21 Temmuz 2009 Salı

Mavi Kitap'ın İçyüzü 2


Değiştir

Mavi kitapla ilgili ilk yazımızda eski bir Ermeni dostu Vikont Brice’den ve bu kitabı hazırlamak için neden gönüllü olduğundan bahsetmiştik. Bu yazımızda sizlere onun yardımcısı olan ve daha sonraki yıllarda Türk ve Yunanlılar hakkında yazdığı kitaplarla büyük ün sağlayan tarihçi Profesör Arnold Toynbee’yi ve Mavi kitabın 1916 yılında neden hazırlandığını ve hangi amaçla öne çıkarıldığını açıklamaya çalışacağız.

Bryce in en büyük yardımcısı Arnold Toynbee’ye (1889–1975) gelince (İngiliz Tarihçisi 1934–1961 yılları arasında yazdığı 12 ciltlik “A study of History / Tarih üzerine bir inceleme” adlı yapıtıyla ünlenecektir.) 1911’de Oxford’da Balliol Koleji’nden mezun olduktan sonra yunanlılara olan ilgisi ve sempatisi nedeniyle kısa bir süre Atina’daki İngiliz okuluna devam etti, sonra kendi yetiştiği kolejde “Antik Çağı Tarihi” öğretim üyesi oldu. 1915’te Dışişleri Bakanlığı haber alma dairesinde çalışmaya başladı. 1921- 1922 yılları arasında, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Manchester Guardian gazetesinin muhabirliğini yaptı. Bu görevi sırasında elde ettiği deneyimlerden yararlanarak “The Western Question in Greece and Turkey / Yunanistan ve Türkiye’de Batı Sorunu” (1922) adlı kitabını yayınladı. 1925’te London School of Economics / Londra Ekonomi Okulu’nda uluslararası tarih araştırmaları profesörü oldu ve ününü pekiştirecek eserler yazmaya başladı. Civilization in Trial / Medeniyet Yargılanıyor (1948), Türkiye, Bir Devletin Yeniden Doğuşu (1974) adlı kitapları Türkiye’de iyi bilinen eserlerdir. (1)
Yaşamında Türkiye ve Türklere oldukça geniş yer veren Toynbee; Türk halkının ölüm kalım mücadelesi verdiği 11 yıllık (1911–1922) savaş dönemi sırasında tam bir dinsel fanatiktir. Öncelikle bir Yunan ve daha sonra da bir Ermeni sempazitanıdır.” National and İnternational Politics in The Middle East adlı kitapta Gordon Marteladındaki bir yazar, Toynbee’den bir “Propaganda uzmanı” olarak bahsetmektedir. 1912 Haziran ayı başlarında annesine gönderdiği bir mektupta,“Türklerin Avrupa’dan atıldığını görmek için sabırsızlanıyorum, çünkü onlar sadece kaba ve saldırgan değil aynı zamanda aptal ve tembeldirler” diye yazıyordu. Türkiye’nin savaşa girme kararı alması üzerine de ”bu işi daha da kolaylaştırdı. Sofradan kalktığımız zaman Türkiye’den bir kırıntı bile kalmayacak” dediğini belirtmekte, “Toynbee’yi etkin ve kaba” olarak vasıflandırmaktadır. (2) Ünlü tarihçi o günlerde tamamen Yunanlı dostlarının etkisi altındadır. Buna bir itirazımız olamaz, bir topluma, bir ulusa karşı sevgi nefret gibi duygular bireyin tabii hakkıdır, bu hakka saygılıyız ama bizim Toynbee ile ilgili bazı pozisyon iddiaları ile yaptığı açıklamalara itirazımız olacak, tek yanlı görüşlerine katılmadığımız gibi, yalan ve sahte haberlere de fazlaca iltifat ettiğini iddia ediyoruz. Bu gerçeği bizzat kendi kaleminden öğreniyoruz. Şu sözlere dikkatinizi çekeriz:

“Türk ve Yunan ilişkilerini ilk elden etüt edecek fırsatlara sahiptim. Kasım 1911’den Ağustos 1912’ye kadar, Balkan Savaşı’ndan hemen önceki dokuz ayımı Yunanistan’ın tarihi bölgelerinde, Girit ve Atos Yarımadasını adım adım dolaşarak geçirdim, ülkenin fiziksel coğrafyası en önemli ilgi saham oldu. Modern topluluğun sosyal ve ekonomik yaşamı ile ilgili pek çok şey öğrendim. Avrupa Savaşı sırasında Lord Bryce‘in maiyetinde, İngiliz Hükümeti tarafından 1915’te ‘Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere yapılan Muamele / Treatment of Armenians in the Ottoman Empire’ ve 1916’da “Çeşitli Yayınlar / Miscellaneus No.31” adları altında yayınlanan ünlü “Mavi Kitap”ı hazırladım. Bu vesile ile Türk milletinin ve diğer halkları yönetimindeki güvensizlik hakkında bilinmesi gereken her şeyi öğrendim. Bundan sonra daima İstihbarat ve haber alma servisinde Türklerle ilgili alanlarda çalıştım. (Mayıs 1917’den Mayıs 1918’e kadar). Daha sonra 1918 yılının Mayıs ve Aralık aylarında Dışişleri Bakanlığı’nın Politik istihbarat bölümünde ve Aralık 1918 ile Nisan 1919 tarihleri arasında yine Dışişleri Bakanlığı’nın temsilcisi olarak Paris’teki Sulh Konferansında çalıştım. 1919–1920 arasında da Londra Üniversitesinde Bizans bölümü, modern Yunan dili edebiyatı ve Tarihi öğretmek şerefini taşıyorum.” (3)

