Bu yılki Amerikan seçimlerinde bir kadın ve bir Afrika kökenli aday var. Bu durum siyasette etnik köken ve cinsiyet konularının yoğun olarak tartışılmasına yol açıyor...
Ocak ayında Güney Carolina önseçimlerinden önce yapılan kamuoyu araştırmaları, Demokrat Partili başkan aday adayı Barack Obama’nın, siyah seçmenlerin yüzde 60’ı tarafından desteklendiğini gösteriyordu. Ancak sandık başında yapılan anketlerde, Obama’nın Afrika kökenli seçmenlerin yüzde 80’inden oy aldığı görüldü. Uzmanlar, Obama’nın bu kadar yüksek oranda oy almasını, “kimlik siyaseti”ne bağlıyor.
Georgetown Üniversitesi’nden profesör Mark Rom, kendi özelliklerimizi taşıyan kişilerle özdeşleşme eğiliminin, oylara doğrudan etkisi olduğunu söylüyor: “Kimlik siyaseti,” seçmenin, ırk, cinsiyet ya da etnik kökeni nedeniyle kendine benzeyen adaya oy vermesidir. Seçmenler, bir adayı kendilerine yakın bulur ve gördüğü ortak özellikler nedeniyle ona oy verir.”
Uzmanlara göre, Güney Carolina’da etkili olan kimlik siyaseti, eski başkan Bill Clinton’un Senatör Obama’nın başkan adaylığını, daha eski bir siyah adayla kıyaslamasından sonra ortaya çıktı.
Obama, farklı ırklara hitap edebileceğini gösteren ilk siyah başkan adayı. Bazı siyah seçmenler, kimlik siyasetine ilişkin yorumların, Obama’yı zayıflattığına ve hatta, beyazların Obama’dan soğuması için kasıtla yapıldığına inanıyor.
Siyaset ve Ekonomi Araştırmaları Ortak Merkezi, siyah Amerikalılara odaklı, bağımsız bir düşünce kuruluşu. Merkez’den David Bositis anlatıyor: “Irk konusu, kampanyalarda, beyaz seçmenleri harekete geçirmek için kullanıldığında siyah seçmenler de, kendilerini Afrika kökenli adaylarla özdeşleştiriyor.”
Kimlik siyaseti, diğer başkan adaylarının kampanyalarında da etkin bir rol oynuyor. Senatör Hillary Clinton, partisinin başkan adaylığını kazanma şansı son derece yüksek olan ilk kadın. Birçok orta yaşlı Demokrat kadın, bu tarihi fırsata dört elle sarılmış durumda. Mark Rom açıklıyor: “Amerikalı kadınlar, çok uzun zamandır içlerinden birine oy verecekleri anı bekliyor.”
Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Senatör John McCain ise, birçok uzmana göre, daha farklı bir kimlik siyaseti güdüyor. McCain için ortak değer ve inançlar, ön planda.
Kimlik siyasetini eleştirenler, bu tür siyasetin toplumu böldüğüne inanıyor. Ancak adaylar ve partilerin, bu tür propagandaya devam edeceklerine kuşku yok.
VOA News
Ocak ayında Güney Carolina önseçimlerinden önce yapılan kamuoyu araştırmaları, Demokrat Partili başkan aday adayı Barack Obama’nın, siyah seçmenlerin yüzde 60’ı tarafından desteklendiğini gösteriyordu. Ancak sandık başında yapılan anketlerde, Obama’nın Afrika kökenli seçmenlerin yüzde 80’inden oy aldığı görüldü. Uzmanlar, Obama’nın bu kadar yüksek oranda oy almasını, “kimlik siyaseti”ne bağlıyor.
Georgetown Üniversitesi’nden profesör Mark Rom, kendi özelliklerimizi taşıyan kişilerle özdeşleşme eğiliminin, oylara doğrudan etkisi olduğunu söylüyor: “Kimlik siyaseti,” seçmenin, ırk, cinsiyet ya da etnik kökeni nedeniyle kendine benzeyen adaya oy vermesidir. Seçmenler, bir adayı kendilerine yakın bulur ve gördüğü ortak özellikler nedeniyle ona oy verir.”
Uzmanlara göre, Güney Carolina’da etkili olan kimlik siyaseti, eski başkan Bill Clinton’un Senatör Obama’nın başkan adaylığını, daha eski bir siyah adayla kıyaslamasından sonra ortaya çıktı.
Obama, farklı ırklara hitap edebileceğini gösteren ilk siyah başkan adayı. Bazı siyah seçmenler, kimlik siyasetine ilişkin yorumların, Obama’yı zayıflattığına ve hatta, beyazların Obama’dan soğuması için kasıtla yapıldığına inanıyor.
Siyaset ve Ekonomi Araştırmaları Ortak Merkezi, siyah Amerikalılara odaklı, bağımsız bir düşünce kuruluşu. Merkez’den David Bositis anlatıyor: “Irk konusu, kampanyalarda, beyaz seçmenleri harekete geçirmek için kullanıldığında siyah seçmenler de, kendilerini Afrika kökenli adaylarla özdeşleştiriyor.”
Kimlik siyaseti, diğer başkan adaylarının kampanyalarında da etkin bir rol oynuyor. Senatör Hillary Clinton, partisinin başkan adaylığını kazanma şansı son derece yüksek olan ilk kadın. Birçok orta yaşlı Demokrat kadın, bu tarihi fırsata dört elle sarılmış durumda. Mark Rom açıklıyor: “Amerikalı kadınlar, çok uzun zamandır içlerinden birine oy verecekleri anı bekliyor.”
Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Senatör John McCain ise, birçok uzmana göre, daha farklı bir kimlik siyaseti güdüyor. McCain için ortak değer ve inançlar, ön planda.
Kimlik siyasetini eleştirenler, bu tür siyasetin toplumu böldüğüne inanıyor. Ancak adaylar ve partilerin, bu tür propagandaya devam edeceklerine kuşku yok.
VOA News
0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.