Taha AKYOL
Pazar günü gece karanlığında Kuzey Irak'taki PKK kamplarına karşı yapılan hava operasyonu uzun bir siyasi ve teknik hazırlığın eseridir.
ABD Dışişleri Bakanı Rice Ankara'ya geldiğinde, Türkiye'nin PKK ile mücadelede "kapsamlı bir plan"ı olduğunu, Başbakan Erdoğan'ın bunu Bush'la görüşeceğini söylemişti. "Kapsamlı plan" elbette siyasi direktife göre, askerler, diplomatlar ve istihbaratçılar tarafından hazırlanmıştır.
Erdoğan 5 Kasım'da Bush'la görüştüğünde bu "kapsamlı plan"ın ana hatları üzerinde mutabakata varıldı. Erdoğan-Bush görüşmesinin hemen ardından, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Ergin Saygun'un da Amerikan Genelkurmay Başkan Yardımcısı Org. James Cartwright ve Irak'taki yetkili komutan Org. David Petraeus'la bir araya gelmesi, görüşmelerin Ankara'da devam etmesi, "mekanizma" kurulması ve istihbarat akışı gösterdi ki, bu defa iş askeri açıdan da ciddi ve bir "plan"a dayalı.
Dünkü operasyon bu "kapsamlı plan"ın bir unsurudur ve ihtiyaç görüldükçe çok daha kapsamlısı yapılacaktır.
Neden önemli?
Operasyonun önemini birkaç noktada toplamak mümkün:
Türkiye bu tür sınır ötesi operasyonlar için ABD ve Avrupa'nın desteğini almıştır. Bu desteği almasıydı şimdi ABD ve Avrupa Türkiye'yi suçluyor olacak, bu da PKK'ya önemli bir siyasi güç katacaktı! Halbuki "kapsamlı plan"ın istihbarat ve operasyon kadar önemli tarafı olan diplomatik yönü de iyi ayarlandığı için, Türkiye uluslararası toplumun desteğine sahiptir.
Bu karmaşık operasyonun başarısı göstermiştir ki, TSK yüksek bir planlama ve operasyon kabiliyetine sahiptir. Bu, Türkiye'nin caydırıcılığını artıracaktır.
PKK artık Kuzey Irak'ta rahat hareket edemeyecektir, hareket kabiliyeti kısıtlanmıştır.
PKK'lı teröristler çevreye dağılmış olsalar bile, terör eğitimi için kullandıkları tesislerle, sürekli muhtaç oldukları barınak ve depoların büyük ölçüde tahrip edilmiş olması son derece önemlidir.
PKK ile Kuzey Iraklı Kürt yönetimi ayrı siyasi saflarda yer almışlardır, bundan sonra işbirliği yapmaları eskisi kadar kolay olmayacaktır.
'Dağdan indirmek'
"Kapsamlı plan"ın diplomatik ve askeri ayakları başarıyla yürüyor. Muhakkak bir iç politika ayağı da var. "Dağdan indirmek..." gibi terimle ifade edilen budur. Bu terimin içi tabii ki belirsizdir, şartlara göre oluşturulur. Etnik terörle karşılaşan başka ülkelerde de böyle yapılıyor.
Her şeyden önce, herkes şunu görmelidir: 1990'larda Güneydoğu'da PKK'nın 'bölge hâkimiyeti' kurar gibi olduğu dönemlerde bile Türkiye pes etmedi. Bugün ise Türkiye hem askeri hem uluslararası çapta siyasi bakımdan tam bir üstünlüğe sahiptir. Silah yoluyla Türkiye'yi bir şeylere mecbur etmek boş ve kanlı bir hayaldir!
Aksine, Türkiye'nin askeri operasyonları ve uluslararası toplumun teröre karşı tavrı daha da yoğunlaşacaktır! PKK'nın "ateşkes" falan değil, "silahları bırakmak"tan başka seçeneği yoktur.
Ceza Kanunu'nun "etkin pişmanlık" konusunu düzenleyen 221. maddesinde daha ileri düzenlemeler yapabileceğini Ankara hissettiriyor. Belli ki "kapsamlı plan"da bu da var.
Bu askeri, siyasi ve hukuki gerçekleri görerek PKK koşulsuz silah bırakmalıdır, DTP terör sözcülüğünü bırakıp bu yönde siyaset yapmalıdır.
