14 Temmuz 2009 Salı

Mavi Kitap'ın İçyüzü 1


Değiştir
26 Haziran günü Ankara’da çok önemli ve anlamlı bir toplantı yapıldı. Toplantı mekânı, İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi idi. Sadece çağrılı olanların katıldığı toplantıyı izlemek isteyen yurttaşlar, dernek binasına alınmadı.

Toplantının konusu 1915 – 16 yılarında Osmanlı ülkesinde Ermeni Sorunu ile ilgili olarak yaşananlardı. Toplantıda İngiliz devleti tarafından savaş yıllarında yazılan propaganda kitabı ünlü “Mavi Kitap”ın Türkçe basımının tanıtımı yapıldı. Kitabın Türk parlamenterlerin hepsine gönderileceği belirtildi.

İnsan Hakları Genel Merkezindeki toplantıyı düzenleyen isimler ise tanıdık isimlerdi. Birincisi İngiliz Lordlar Kamarası Üyesi Lord Avebury idi. Lord Avebury, İngiliz Devletinin Kürt ve Ermeni sorunları ile ilgili görevlisiymiş. Kendisini tanıyanlar bu iki konu ne zaman söz konusu olsa Avebury’nin hemen boy gösterdiğini belirtiyorlar.

Diğer düzenleyici, Ermeni tarihçi Ara Sarafyandı. Ara Sarafyan, Londra’da bulunan Ermeni Gomidas Enstitüsü’nün direktörüdür. O da Batılılar tarafından Türkiye’ye karşı öne sürülen Ermeni iddialarının önde gelen görevlilerinden biri olmuştu. İşte bu beyler Ankara’ya geldiler, İHD’nin Genel Merkezinde basın toplantısı yaptılar. Türkleri, soykırımcı olarak ilan eden bu emperyalist propaganda metninin tanıtımını yapmaktan daha doğrusu Türk Siyasilerin Ermeni Meselesi konusunda ağızlarının payına vermiş olmaktan duydukları mutlulukla Londra’ya döndüler.

Bu olayı duyan herkes İngilizlere, Ermenilere ve toplantıyı düzenleyen, AB’den aldığı fonlarla varlığını sürdüren İnsan Hakları derneğine kızıyor, bizse bu çıkışları nedeni ile dikkatlerin bu olayın üzerine toplanması nedeniyle Tarihin gerçek yüzünü kendi halkımıza, İngilizler, Ermeniler ve dış dünyaya göstermek için yeni bir şans yarattıkları için teşekkür etmek istiyoruz. Çünkü bu konuda daha önceleri yazdığımız yazılara pek az dikkat ediliyor ve yalan, yanlış haberler verdiğimiz zannediliyordu. Oysa şimdi durum değişti.

Bu yazı ve okurlarımızı sıkmamak için bundan sonra yazacağımız ikinci ve üçüncü yazılarla bu Mavi Kitabın kimler tarafından, nasıl ve ne amaçla hazırlandığını açıklamaya çalışacağız. Bu konuya ilgi duyan ve ülkesini seven herkesin bu seriyi dikkatle izlemesini, varsa itirazlarını ve görüşlerini bildirmelerini ve bilhassa yazıların mümkün olduğunca yayılması ve muktedir olan dostlarımızca siyasilere ulaştırmasını hararetle tavsiye ederiz.

1900’lü yılların başlarında Ermeni meselesi konusunda Avrupa’da sesini çok fazla duyuran bir büyük isim İngiliz Lord James Bryce idi. Ermenileri destekleyen çalışmalar ve propaganda sistemi içinde daha sonra ünlü bir tarih profesörü olacak Arnold Toynbee’den de yardım görmüştür. Tıpkı Alman Rahip Lepsius gibi, günümüzde dahi Ermeni konusunda yazarların ve tarihçilerin mutlaka referans aldıkları bir kişidir. Nitekim İngilizlerin 1915 olayları nedeni ile Türkiye’ye kadar gelip Türk Parlamenterlerin önüne bu kişinin çalışmalarını koyması bu anlayışın sonucudur.Galiba onlar da meselenin içyüzünü bilmiyor ve bu kişilerin yazdıklarını gerçek zannediyorlar.

