14 Aralık 2007 Cuma

Cumhurbaşkanı Gül Kazakistan'da


Değiştir
Gökçen OĞAN


Son dönemde, Türk dış politikasının, Orta Asya coğrafyasına ilişkin yeni bir açılım sağlama çabası içinde olduğu görülüyor. Orta Asya cumhuriyetlerinin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından dünya siyasi sahnesinde yerlerini almaları Türkiye açısından memnuniyetle karşılanmış, ancak dönemin koşulları ve Türkiye’nin Batı odaklı algıları nedeniyle ilişkiler istenilen seviyeye ulaşamamıştı. Beklenen verimin sağlanamaması yalnızca Ankara merkezli eyleme/eylemsizliğe bağlı olarak ortaya çıkmamış, Orta Asya cumhuriyetleri de bu bağlamda beklenilen ölçüde çaba sarf etmemiştir. Ancak, bugün gelinen aşama itibariyle bir değerlendirme yapıldığında, ilişkilerin geliştirilmesinin her iki taraf açısından önemli fırsatlar içerdiği görülüyor.

Türkiye bölgesel bir güç olmanın en temel gerekliliği olan “aktif” bir dış politika izleme çabasında. Bu bağlamda, çok yönlü bir dış politika izleme arzusunda olan Ankara için Orta Asya coğrafyası önemli bir hareket kabiliyeti sağlıyor. Zira, ilişkilerin durağan bir yapı sergilediği, hatta bazı alanlarda geri adımların atıldığı dönemlere rağmen halen Türkiye’nin bölgede önemli bir potansiyeli olduğu açık. Orta Asya Türk cumhuriyetleri ile paylaşılan ortak değerler, ilişkiler açısından destekleyici bir unsur olarak değerlendirilebilir. Ancak her alanda atılacak adımların karşılıklı çıkar algılamasına dayanması gerektiğini geçmiş tecrübeler ortaya koymuş bulunuyor. Diğer taraftan, aktif dış politika izleme arzusunun, ilişkilerin derinlik kazanması gerekliliğini unutturacak bir diplomatik trafiğe dönüşmemesi gerekiyor.

Türkiye, bölgeye yönelik politikasını söylem düzeyinden eylem düzeyine geçirmek açısından son dönemde önemli girişimlerde bulundu. Henüz net bir planın varlığına dair işaretler bulunmamakla birlikte, somut projelerin ele alınması gerektiği hususu ve bölge ile işbirliğini geliştirme arzusu Ankara tarafından açıkça ifade ediliyor. Dış politikalarını denge unsuru temelinde inşa etmeye çalışan Orta Asya cumhuriyetleri açısından da gelişmelerin olumlu karşılandığı ifade edilebilir.

Türkiye, Orta Asya bölgesine yönelik olarak hem hükümet hem de cumhurbaşkanlığı düzeyinde diplomatik atak başlattı. Cumhurbaşkanı Gül’ün Türkmenistan ziyaretinin ardından gerçekleştirdiği Kazakistan ziyaretinin ana konusunun da enerji olması kuvvetle muhtemel. Kazakistan’ın hem Bakü-Tiflis-Ceyhan hem de Samsun-Ceyhan boru hattı projesine yapacağı katkılar Türkiye için kritik nitelikte. Doğu Batı enerji güzergahlarının transit ülkesi olduğu iddiasını güçlendirme sürecinde olan Türkiye için, bölge enerji kaynaklarına ulaşım zorunluluğu son dönemde daha belirgin ve öncelikli bir konuma geldi. Bu rol, Türkiye’nin Avrupa enerji güvenliği açısından önemini de pekiştiriyor. Bu kapsamda, Gül’ün Kazakistan ziyaretinin, enerji kaynaklarına ulaşım bağlamında, Türkmenistan ziyaretinin bir uzantısı olduğu ifade edilebilir.

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Türkiye’yi ziyaret eden ilk devlet başkanı olan Nazarbayev ve Gül’ün, önümüzdeki süreçte iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesini tüm boyutlarıyla masaya yatırmaları bekleniyor. Bu bağlamda, Kazakistan’da Türkiye’yi başarılı şekilde temsil eden Türk işadamlarının durumunun yanı sıra Kazak girişimcilerin Türkiye’de yatırım imkanlarının da değerlendirilmesi muhtemel. Bugün Orta Asya cumhuriyetlerinin büyük bölümü petrol ve doğalgaz ihracatı sayesinde önemli gelirler elde ettiler. Başta Kazakistan olmak üzere, Orta Asya cumhuriyetleri bu zenginleşmeyi dış yatırımlara ağırlık vererek değerlendirmek niyetinde olduklarını ifade ediyorlar. Karşılıklı bağımlılığın artması kapsamında söz konusu yatırımların Türkiye’ye yönlendirilmesinin, ilişkilerin geleceği açısından gayet olumlu bir gelişme olacağı değerlendiriliyor.

Bölgedeki rolü ve ağırlığı her geçen gün artan Kazakistan’la diyaloğun geliştirilmesi, diğer cumhuriyetler açısından lokomotif görevi üstlenme potansiyeline de sahip. 2007 yılı içinde bazı anayasal reformları hayata geçiren, parlamento ve yerel yönetimler seçimlerini gerçekleştiren Kazakistan, uzun süredir yoğun çabalar sarf ettiği, 2010 yılı AGİT dönem başkanlığına seçilmeyi başardı. Her alanda kendine güvenen bir Kazakistan ile Türkiye arasında atılacak her adım karşılıklı çıkarlara büyük çapta hizmet ediyor.

ASAM
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009