Mavi kitabı gerçek anlamda hazırlayan ekibin başı ve Vikont Brice’ın en büyük yardımcısı, Türk ve Dünya tarihçilerinin çok iyi tanıdığı ve değer verdiği Profesör Arnold Toynbee’nin hazırladığı ve Mavi kitap adıyla ün kazanmış propaganda çalışmalarının bütün Dünyada, özellikle Amerika’da ve Anglo-Saxon dünyasında etkinliği oldukça fazla olmuştur. Çünkü o günlerin en önemli konusu: ne yapıp edip ABD’yi Antant ülkeleri safında Almanya ve müttefiklerine karşı savaşa sokmaktı.
1916 yılında “The New York America” bütün Amerikalılara Hıristiyan İngiltere ve Hıristiyan Fransa’ya barbar düşmanlarına karşı mücadelesinde desteklenmesi tavsiyesinde bulunuyordu. Eski Başbakan Asquith ve Stanley Baldwin’in her ikisi ve Başbakan Ramsay MacDonalt 1924 yılında yaptıkları bir konuşmada, Bryce’ın Mavi Kitap’ının 1916–1917 yılları arasında müttefik propaganda aracı olarak yaygın bir şekilde kullanıldığını Amerikan Halkı ve Başkan Wilson’un harbe katılma konusunda verdikleri nihai kararı etkilediği görüşünde olduğunu ifade etmişlerdir. (1) Propaganda ve iç baskılara daha fazla karşı koyamayan tarafsız Amerika Birleşik Devletleri, Mart 1917 yılındaki Bolşevik isyanı sonunda Rusya’nın savaştan çekilme arzusu göstermesi nedeniyle, Nisan 1917’de yani Rus İhtilali’nin hemen arkasından İngiltere ve Fransa’nın yanında savaşa katılmıştır
1915 sonu ve 1916 yılında İngiltere’yi böyle yoğun bir propaganda kampanyasına zorlayan konulardan birincisi Amerika ve diğer tarafsız ülkelerin, özellikle Balkan ülkelerinin kendi yanlarında savaşa katılmalarını sağlamaktı. Ama ondan da öte, o güne kadar bilinmeyen ve tahmin dahi edilmeyen bir durum ortaya çıkmıştı. Türkler için yüzyıla yakın bir süredir yapılan bütün aleyhte çalışmaların etkisinde kalarak, zihinlerinde ’katil, canavar ruhlu, barbar tipli, fesli, sakallı/bıyıklı, harem sahibi, uçkuruna düşkün, inançsız, zalim insancıklar’ canlanıyordu. Ancak; bir Türk tabiriyle “yiğidin harman olduğu” muharebe meydanlarında, özellikle Çanakkale’de, Irak, Sina Cephelerinde kelimenin tam anlamıyla “adam gibi adamlar” la karşılaşınca şaşırdılar. Belki garip karşılanabilir ama karşılıklı mücadele sırasında önce birbirlerine saygı duymayı sonra da sevmeyi öğrendiler.
Komutanların gözlemleri ve askerin savaş azmi için gerekli gibi görünen “kin ve nefretin” yerini “sevgi, saygı” gibi insancıl duyguların alması, Londra’da “Savaş Meclisi”ni rahatsız etti. İngilizlerin nefretinin Türkler üzerine yoğunlaşması savaşçılar için hayati önemi haizdi, “masum bir Hıristiyan toplumuna yapılan emsalsiz soykırım, şiddet dolu uydurma hikâyelere bu askerler bile dayanamazdı. Ancak tıpkı Alman Rahibi Lepsius gibi, İngiliz Lordu Bryce ve Tarih uzmanı Toynbee ve Ermeni çevreleri propaganda malzemesi bakımından sıkıntıya düştüler. Onlar da tıpkı Lepsius’un yaptığı gibi İstanbul’da tarafsız bir ülke temsilcisi gibi görünen ama her hali ile Antant ülkelerin bir ferdi gibi çalışan Amerikan elçisi Henry Morgenthau’ya başvurdular ve ondan yardım istediler.
Bryce 1914 yılında Filistin’i ziyareti sırasında tanıştığı İstanbul’daki ABD Büyükelçisi Morgenthau’ya bir mektup göndererek, “eğer Anadolu’da yaygın bir durumda bulunan Amerikan misyonerlerden, durumu açıklayacak bir bilgi geldiği zaman onları arada sırada görmeme izin vermelisiniz.” diye yazıyordu. Margenthau bu isteğe ona misyonerler, konsoloslar ve seyahat edenlerin gönderdikleri raporları gönderdi. Meselâ Halep’teki Amerikan konsolosu J.B. Jackson’un gönderdiği bir rapor, Mavi Kitapta yayınlandı. Margenthau 1919 Mart’ında yayınlanan Red Cross Magazine’de bu yardımı şu sözlerle itiraf ediyor. “Benim sahip olduğum bilgilerin çoğu zaten Viscont Bryce’ın mükemmel hazırlanmış dokümanter eseri Mavi Kitapta yayınlanmıştır.” (2)
İstanbul’daki ABD Büyükelçisi Henry Morgenthau ve yardımcıları iki Ermeni tercümanını sizlere bir başka yazıda tanıtmak istiyoruz. Ancak şunu belirtmekte yarar var. Musevi asıllı bu Maliyeci Büyükelçi ve onun arkasındaki Siyonistlerin o günlerde büyük planları vardı ve bu planların gerçekleşmesi için Osmanlı devleti ve müttefiklerinin bu savaşta yenilmesi gerekiyordu. Yani ABD’nin savaşa girmesi bu insanların hayallerinin gerçekleştirilebilmesi için şarttı.