James Brice 1838- 1922 yılları arasında yaşamış İngiliz politikacı, diplomat ve tarihçisidir. 1880 – 1907 arasında Avam Kamarası’nın liberal bir üyesiydi. Dışişleri Bakanı müsteşarlığı (1886) , Lancester Düklüğü baş yargıçlığı (1892) ve Ticaret Bakanlığı (1894–95) yaptı. (1907–1913) ABD. Büyükelçisi oldu. 1. Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın Belçika ve Fransa ‘da yürüttüğü şiddet hareketlerini inceleyecek komitenin başkanı oldu. (1)

Bryce genç yaştan itibaren Ermenilerle temas kurabilmiş ve Ermeni Davasına gönül vermiş bir kişi idi. Hüdavendigâr Onur, Figen Ünal Şen’in sabah gazetesinde yayınlanan Ağrı Dağı ile ilgili olarak yapılan bir çalışmada, “Sir James Bryce’in önce geniş bir kütüphane çalışması yaptığını ve sonra Ağrı Dağına çıktığını ve tırmanış sırasında zirveye yakın yerlerde (Nuh Peygamberin Gemisi ima edilerek) insan yapımı ağaçtan bir malzeme bulduğunu” belirtmektedir.(2)

James Bryce 1877 yılında yazdığı “Transkafkasya ve Ararat” adlı kitabının çıktığı dönemlerden beri tam bir Ermeni hayranı ve Türk düşmanıdır. Bu kitapta Brice daha o zamanlar “Neden Ermeniler bu zorluklara tahammül ediyor, atalarının Selçuklular ve İranlılara karşı yaptıkları gibi isyan etmiyorlar?” diye soruyor ve Ermeni toplumunu tahrik ediyordu. Nitekim 1889 Ağustos’unda Doğu Anadolu’da Bişeri’de 7 Ermeni öldürülüp, 50 kadar da ev yakılınca, Bryce hemen Müslüman aşiretleri itham etti, ancak bölgedeki İngiliz Konsolosluk elemanı, kendisi de bir Ermeni olan Thomas Boyacıyan, gönderdiği raporda olayın müsebbibinin köydeki iki Ermeni liderinden birinin Katolik mezhebine geçmesi üzerine diğeri tarafından yapıldığını belirterek onun iddialarını boşa çıkarmıştı.(3) Bryce: 1894 yılında, Türk Düşmanlığını benimseyen bir siyasi ekolün yaratıcısı İngiltere Başbakanı Gladstone’un teşvik ve desteği ile, İngiltere’de “Ermeni Cemiyeti” kuran ve Ermenileri ilk defa siyasi bir güç haline getiren ekibin başındaki kişi’dir. (4)

Tıpkı Alman Rahip Lepsius gibi Balkan Savaşı sonrası dönemde Ermenilere bir yurt yaratmak amacı ile hazırlanan ve Osmanlı Devletine zorla empoze edilen“Mandelstam Planı” ile ilgili olarak İngiltere’de yapılan çalışmalarda, o da sahnedeydi. Balkan Savaşı sırasında İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nın Türkleri yalnız bırakan tutumu, Hintli gençler tarafından kurulan “Müslim League / İslam Cemiyeti” tarafından protesto edilmişti. Lord Beaconsfield’in Doğu politikasına hala bağlı pek çok İngiliz de parlamentoda ve basında seslerini duyurmaya çalışıyorlardı. (Vikont) Bryce 8 Mart 1913’te Avam Kamarasında “Şark Meselesi” hakkında açılan bir görüşme sırasında Rus müdahalesinin doğuracağı tehlikeyi kabul eder ve ister görünüyordu:

“Ermenilerin Rus müdahalesini ciddi olarak istediklerini gösteren belirtiler var. Ermenilerin himaye isteyebileceklerini kabul etsek bile, Rusya devrimlerinin gerçekleştirilmesi için, her hangi bir talepte bulunursa ne yapacağız, bunu reddedecek miyiz?”

