21 Ekim 2007 Pazar

Ermeni tasarısı


Değiştir


Ermenilerin soykırım iddialarını içeren tasarı ABD temsilciler Meclisindeki desteğini kaybediyor. Bu bile tasarının bir ilke sorunu olmadığını, politik amaçlarla kullanılan bir araç olduğunu göstermeye yeter. Bir kişinin, yeni hiçbir delil olmadan, bir olayı birbirine zıt biçimde değerlendirmesi ve buna göre tavır alması beklenemez.

Bu iddialar başından beri, geçmişte yaşananları irdelemek ve sorumlu gördükleri ülkemizi kınamak amacı taşımıyordu. Bu iddialarla ülkemiz, dünya kamuoyunda, soykırım yapmış olarak tanıtılacak ve hazırlanan senaryoda kullanılacaktı. Eğer Bir Türk-Kürt çatışması yaratılabilseydi Kürtlere soykırım uyguladığı iddia edilecek ve bunun herkes tarafından kolayca kabul edilmesi sağlanacaktı,

Başlangıçta Kürt sorunu ve bununla birlikte yürütülen soykırım iddialarının kaynağı bazı Avrupa ülkeleri oldu. Bu, ülkemiz için öngördükleri modelin bir gereğiydi.

Avrupa, ABD ve SSCB’den bağımsız bir güç olabilmek için enerji kaynaklarını kontrol etmesinin gerektiğinin bilincindeydi. Türkiye için farklı iki yol izlenebilirdi. Ya bir bütün olarak Avrupa’nın bir parçası haline getirilebilir ya da küçültülerek birliğe dahil edilebilirdi.

Başlangıçta Türkiye’nin tümüyle AB’ne dahil edilmesi düşünülüyordu. Ancak bunun önünde ciddi bir engel vardı. Bu, ABD’nin Türkiye’deki etkinliği ve bunu kaybetmemek için direnmesiydi.

Bu iki gücün, yani ABD ile Avrupa’nın, Türkiye üzerindeki nüfuz mücadelesi ülkemizdeki darbeleri gerçek sebebiydi. Ancak 1980 darbesi ABD’nin bu mücadelede ağır basmasının işareti oldu.

O günden sonra Avrupa yeni bir strateji geliştirdi. Ülkemizin doğu ve güneydoğusu ayrılacak, kurulacak devlet bölgede kontrol ettikleri devletler tarafından himaye edilecek ve küçülen Türkiye AB içine alınarak etkisi sınırlandırılmış olacaktı. Bölgede kontrol etmek istedikleri ülkeler İran ve Irak’tı.

ABD’nin karşı hamlesi gecikmedi. Irak işgal edildi İran işgal tehdidiyle karşılaştı. Avrupa için tek seçenek kalmıştı: İran’ı ABD etki alanının dışında tutmak ve Kürtler üzerinde nüfuz sağlamak.

ABD ile İran arasındaki gerginlik bu politikaya uygundu ama yeni bir aktör Avrupa’nın amacına ulaşmasını engelliyordu. ABD’den uzaklaşan bu ülke Rusya’ya doğru yelken açıyordu.

ABD, son olarak, Avrupa’nın Kürtler üzerindeki nüfuzunu kırmak için, PKK’yı kontrol etmeye karar verdi. Ancak örgütün Avrupa ile olan bağları devam ediyordu ve son günlerdeki eylemleriyle bir yandan ABD tarafından himaye edildiğine inanıldığı için ABD ile Türkiye arasında ciddi bir kopukluğa neden oluyordu.

Yapılacak tek şey kaldı. Eğer ABD PKK’yı tasfiye ederse Avrupa’nın Kürt bölgesindeki etkisini önemli ölçüde azaltmış olacaktı. Kendisini örgütten vazgeçmekle uğrayacağı kayıp daha azdı ve katlanılabilirdi. Artık, bölgede yapacağı harekatın kendisine bir zararı olmayacağı için, Türkiye’yi soykırım tehdidi altında tutmasının bir gereği de kalmadı. Sonuç olarak soykırım tasarısı rafa kaldırılacak, PKK’nın tasfiyesine yeşil ışık yakılacaktı. Bu hem Türkiye’nin ABD’den uzaklaşmasını engelleyecek hem de Avrupa’nın Kürtlerle bağı zayıflatılacaktı.
Tarih Bülteni

0 Yorum yapılmış.

Yorum Gönder

*Yorum yazma konusunda yardım almak için buraya tıklayınız.
*Yorum yaparken herhangi bir kişi veya kuruma hakaret unsurları içeren kelimeler kullanmayınız.

 

Tarih Bilgi Ambarı Copyright 2007-2009