkabat yönetimi ise enerji politikasında Türkmenbaşı’nın oynadığından farklı bir rol oynuyor. Türkmenbaşı’nın, tüm alternatif boru hattı girişimlerini, Moskova ile ilişkilerin bozulmaması bağlamında geri planda tutan yaklaşımı, Berdimuhammedov döneminde kırılmışa benziyor. Nitekim Moskova’ya bağımlılığı azaltmaya yönelik ve aynı zamanda kârlı anlaşma ihtimallerinin tamamı Berdimuhammedov yönetimi tarafından ciddiyetle takip ediliyor. Tüm bu gelişmeler Türkmenistan açısından hayli olumlu ve çetin pazarlıkların yaşanacağı bir döneme işaret ediyor.
ASAM
0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.