Dikkatlice söylenmiş bu sözlerde altı doğu vilayetinde çıkabilecek karışıklıkların endişesi saklıydı. Erzurum ve Van’daki Rus konsolosları (hazırlanmış bir planın elemanları olarak) böyle bir ihtimal bulunduğunu Rus Dışişleri Bakanlığı’na rapor etmekte ve buna dayanarak Rusya’nın müttefiklerini haberdar etmektedirler. Ayrıca Balkan Savaşları sırasında Rumeli’den sürülen Müslümanların Anadolu’ya yerleştirilmelerinin endişe edici bir durum yaratacağı ifade edilmektedir. Bryce ve arkadaşları topraklarını, yurt ve yuvalarını kaybetmiş ve perişan duruma düşmüş, yüz binlerce Türk ve Müslüman göçmenin sorunları ile zerrece ilgilenmiyor, fakat bu insanların Doğu Anadolu’ya, Ermenilerin çokça yaşadığı topraklara gönderilip, o güne kadar Ermeniler lehinde oluşturulmaya çalışılan dengeyi bozmasından endişe ediyorlardı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mr. Acland, Avam Kamarası’nın 8 Mart 1913 tarihli oturumunda bu zavallı göçmenlerin Ermeniler için bir tehdit teşkil etmediğini söylediği zaman Bryce ve arkadaşları rahatlamıştı. (5)

1915 Mart’ının ilk günlerinde Bryce Dışişleri Bakanlığı’nı arayarak başlangıçta Rusya’nın kontrolünde bir otonom Ermenistan kurulması için hazır olunduğu konusunda, Rusya ile bir anlaşma yapılmasını teklif etti. Bryce böyle bir deklarasyonun Ermenileri mutlu edeceğine, müttefiklere Türkiye ile savaş sırasında yardımları olacağına inanıyordu. Nisan ayında da Ermenileri Kilikya bölgesinde Türklere karşı bir isyana teşvik etti.

2 Ekim 1915 tarihinde Lord Cramer Dışişleri Bakanlığı’nda Lord Crewe’e bir mektup göndererek detaylı olarak İngiliz Hükümeti, Türk –Ermeni olaylarını kullanarak Amerika’da bir propaganda kampanyası başlatıp başlatamayacağını sordu. Gerçekte onun konuşmasından dört gün sonra Lord Bryce Ermenilerle ilgili olarak Ermeni kaynakları ve misyonerlerden alınan bilgilere dayanarak korkunç bir tablo çizdi. Lord Cramer de haberi olmadan veya kasıtlı olarak Anadolu’da Ermeniler tarafından çıkarılmış isyan olmadığını söyledi.

Ekim’in ilk günlerinde ABD Hükümeti’nin, insanlık namına, İstanbul’daki elçisi vasıtasıyla Osmanlı Hükümeti’ne sert bir protesto notası verdiği basında belirtiliyordu. Kısa bir süre önce Alman sefiri, Trabzon’daki konsolosluktan alınan bilgilere dayanarak Ermeni kışkırtıcılığı karşısında Türk Hükümeti’nin aldığı tedbirlerin haklı olduğunu Amerikan hükümetine bildirmişti. Ancak İngiltere Türkiye’deki Ermeni olaylarını propaganda amacı ile büyütmek istiyordu. Bu amaçla İngiltere’nin Amerika Elçisi Cecil Spring – Rice, “Ermeni Soykırımı” ile ilgili sahte haberleri elden Bası’na vermeğe başlamıştı. İngilizler işi daha da ileri götürerek Ermeni göçü ve soykırım iddiasına yarayacak fotoğraf avcılığına çıktı. Böyle fotoğraf elde etmede sıkıntıya düşünce, bu konuda destek vereceği vaadinde bulunmuş olan Lord Bryce’a başvurdular. Ancak o da Ermeni dostlarının yardımına rağmen Türkiye’deki olayları bir soykırım olarak resimleyecek hiç bir belge bulamamıştı. (6) Çünkü hayallerindeki “toplu kıyımlar” bir iki kişisel veya grupsal toplum olayları dışında asla vuku bulmamıştı.