Milliyet
Pazar günü gece karanlığında Kuzey Irak'taki PKK kamplarına karşı yapılan hava operasyonu uzun bir siyasi ve teknik hazırlığın eseridir.
ABD Dışişleri Bakanı Rice Ankara'ya geldiğinde, Türkiye'nin PKK ile mücadelede "kapsamlı bir plan"ı olduğunu, Başbakan Erdoğan'ın bunu Bush'la görüşeceğini söylemişti. "Kapsamlı plan" elbette siyasi direktife göre, askerler, diplomatlar ve istihbaratçılar tarafından hazırlanmıştır.
Erdoğan 5 Kasım'da Bush'la görüştüğünde bu "kapsamlı plan"ın ana hatları üzerinde mutabakata varıldı. Erdoğan-Bush görüşmesinin hemen ardından, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Ergin Saygun'un da Amerikan Genelkurmay Başkan Yardımcısı Org. James Cartwright ve Irak'taki yetkili komutan Org. David Petraeus'la bir araya gelmesi, görüşmelerin Ankara'da devam etmesi, "mekanizma" kurulması ve istihbarat akışı gösterdi ki, bu defa iş askeri açıdan da ciddi ve bir "plan"a dayalı.
Dünkü operasyon bu "kapsamlı plan"ın bir unsurudur ve ihtiyaç görüldükçe çok daha kapsamlısı yapılacaktır.
Neden önemli?
Operasyonun önemini birkaç noktada toplamak mümkün:
Türkiye bu tür sınır ötesi operasyonlar için ABD ve Avrupa'nın desteğini almıştır. Bu desteği almasıydı şimdi ABD ve Avrupa Türkiye'yi suçluyor olacak, bu da PKK'ya önemli bir siyasi güç katacaktı! Halbuki "kapsamlı plan"ın istihbarat ve operasyon kadar önemli tarafı olan diplomatik yönü de iyi ayarlandığı için, Türkiye uluslararası toplumun desteğine sahiptir.
Bu karmaşık operasyonun başarısı göstermiştir ki, TSK yüksek bir planlama ve operasyon kabiliyetine sahiptir. Bu, Türkiye'nin caydırıcılığını artıracaktır.
PKK artık Kuzey Irak'ta rahat hareket edemeyecektir, hareket kabiliyeti kısıtlanmıştır.
PKK'lı teröristler çevreye dağılmış olsalar bile, terör eğitimi için kullandıkları tesislerle, sürekli muhtaç oldukları barınak ve depoların büyük ölçüde tahrip edilmiş olması son derece önemlidir.
PKK ile Kuzey Iraklı Kürt yönetimi ayrı siyasi saflarda yer almışlardır, bundan sonra işbirliği yapmaları eskisi kadar kolay olmayacaktır.
'Dağdan indirmek'
"Kapsamlı plan"ın diplomatik ve askeri ayakları başarıyla yürüyor. Muhakkak bir iç politika ayağı da var. "Dağdan indirmek..." gibi terimle ifade edilen budur. Bu terimin içi tabii ki belirsizdir, şartlara göre oluşturulur. Etnik terörle karşılaşan başka ülkelerde de böyle yapılıyor.
Her şeyden önce, herkes şunu görmelidir: 1990'larda Güneydoğu'da PKK'nın 'bölge hâkimiyeti' kurar gibi olduğu dönemlerde bile Türkiye pes etmedi. Bugün ise Türkiye hem askeri hem uluslararası çapta siyasi bakımdan tam bir üstünlüğe sahiptir. Silah yoluyla Türkiye'yi bir şeylere mecbur etmek boş ve kanlı bir hayaldir!
Aksine, Türkiye'nin askeri operasyonları ve uluslararası toplumun teröre karşı tavrı daha da yoğunlaşacaktır! PKK'nın "ateşkes" falan değil, "silahları bırakmak"tan başka seçeneği yoktur.
Ceza Kanunu'nun "etkin pişmanlık" konusunu düzenleyen 221. maddesinde daha ileri düzenlemeler yapabileceğini Ankara hissettiriyor. Belli ki "kapsamlı plan"da bu da var.
Bu askeri, siyasi ve hukuki gerçekleri görerek PKK koşulsuz silah bırakmalıdır, DTP terör sözcülüğünü bırakıp bu yönde siyaset yapmalıdır.
Milliyet
0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.