Amerika kamuoyunu kazanmak amacıyla, İngilizler başlattıkları dev propaganda kampanyası” sırasında, Amerikan gazetelerine de Bryce Raporu’nun önemli kısımlarının yazılması için dağıtıyorlardı. “The New York Times, Philedelphia Public Ledger ve Chicago Herald gibi gazeteler bu Ermeni dehşeti öykülerine oldukça fazla yer vermeye başladılar. Current History (Güncel Tarih) adlı New York Times’ın çıkardığı aylık dergi, Bryce Raporu’nun uzun giriş bölümünü doğrudan veren ve raporun Türk vahşetiyle ilgili en korkunç kısımlarını özetleyen Türk karşıtı makaleleri orta sayfa serileri olarak veriyordu. New York Times gazetesi üç sayfasını Bryce Raporu’na aktarmak için kullanmıştı. New Republic Bryce’ı kaynaklarının seçimi ve kanıtları için övmüştü, ancak bu kaynakların çoğunun anonim olduğundan hiç bahsedilmemişti. Aksine raporun özeti verilmiş ve Türkler kınanmıştı. Diğer gazete ve dergiler de aynı şeyi yapmış, raporun özeti ya da rapordan alıntıları yayınlamıştı. (3)
Morgenthau’nun kitabının çıktığı 1918 Aralığına kadar Amerika’da en etkin propaganda kitabı Bryce’ın “The Treatment of Armenians in the Ottoman Empire / Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere Karşı yapılan Muamele” adlı hazırlanışını yakından izlediğimiz kitap oldu. Bunun bir sebebi de onun 1888’de Amerika Tarihi ile ilgili yazdığı “The American Commonweath” adlı kitabın Amerika’da akademik çevrelerde büyük kabul görmüş olmasıydı. İngiliz Hükümeti Lord Bryce’ı Amerikalılara hitap edebilecek imkâna sahip olması nedeni ile özellikle seçmişti. Savaştan önce Amerika’da uzun yıllar elçilik yapmış olması da ayrı bir avantajı idi. Meselâ Amerika’daki misyoner kuruluşları Ermenilere yardım için açtıkları kampanyalarda kendi propagandalarına destek sağlamak için “eski dostumuz büyükelçi Bryce da iddialarımızı doğrulamıştır.” gibi ifadelerle, Türk düşmanlığına destek buluyorlardı. (4)
Burada dikkatinize sunmak istediğimiz en önemli husus: Türkiye’ye yönelik savaşın en önemli propaganda araçlarından birinin, İngiliz Hükümeti’ne tarafsız bir ülkenin temsilcisi, ABD Elçisi tarafından temin edilen bilgilerle hazırlanmış olması ve İngiliz hükümetinin, ABD halkını Osmanlı Devleti ve müttefiki Almanya’ya karış savaşa sokmak için bunları kullanmış olmasıdır. Görüldüğü şekilde tıpkı diğer Ermeni sempatizanı yazarların yaptığı gibi, İngiliz Mavi kitabının hazırlanmasında da en önemli kaynak; İstanbul’daki Amerikan Büyükelçisi Henry Morgenthau ve onun Ermeni dostlarıdır.
Bu gün İngiliz ve ABD siyaset adamlarının Ermeni Soykırım iddialarına neden destek verdiklerini açıklamak amacıyla Türkçeye çevirip Türk Parlamenterlerin önüne sürme cesareti gösterdiği Ünlü Mavi kitap bir savaş döneminde kulaktan duyma ve masa başı yazılarıyla uydurulmuş, çoğu gerçek dışı veya abartılmış hikayelerle dolu bir propaganda kitabından başka bir şey değildir.
DİPNOTLAR:
(1) Salahi R. Sonyel, The Great War, s.148 ( TTK, Ankara-1987)
(2) S.Sonyel a.g.e., s.147 –148.
(3) Justin Mc Carthy: Birinci Dünya Savaşında İngiliz Propagandası ve Brice Raporu, Osmanlıdan günümüze Ermeni Sorunu, s.32 (Yeni Türkiye Yayınları, Ankara–2001)
(4) Aynı Eser, s.35
0 Yorum yapılmış.
Yorum Gönder
*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.