16 Ekim’de İngiltere’nin Vatikan temsilcisi M. Gregory Dışişleri Bakanlığı’na Papanın Padişaha özel bir mektup gönderdiğini bildirdi. Şubat 1916’da Osmanlı Devleti isyanları İngiliz, Rus ve Fransız ajanlarının kışkırttığını, silah temin ettiğinin tespit edildiğini ilan edince, İngilizler tarafsız ülkeler ve ABD’ye bir bildiri göndererek Ermenileri kışkırttıkları iddiasını reddettiler.

Aynı günlerde ABD’nin Osmanlı Devleti’nin göç politikasını resmi olarak protesto ettiği Amerika’daki İngiliz elçisi tarafından bildirilince, İngilizler ABD kamuoyunun desteğini kazanmak ve savaşa katılmasını sağlamak için “Ermeni Olayından” propaganda malzemesi olarak yararlanabileceklerini düşündüler. İngilizlere istihbarat ve haber alma servislerinde çalışan Lord Bryce, Arnold Toynbee, Aneuren Williams gibi Ermeni yanlısı ve Türk düşmanı sivil ve askeri müşavirler İngiliz Hükümeti’nin “Ermeni soykırımlarını” yayması gerektiğini söylüyorlardı. Böyle bir propaganda ülke dâhilinde küçük müttefik Ermenilere destek verecek ve Türklere karşı nefret duygusunu arttıracaktı. Dış dünyada da İngiltere’nin müttefiki “Rusya’nın Yahudilere karşı yaptığı, zulüm konusunda uyanan uluslararası olumsuz ilgiyi” Türkler üzerine çevirecek, tarafsız ülkeler, ABD, Yunanistan ve Haşimi Arapların Antant devletlerini desteklemesi de sağlanmış olacaktı. (7)

Ermeni kaynakları ve misyoner raporlarından bilgi toplama görevi Ermeni sempatizanlarından Viscont Bryce ve Arnold Taynbee’ye verildi. Bu bilgiler daha sonra “Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere yapılanlar 1915–16 adı altında yayınlanacaktır. Bryce 1 Temmuz 1916’da Dışişleri Bakanı Grey’e “tarihsel gerçeklerden ziyade etkinliği olacak genel hikâyeleri seçip toplamayı uygun gördüğünü bildiriyordu. Ermeni kurumlarından gönderilen tarihsel değerlendirme itibariyle şüpheli ama o günlerde inandırıcı olabilecek olayların toparlanması konusunda yardımcı olarak Oxford’daki Balliol Koleji eski öğretim üyelerinden Arnold J. Toynbee’nin desteğini sağladı. (8)

Vikont Grey 23 Ağustos’ta verdiği cevapta raporun çok açık ve net olduğunu, yayınlanması halinde konuya ilgi duyanların kalpten etkileneceğini ve insani duygularına hitap edebileceğini söyledi. Ayrıca sadece o günlerde savunmasız Ermenilere davranışı nedeniyle Osmanlı Devleti’ni sıkıştırmakla kalmayıp, gelecekte de tarihçiler için bir hazine olacağını ilave etti. İşte “Mavi Kitap” olarak ün kazanacak olan propaganda kitabı bir İngiliz hükümeti ve Ermeni örgütleri işbirliği ile hazırlanmış oldu.(9)

Bir sonraki yazımızda sizlere ünlü Prof. Arnold Toynbee’yi ve neden bu çalışmada rol üstlendiğini anlatmaya çalışacağız.

DİPNOTLAR :

(1) Ana Britannica Cilt -6, s.402.
(2) Fügen Ünal Şen, Sabah Gazetesi 5 Ocak 1998, Ağrı Dağı Efsanesi, Nuh’un Gemisi nerede? Hüdavendigar Onur illeti Sadıkadan Haykın Çocuklarına s.15 ( İstanbul–1999)
(3) Salahi R.Sonyel: The Great War And The Tragedy of Anatolia, Turks And Armenians in The Maelstromof Major Powers, s.145 ( TTK–2000)
(4) Georges de Maleville, 1915 Osmanlı –Rus – Ermeni Trajedisi s.87 (Çev. Necdet Bakkaloğlu, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, İstanbul -1998).
(5) E.Granville, a.g.e, s.62-63.
(6) S.Sanyel, The Great War, s.140.
(7) Aynı Eser, s.141–143.
(8) Aynı Eser, s.144.
(9) Aynı Eser, s.144.

Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009