Bu sözler açık bir İtirafın, gayet net bir şekilde ifade edilmesidir. Kendisinin birinci derecede kaynak olduğunu ifade eden ve ima eden yazar; o tarihe kadar sadece Yunanistan’ı görmüş, bütün bilgileri Türkiye’nin en önemli düşmanı olan diğer bir Hıristiyan ülkenin elemanlarından almıştır. Ön yargıları, inançları Türk insanını tanımaktan değil, bilakis hiç tanımamasından kaynaklanmaktadır. Türklere karşı ön yargıda olmasının dışında nefret duyguları ile doludur, böyle bir insanın İngiltere gibi büyük bir imparatorluğun propaganda sistemi içinde yer alması Ermeni ve Rumlar için ne kadar büyük bir talihse Türkler ve gerçekler açısından o kadar büyük bir talihsizliktir.

“20 Ekim 1920’de izin aldım, 15 Ocak 1921’de Atina’ya vardım. Atina –İzmir –Manisa –Bursa –Yalova – İzmit – İzmir – Atina –Selanik – İstanbul’u gezerek 15 Eylülde Londra’ya döndüm.” (4) Bu ifadelere göre Toynbee Türkiye ve Türkleri de görmüş, tanımış görünümü veriyor. Ancak 1920–15 Eylül 1921’e kadar bütün bu gezdiği bölgeler “Yunan işgal bölgesi” İstanbul ve Boğazlar kesimi de kendi ülkesi İngiltere ve müttefiklerinin işgali atındaki bölgelerdir. Toynbee ne Türkleri ne de Türkiye’yi tanıma gayretine girmemiştir. Bütün dikkatini Yunanlılar ve Ermenilere, yani Osmanlı idaresi altında yaşayan son Hıristiyan toplumlara vermiştir. Ayrıca bir tarih uzmanı olarak kadroya dâhil edilen Toynbee’nin “Osmanlı yönetiminin kendi bölgesinde 600 yıldan fazla bünyesindeki çok değişik din ve mezhepten, milletten olan insanları bir arada mutlu yaşatmayı başarabilmiş bir yönetim olduğunu bilmeden ”Türk idaresine hakaret etmesi” nin mazur görülecek hiçbir yanı olamayacaktır.

Toynbee’nin Ermenilerle ilgili görüşleri inanılmaz bir taraftarlığın ürünüdür.
“Türkiye’nin kuzeydoğu illerinde 1895 ten beri Ermenilere Müslümanlar tarafından Soykırım yapılması yaygın hale gelmişti.”(5)

“Ermeniler yabancı ülkelerin kendileri için bir şeyler yapmasını sağlamaya yardımcı olmak amacıyla kendilerini Türklere katlettirmişlerdir.” (6)

Toynbee savaş döneminde sadece Türkiye’ye karşı değil Almanya’ya karşı açılan propaganda kampanyasında da rol almıştı. Sistem içinde görev yaptığı iki yıla yakın bir süre içinde “Belçika’da Alman Terörü”, “Fransa’da Alman Terörü, Ermeni katliamı, Hemşire Cavell’in ölümü” gibi yayınlar hazırlamış ve seçkin İngiliz tarihçisi bir “Sahte Zulüm propagandası uzmanı” olmuştur. (7)

İşte ünlü “Mavi Kitap” içindeki bilgilerin doğru olup olmadığı kontrol dahi edilmeden, tamamen Ermeni kaynaklarından yararlanarak hazırlanmış ve Toynbee’nin kendi sözleri ile “aptalca yayınlanmış ve dağıtılmış bir savaş propaganda kitabı” (8) olarak vasıflandırılmış bir yayındır.

DİP NOTLAR:
(1) Ana Britannica C.30, s.171, 172.
(2)Edward İngram (editing). National and İnternational Politics in The Middle East, P.71 (London – 1986).
(3) Arnold Toynbee, The Western Question in Greece and Turkey, s.VIII (London – 1992).
(4) Aynı Eser, s.VIII.
(5) Aynı Eser, s.17.
(6) Aynı Eser, s.35.
(7) S.Sonyel, The Great War, s.140.
(8) A.Toynbee, a.g.e, s.50.
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009